SAHIL YOLUNDA SABAH
Daha gunes yeni dogarken yola ciktim. Bagdat caddesinden asagiya denize dik iniyorum. Insanlar tek tuk evlerinden cikiyorlar sabah serinliginde.Yeni bir gun , yeni bir yasam kavgasi basliyor. Kosedeki , Kardesler Sarkuterisinin kepengini aciyor sahibi.Hemen yanindaki manav, dukkaninin onunu hortumla suluyor. Belki bir simitci bulurum, sabah taze taze ne guzel olur, diye dusunuyorum. Ama gorunurde simitci filan yok. Herhalde onlar daha firinlarda, simit kuyrugunda.
Buyuk Kulubun yanindan sahil yoluna iniyorum.Bir zaman, ic kisimda, kirmizi toprak yol uzerinde yurudum. Sonra bisiklet yoluna ciktim.Sabahin seher vakti , buralari oldukca tenha. Kopegini yuruten genc bir adam, bisikletle birbirini takip eden bir cift. Kulaginda walkman'i , boynunda digital kamerasi, uzerinde siyah spor kiyafeti hizli hizli yuruyen bir kadin.
Bisiklet yolundan caddenin karsisina, deniz kenarina gectim. Ciftciler yalisinin onunden Suadiye tarafina dogru yuruyorum.Aksam ustleri insanlarla dolu olan bu yol , simdi bombos. Kayalarin uzerinde oturup bira icen genc asiklar, iskeleden balik tutan insanlar ; hicbiri yok. Biraz nefeslenmek ve guzel manzarayi seyretmek icin kiyidaki banklardan birinin uzerine ilisiyorum.
Deniz engin ve mavi bir carsaf gibi adalara kadar uzanip gidiyor. Ne bir dalga ne bir ruzgar. Sabahi kokluyorum doyasiya icime cekerek. Ileride bir balikci motoru geciyor , dumen suyunda yedege cektigi kayigiyla. Taka, taka, taka....
Beyaz bir marti ucuyor basimin uzerinden, gokyuzune dogru vals yaparcasina.Sonra engine dogru seyir edip gozden kayboluyor. Oturdugum yerin hemen onunde kumluk kucuk bir sahil var.Belkide eski Caddebostan plaji tam buradaydi, diye dusunuyorum. Gunduzleri guneslenen insanlarla dolu bu kucuk kumluk , bu sabahalti balikci kuslarinin avlanma yeri sanki. Sabirla avlarini bekliyorlar. Birden denizin uzerinden alcaktan ucmaya basliyorlar suru halinde.Ve sonra denize dalan dalana. Hepsi agizlarinda avlariyla cikiyorlar sudan ve gok yuzune dogru kayboluyorlar. Ve denizin ustu gene bir ayna gibi dumduz ...
Simdi gunes bir arpa boyu yukselmis durumda. Banktan kalktim sahili takibederek yurumeye devam ediyorum. Sol tarafimda o muhtesem Ragip Sarica Pasa Kosku. Hani o Sultan Hamid'in Mabeyincisi Sarica Pasanin, eskiden onunde kendi mermer iskelesi, bahcesinde at arabalari , cicek bahceleri, koca demir kapilari olan o heybetli kosk.* Belliki , sonradan Cifci ailesine gecen bu kosk simdi tadilat goruyor ve icinde kimse yasamiyor. Bahcesinin icindeki o ulu cinarlar, camlar ve kestane agaclari koskun asirlik gecmisine sahit olmus ve halen yasayan tek varliklar belkide.
Cocuk bahcesinin yanindan kivrilan yoldan karsiya dogru gectim, dalgic ve sualti sporlari yapilan kulube dogru yuruyorum. Biraz ileride kulubun yaninda daha once hizli hizli yururken gordugum siyah esofmanli kadin durmus resim cekiyor.
-Gunaydin
diyor
-Bakin yunuslari goruyormusunuz ?
Iki veya uc tane olmalilar. Suyun uzerinde muntazam kavisler cizerek , bir atli karincanin atlari gibi bir yukari bir asagi suya dalip dalip cikiyorlar. Ne yazik'ki bu guzel show cok kisa suruyor. Yunuslar adalara dogru giderek kuculerek, gozden kayboluyorlar.
Kulubun onunde tezgahini kurmus simitciden bir simit aliyorum. Simiti isira isira ara yollardan Cemil Topuzlu Caddesine dogru yoneliyorum.
Simdi Istanbulda , "Ortanca Zamani" . O iki ay oncesinin " Erguvan Vakti" bitmis, morun yerini maviler ve beyazlar almis. Hemen her bahcede yesil koca yapraklarin icinde ortancalar topak topak ve mavi ve beyaz. Ortancanin mavisi beyaza solan insana huzur veren bir mavi.
Cemil Topuzludan karsiya gectim , Goztepe parkinin yanindan Bagdat caddesine dogru yuruyorum. Parkin bir kosesini bir seyyar satici tutmus. Taze incirleri istif ediyor. Kaldirimin yaninda roman bir kadin enginarlari ayiklayip musterilerine hazirliyor. Bagdat caddesinde bir canlilik ve akis baslamis. Otobus duraklarinda ise giden insanlar birikmeye baslamislar.Taksiler birbirleri ile yarisircasina Kadikoy istikametine ilerliyorlar. Duraklara geldikce yavaslayip kornaya dokunduruveriyorlar.
Koca Istanbulda yeni bir gun basliyor. Bir sabah kahvesi icmek icin Cifte Havuzlarda bir pastanenin yol ustundeki masalarindan birine oturuyorum.
Cem Ozmeral
Columbus, Ohio
14 Haziran 2005
*Kadikoy Konaklari, Mufid Ekdal, Yapi Kredi Kultur Sanat Yayincilik 2003