ANTIPHELLUS BALIKCISI
Bodrumdan kalktik once Pamukkale Otobusleri ile Fethiyeye vardik, sonrada Kamil Koc ile Kasa dogru yola ciktik. Iki Columbus’lu aile: Alasya ve Ozmeraller ve uc genc cocuklari Berkan 18, Esra 19, Ilker 22 . Cocuklarin , Turkcesi cat ,pat .Kafa goz yara yara konusuyorlar. Ve de degisik aksanlari ile , bu yolculukta Turkce konusmaya oldukca caba sarfediyorlar. Aslinda anne babalari da gayri ihtiyari , yari Ingilizce , yari Turkce ile iletisim icinde.
Fethiyeye kadar yolcularimizin bir kismi uyuyor. Sakar gecidinden, Gokovaya inisi , cogunlukla kaciriyorlar. Bu gecidi, 1970 lerde gorecektiniz.Dagin tepesinden, Gokova ‘ya inis korku filimlerindeki gibi nefesinizi keserdi. Oysa simdiki yol oldukca genis. Genede koca otobusun devamli yuz seksen derecelik virajlari , bir biri arkasina inmesi , cogu yolcularimizin yuregini hoplatiyor. Ne demisler: Marmaris Tektir, Gokova Cennettir. Halikarnas Balikcisi Cevat Sakirin Mavi Yolculuklarinin ilk duragi olan Gokova , gene muhtesem ve bakir. Ama kayigina ismini verdigi "Yatagan " ovasindaki termik santrali ve hava kirlenmesini gorse kim bilir ne kadar uzulurdu diye dusunuyoruz. Gene'de biz daha cok guzellikleri gorerek yolumuza devam ediyoruz.Yolun etrafidaki seralar, pitrak pitrak domateslerle dolup tasiyor. Her turlu turncgiller ,zeytin agaclari, pamuk ve pirinc tarlalari goz alabildigine yolun iki yaninda uzanyor. Zaman zaman yol uzerinde, benim " car wash " dedigim , genelikle gozleme yapan kucuk lokantaciklarin onunde arabanizi tepeden sulayan su borulari, mopetli koyluler, kamyon icinde kuzular , ozelikle yabanci turistlerin dikkatini ceken goruntuler.
Koycegiz, Dalyan, Ortaca, Dalaman derken, bu sefer Gocek gecidine variyoruz. Simdi, biraz evvel uyuyanlar uyanmis, biraz da irkilerek Gocek’e inisi seyrediyorlar. Bir muddet sonrada Bati Toroslar butun yuceligi ile ortaya cikiyor. Kimimiz basi dumanli, kimimiz tepesi karli daglar , diye tartisma ‘ya giriyoruz.
Fethiye’ye giris o kadar guzel degil. Carpuk, curpuk bir yapilasma ve toz duman. Halbuki sehrin ici , ve liman ne kadar guzel. Hele daglardan Fethiye’ye bir inis var'ki nefesinizi keser. Hafiften Napoli ve Vezuv yanardagi kartpostallarini animsatir. Ama bence Fethiye daha guzel ve alimli. Fethiye otobus garajlarinda sicaklik 41 C. Ama , Kamil Koc‘un klimali bekleme salonu ve calisanlarini konukseverligi dort dortluk.
Eger cennette bir "Disney Ride", i yapmak isterseniz Fethiye , Kas yolunu deneyin. Sol tarafinizda yuce daglar ve tepeler.Belliki , dunya kuruldugunda buralari volkanik bir bolge imis. Karaip adalarinda " Hell" diye bir volkanik yapilasma bolgesini para ile ziyaret etmistik. Buradaki goz alabildigine uzanan volkanik kayalari gorseler , herhalde utanirlardi. Yol karsilikli iki arabanin sigacagi genislikte, iki otubusun degil. Saginiz, denize dogru ucurum. Asagida lacivertin en guzeli, kiyi kisminda zumrut yesili ile sarmas dolas. Bu renk cumbusunun icinde adalar, yarimadalar ardi ardina birbirini kovaliyor. Tepeden Kalkan'in bir gorunusu varki , Monte Carlo, gorse kiskanir. Sarp kayalar uzerinden dolana dolana denize inen daracik yollar. Etrafi mor bogonvillarla suslenmis, tas evler.En asagida at nali seklinde mavi bir liman , beyaz yelkenliler ve guletler.
Sonunda benzeri guzelikler icinde Kas sehrine vardik.Elimizde Turgut Reis'de tanisdigimiz Orhan Seremet'in verdigi bir mektup.Mektup soyle diyor:
29.06.2004
Mavilim Otel
Sn. Sevket Sismanoglu
Sayin Cem Ozmeral ve gurubuna gereken ilgiyi gosterirseniz mutesekkir kalirim.
On odeme 480.000.0000 yi hesabiniza gonderiyorum. Bakiye 500.000. 000 kendileri tarafindan size nakden odenecektir.Garaj-Otel ve Merkez Arasi transferlerde desteginizi esirgemiyeceginizden ve Demre ve tekne gezilerinde kendilerine yardimci olacaginizdan eminim.
Saygilarimla M.Orhan Seremet
Kas Garajinda, Cifte minareli caminin yaninda iki Columbuslu aile, Sevket Beyi bekliyoruz. Cocuklar yorgun ve sabirsiz. Sevket bey'i daha onceden hic tanimiyoruz. Nasil biridir, oteli nasildir hic bilmiyoruz.Cep'den aryoruz, yakinda oldugunu hemen gelecegini soyluyor. Birazdan , uzerinde Mavilim Otel yazan bir minubus onumuzde duruyor. Icinde altmislarini sonuna yaklasmis gibi gorunen hasir sapkali bir adam iniyor. Basindaki hasir sapkasini cikariyor. Gozlerinde biz eskiden taniyormusda, simdi kavusuyormus gibi bir pirilti ve sevinc ve kocaman bir gulumseme. Iri elleri ile elllerimizi kavriyor bize Merhaba , Hosgeldiniz diyor . Sanki o bizi, biz onu hep taniyoruz. Yuregimize bir guven duygusu ve sevinc yayiliyor. Sevket Bey ortanin uzerinde boylu, yasina gore oldukca dinc birisi. Ayaginda kaki bir sort ve sandaletler, uzerinde beyaz kolsuz bir atlet fanila, sinek kaydi bir tiras. Beyaz dalgali saclari arkaya dogru muntazam bir sekilde tarali. Kol saaati, belindeki kemerine asilmis.
Mavilim Otel'i , Kas'in 4.5 km disinda, yarimada uzerinde. Yolda , sehrin icinden gecerken bir iki yerde duruyoruz. Sevket Bey , herkesi taniyor herkesde onu saygi ile selamliyor.
-Merhaba Guzel Kizim, nasilsin? Merhaba oglum , baban nasil?
- Iyi gunler Doktor Hanim, bakin bunlar benim Amerikadan Turk arkadaslarim.
Kaldirim kenarindaki gencten hanim:
- desenize diyor, bunlar " Meluncanlar“**?
-Yok diyorum, Alasyalar ve Ozmeraller
Sonunda Mavilim Oteline geliyoruz. Otel yarimada denilen bogede sarp kayalar uzerinde. Buraya neredeyse 70 derece dik bir yokusdan iniliyor. Beton yolu Sevket Bey yaptirmis. Uc yildizli Otel, yada Motel uc katli Onunde cok guzel bir yuzme havuzu var.Odalar kucuk fakat rahat ve de en onemlisi klimali. Hepsinin onunde bir balkon.Balkon kapilarinda tul perde, camlarda tel .Banyoda sicak sulu duslar. Cocuklar hemen bir dus aliyorlar.
Otelin bahcesi, havuz kenari begonvillalar, hanimelleri, feslihanlar ve gullerle suslenmis.Asagiya kirk elli ayak merdivenden kayalarin icinden denize iniliyor. Burada ki platformdan ve merdivenlerden denize giriliyor. Deniz isini ertesi gune birakip, cogunluk havuzu tercih ediyor. Otelin teras katinda bir manzara var'ki gorme gitsin. Onunuzde masmavi bir arsipel, irili ufakli adaciklar, ucusan martilar, sicak havaya ragmen herzaman sizi ferahlatan hafif bir meltem.
Mavilim Oteli , Isvicredeki dag motellerini andiran bir otel.Tas bir yapi olmasina ragmen guzel tahta cerceve ve parmakliklarla suslenmis. Duvarlarinin, kiminde Akdeniz ile ilgili turizm posterleri , kimindede Almanya resimleri var. Ertesi sabah , sabah kahvaltisinda Sevket Bey'le deri bir sohbete daliyoruz.
-Bakin burasi dunyanin cenneti. Ben kirk sene Almanyada kaldim. Sonunda geldim burada yerlestim. Buralari Lycia Medeniyetinin merkezi. Siz isteyin, ben size buralari tek tek gezdiririm. Yasim 72.Sekerim disinda fazla bir sikintim yok.Araba yada tekne ile istedigimiz yerlere gidebiliriz diyor. Bu Lycia'a lilar Anadoluda , Yunandan cok once M.O. 2800 -2300 yillarinda buyuk bir medeniyet kurmuslar. Tam 23 tane sehirleri varmis. Merkezkeri Xanthios imis. Bu sehirlerden birkacini size sayayim; Myra (Demre), Anthiphellus (Kas), Kekova (Kekova), Simena (Kale), Thelmessus (Fethiye), Teimiussa (Ucagiz), Patara(Patara), Xanthos (Esencay). Dusunun, taa bronz devrinde adamlar meclislerini kurmuslar. Yunan dan once demokrasiyi uygularlarmis.Myra gibi onemli sehirlerin uc oyu, digerlerinin bir oyu varmis.Bunlar sonradan gelen babaerkil Helen medeniyetinden cok once , anaerkil bir toplum imis. Sonrasi malum, Yunanlilar, Persler ve Buyuk Iskender ve de Selcuklar .Hepsi buralarda izlerini birakmislar. Bizlere onlardan kalan, Kaya mezarlari, lahitler, sulama tesisleri ve birkac sehir kalintisi.
Otel sahibi Sevket Bey, konustukca aciliyor ve engin bilgisi ile bizi hayretler icinde birakiyordu. Aslinda anladigim kadari ile formal bir yuksek ogretimi yoktu. Fakat cok okudugu ve gezdigi muhakkakti. Almanyada once torna ustasi olarak basladigi fabrikada , kisa zamanda amirlerinin begenisini kazanmis ve idarecilige yukselmisti. Sonunda kirk sene yasadigi Almanyada, gurbet canina tak demis, ve Istanbula babaevine geri donmustu.
Aslen Karadenizli idi. Uc kardes babalarinin Beykoz daki evlerinde yasiyorlardi. Almanyada yaptigi parayla da , Kasda gormeden arazi almis. Buraya gelerek once bir otel, sonrrada birisi kendisi ve karisina, digeride cocuklarina ve torunlarina ucer katli iki villa yaptirmisti. On dort senedir yazlari Kas'da yasiyor bolge turizimine inanilmaz bir ozveri ile yardim ediyordu.
Ertesi gunu bizi minibusle Saklikent'e goturdu. Yolda , heyelan bolgelerinde tehlikeli yerleri isaret ederek kac vali ile bu konuda temasa gectigini anlatti. Almanya'da oturdugu sehri, Kas ile kardes sehir ilan ettirmeyi basarmisti.Simdiki projesi ise Kas'in hemen karsisindaki Yunanlilarin Meis adasini kardes sehir ilan ettirmekti.Cogu zaman komsu adadaki Yunanlilar, Sevket beyin, dunyanin en kucuk hastahanesi dedigi, Kas hastahanesine , acil ameliyatlar icin geliyorlardi.
Yolda, bazi cop artiklarini gorunce kuplere biniyor, bu konuda kaymakami kac defa uyardigini anlatiyordu. Insanlarin bencilligin ve para hirsina cok kiziyor, "Vicdan , Cuzdan oldu" zaten diye sikayet ediyordu.
Sevket Bey hem fizik hemde cevre guzelligine katkisi, rehber yani, engin bilgisi ve de ozverisi ile bana Halikarnas Balikcisi; Cevat Sakir'i hatirlatiyordu. Kendisine bu benzerlikleri soyleyip, acaba size Antiphellus (Kas) Balikcisi diyebilirmiyiz deyince guldu ve zaman zaman kullandigi laz sivesiyle:
-Usagim, olsa olsa benden Hamsi Balikcisi olur, daaa.
diye yanitladi.
Aslinda Antiphellus Balikcisinin diger bir lisanida Almanca idi . Uzun zamandir Almancasi paslanmis birisi olan benim icin bu bulunmaz bir nimetti. Az da olsa zaman zaman Almanca iletisim kurmaya calisiyor bundan butyuk haz duyuyordum.
- Guten Morgen Herr Sismanoglu -Guten Morgen Herr Ozmeral-
-Haben sie einen gemutlichen schlaf ?
-Es war sehr gemutlich, dankeschon
-Konnen sie bitte meine Fruhstuck bringen
-Jawohl mein Herr
Yaptigimiz yolculuklarin, hemen tumunde ben Balikcinin yaninda oturup onun bir yerde yardimciligini yapiyordum. Ucagizlara , tekne turuna giderken , burada bulunan yarasalardan bahsediyorduk. Yarasa kelimesinin Almancasi bir turlu aklimiza gelmedi. O gu tekne ile Kekova adasini, Batik Sehri, Kaley'i, Tersane koyunu gezdik. Sadece altmisbes milyonTL. verdigimiz bu tekne gezisinden sonra gene Anthiphellus Balikcisinin tavsiyesi uzerine Uc agizlarda , kucuk bir balikci lokantasinda guzel bir levrek yedik. Tam balik gelmis, Tekirdagdan bir yudum cekmistikki, sabahtan beri kafama takilan sorunun cevabini buldum ve ayaga firlayarak :
-Der Fledermaus
diye bagirdim.
Antiphellus Balikcisi da ayaga kalkti , beni selamlayarak : Wunderbar , Wunderbar.dedi. Bu hareketi yaparken herhalde esas durusa gecmis, olmaliyizki, yanimda oturan Aykut ;
Hanginiz Hitler, hanginiz yardimcisi ?Bir turlu anlayamadim
diye hepimizi guldurdu.
Kas'da kaldigimiz dort gun zarfinda Balikci bizi hep guzel yerlere goturdu ve en ehven fiyatlari ayarladi. Sayesinde Xhantos harabelerini, Saklikenti, Kekovayi, Kucuk Cakil Sahilini, Kaleyi , Batik Sehri, Tersane burnunu gorduk. Sakli Kent'in isminin nerede geldigini ogrendik. Aslinda sakli Kent denilen ve bir nevi "survival" atmosferli bu vadinin icinde bir kent filan yokdu. Burasi , Coban Mehmedin kesfettigi ve uzun zaman herkesten sakladigi bir sir idi. Gene Sevket Bey sayesinde, Kasin en guzel lokantasi ve sahipleri ile tanistik. Hem cocuklarin , hemde bizim cok begendigimiz. Smiley's & Garden Restaurantta ismi gibi guleryuzlu sahipleri Ismail veSerpil Inan, bize inanilmaz guzel servis ve yemek secenekleri sundular. Burada yedigimiz , pide ekmegi, hamsi ve semizotu mezeleri, cupra baligi, ve ozel celtikli Tekirdag Rakisi hic birzaman aklimizdan cikmayacak.
Sonunda ayrilik gunu geldi catti. Balikci hersabah oldugu gibi kalkmis uzerinde bembeyaz atleti, havuza dusmus, bir kac ariyi suzgecle kurtarip kosedeki sari ve mor begonvillalarin uzerine koyuyordu. Bunu bitirdikten sonra bu defa , kahvalti masasinin yaninda beliren karincalari supurge ile farasa supurdu ve ilerideki bahceye bosaltti. Belli'ki , dogaya asik bu adam en ufak bir yaratigi inciltmek bile istemiyordu.
Bizi minibusu ile ilk aldigi garajlara kadar goturdu. Burada sarilip vedalastik. Ilk tanistigimizin aksine , sanki herksesi bir huzun sarmisdi. Ellerini havaya acarak, bu olmadi dercesine
-yaaa goruselim
dedi.
Bizde
-goruselim
dedik.
Fethiyeye , dogru geri giderken herkes ne dusunuyordu bilmem ama , ben Kas'da gecirdigimiz guzel gunler kadar,Antiphellus Balikcisini ve bu kisacik guzel dostlugu dusundum.
Cem Ozmeral
12 Temmuz 2004
Columbus , Ohio
**Melungeonlar, 16. yuzyilda Virginia ve Carolina eyaletleri ve ozellikle Appalachian bolgesine yerlesen Osmanli kokenli insanlar.Bugun bile Cherokee yerlilerinin "mother" yerine "Ana", "father" veya "Supreme Chef'e "Ata" dediklerini biliyormuydunuz.Bu konuda ayrintili bilgi icin bakiniz. www.melungeons.com
|