istanbullite.com

NOSTALGIC WRITINGS BY AN ISTANBULITE © Since 2002

HOME ↓

ABOUT US/BIZ KIMIZ ?

ISTANBUL&TURKEY TRAVEL

TIPS FOR TOURISTS

ISTANBUL TRANSPORTATION

ISTANBUL 360 PANOROMIC

LIVE TURKISH TV AND MEDIA

NEWS FROM COLUMBUS,OHIO

NOSTALJIK TAACO.org

LINKS

CONTACT US/İLETIŞİM

ISTANBUL SUR-ICI ↓

YEDI KULE ZINDANLARI

KAYBOLAN KIR TEPEBAG

SEHZADEBASI DIREKLERARASI

LALELI BABA

MIHRIMAH CAMILERI

CEVIZAGACI- GOTLAR SUTUNU

TEKFUR SARAYI

ISTANBULUN ALTI 1,2

ISTANBULUN ALTI 3,4

HALICTE BIR VAPUR GEZISI

SUMBUL EFENDI

MILION TASI

BALIK UZERINE LAKIRDI

BOSTANCIDAKI BEYAZ KOSK

GOKSU DERESI

SAHIL YOLUNDA SABAH

BIR TEPE, BIR KALE

CARPISAN KAYALAR

KANDILLIDE BIR GECE

ISTANBULLU OLMAK

KOCAMUSTAFAPASADAKI KOSK

AHMET SARACBASI EFENDI

SHOW ME BIG MONEY

ISTANBUL DERETEPE

HARBIYE NEZARETI

BEYAZIT KULESI

ARCADIUS'UN SUTUNU

6 MERMER 23 TILSIMLI TAS

SULEYMANIYEDE BIR GEZI

PARGALI SARAYI VE MEZARI

ULUBATLI VE MIHRIMAHCAMII

TOPKAPI ANIT MEZARLARI

HALICTE BIR SEMT: FENER

YILDIZ KORUSU

HUNKAR'A GIDELIM

ABBAS AGA PARKI

HAYDARPASA KIRIM MEZARL.

HAYDARPASANIN ÖYKÜSÜ

DOGANCILAR PARKI

OSMANLI EFSANELERI

USKUDARLI GUZEL BALIKCI

BIZANS VE KURULUS MITLERI

YAHYA EFENDI DERGAHI

ISTANBUL SEYYAHI

AT MEYDANI

KADIRGA'DA SOKAKLAR

KIRIK MINARE

EVLIYA CELEBI RUYASI

SEPETCILER KASRI

GALATADA GEZINTILER

KARAKOYDE YIKILAN CAMI

BIR SAMATYA GEZISI

FLORYA DENIZ KOSKU

SULTAN SELIM CAMII

5.TEPEDEN HALICE

PERA PALASIN GIZEMLERI

PERA PASTANELERI

MACKA SIRTLARI

MARMARAY VE TAKSIM

BEZMI ALEM VALIDE SULTAN

MECIDIYEKOY LIKOR FABRIK

ABDULHAMITIN YILDIZ CAMII

IHLAMUR KASIRLARI

KUCUKYALI VE SATYROS

KUZGUNCUK

KAVAK SARAYI VE SELIMIYE

SANCAKLAR CAMII

ISTANBUL EVVEL ZAMAN

EKATERINA AYAZMASI

YAVUZ ERSINAN CAMII

KUS KONMAZ CAMII

BAHARIYE ADALARI GEZISI

RIVA:BIR DERE,BIR KALE

TARIHI YARIMADA VE SURLAR

GALATA SURLARININ IZLERI

ADALET KULESI

SARAYBURNU'NDA GEZINTILER

GALATA SURLARI IZLERI 2

YILDIZ SARAYLARI

ISTANBUL PARKLARI

SAIRLER SOFASI

AKSAMCILAR VE MEYHANELER

1960 DA ISTANBUL TIPLERI

UC ESKI ISTANBULITE

BIRKAC ESKI SAMATYALI

OZLENEN ESKI ISTANBULMU?

LULU'YU ARAYIS

ISTANBUL KIYI KÖŞE

THUTMOSIS DIKILITASI

AYDOS KALESI

D.BAHCE SARAY TIYATROSU

BUYUKDEREDEN BRINDISIYE

AYASTEFANOS RUS ANITI

RAMAZANDA ESKI ISTANBUL

ESKI GALATA KOPRUSU

HIKAYELI RESIMLER

TARIHTEN KAPAKLAR

CHICAGO DA II. ABDULHAMIT

HEYBELIADA DENIZ LISESI

INONU DENIZ LISESINDE1934

INONU HARPOKULUNDA ,1942

ANLATILMAYAN ISMET INONU

VEKILLER VE RESMIGECITLER

BU ANZACLAR NEREDE?

ISTANBUL ARKEOLOJI MUZESI

HARBIYE ASKERI MUZESI

CANAKKALE, TRUVA

BOSTANCIDA BIR NIŞAN

GOLCUK VE YAVUZ-HAVUZ

JAPONLARIN 1934 ZIYARETI

GAZOZ KAPAKLARI

HALIL EFE VE CAKIR GUSSUN

1942 DE EN UZUN YOLCULUK

BIZANSLI VE BEYAZITLI

KADIKOY, ISKELEDE SABAH

ARMONIKA CALAN KIZ

1975 DE BIR ASK HIKAYESI

METEOR CUKURU

MINIBUS SOFORU ZEYNEL

ANTIPHELLUS BALIKCISI

BIR EGE DILBERI

BIR RUYA

ASOSDA BIR GUN

BEN SERVISCIYIM ABI

VATMAN ALI BEY

TWILIGHT ZONE

ADAM

BIR KARANFILLI ADAM

BAHARIYEDE SINEMALAR

KINDER HEIM

GENC OSMAN MONOLOGU

BIR COCUKLUK ANISI

DENIZ YILDIZININ OYKUSU

CESITLI KAPAKLAR

KOS ADASI ANILARI

KARS'DAKI DEDEMI ARIYORUM

KARAGOZ HACIVAT MUZESI

JOEPA BIR AMERIKAN IKONU

BIT PAZARINA NUR YAGDI

MUZE EV

MUZIK VE BEN

ANNEMIN SANDIGINDAN

PARIS GOZLENIMLERI

YESIL KAPI

MAHMEDET HOCA

SOLUK MAVI NOKTA

OSMANLI TOKATI VE HIGH 5

HIZIR ILYAS

29 TESRIN

GAZOZ KAPAGI (ORIJINAL)

COLA TURCA

HARICTEN GAZEL

BJK ŞEREF STADI

BIR SAMPIYONLUGUN ANALIZI

VODAFONE ARENA OPENING

OSMANLI YUZUCULERI

SEREF-HAKKI-SEBA

CHAMPION BESIKTAS

BESIKTAS STADIUM & FANS

A VISIT TO INONU, 2011

WITH BJK PLAYERS OF 2011

BJK NEVZATDEMIR FACILITY

BESIKTAS'S USA TOURS

SAMPIYONLUKLAR MIMARI

Q7,GUTI&IVERSON

KAYA VE NAZMI KAPTANLAR

DR. VEDII TOSUNCUK

BJK VE CIRAGAN SARAYI

1964 ALI SAMI YEN ACILISI

ELLI YIL SONRA PRATER'DE

PANTER KALECI

SANTRASI YAPILMAYAN GOL

ESKI BIR MILLI MAC

KARANFILLI ADAM

BIR YASAM TARZI

TEMİZ FUTBOL

BERLIN PANTERI

SARI LACIVERT

INSIDE FENER STADIUM

YUSUF ILE SANLI

PASKAL VE BJK FORMASI

KUCUK AHMET

KONAK KADIN FUTBOL TAKIMI

DEMIROREN'E ACIK MEKTUP

GUVEN ONUT

BABA BOSQUE

HELE HELE SERGEN KAPTAN

TAKSM KIŞLASI CIRCA 1925

GELINCİK TARLALARI

CAPS IN ENGLISH ↓

LATE NOVEMBER

A DAY IN BODRUM

3 DAYS IN CAPPADOCIA

14 DAYS IN TURKIYE

2014 BERLIN LETTERS

1937 BERLIN LETTERS

OUR OLYMPIAN IN OUR HEART

ZULAL THE BACKSTROKER

LORI MY ASSISTANT

MY TRIP ON THE MEGABUS

LYCIAN CITIES OF TURKEY

ATATURK-ROOSEVELT LETTERS

SULTAN SULEIMAN

TRANSFORMING OF SS SOLACE

TURKEY&THANKSGIVING

EINSTEIN'S PLEA TO TURKEY

TURKISH HELP TO IRISH

PRESIDENT OBAMA'S TRIP

USA MILITARY IN TURKEY

FLAG RAISING CEREMONY

RENAISSANCE MAN

"NOAH'S ARK" OR IS IT ?

STORY OF SANTA CLAUS

STORY TELLER OF ANATOLIA

TURKISH COFFEE

DOWN CAFE

ECEVIT IN NEWYORK 2002

SUKI, OUR CAT

HERR WAMLEK

ISTANBUL STORIES

CRIMEAN MEMORIAL CHURCH

SHOPPING IN GRAND BAZAAR

GIRL PLAYING HARMONICA

NURPERI

RAIMONDO D'ARONCO

HAMAM(OLD TURKISH BATH)

IN SEARCH OF LULU

ZEYREK MOSQUE& MONASTERY

COLUMN OF THE MARCIANUS

TRUE CROSS IN ISTANBUL ?

ISTANBUL MYTHS IN ENGLISH

LEGEND OF LEANDER'S TOWER

77 NAMES OF ISTANBUL

7HILLS 700MOSQUES ISTANB.

7 Churches of Anatolia

PANAROMIC TOURS/SANAL TUR

ATATURK

ATATURK ALBUMU

A VISIT TO ANITKABIR 2015

1953 DE ANIT KABIR

ATATURK'E MECLISTE KOMPLO

ATATURK'UN BINMEDIGI UCAK

ATATURK TBMM KONUSMASI

ATATURKUN EVI VE MEKTEBI

10 KASIM 1938

ATATURK'U ANLAMAK

STATUE OF ATATUTURK IN DC

SARAYBURNU ATA HEYKELI

ATATURK'UN KOLIBASI

ATATURK VE CINAR AGACI

ATATURK VE DIN

ATATURK'UN AKARETLER EVI

ATATURK MUZE KOSKU

CARTE POSTALE NOSTALGIA

KARTPOSTAL TURKIYE32-1944

MY MOTHERS ISTANBUL YEARS

MY FATHER'S BERLIN 1937

GERMAN WEHRMACHT 1937

POSTCARDS USA 1944

CARTOLINA POSTALE ITALIA

C.POSTALE EUROPA 1937-946

POST-CARD EGYPT 1942

POSTCARD, MIDDLE EAST

PETERHOF, ST.PETERSBURG

1CE UPON A TIME ISTANBUL

DIYARBAKIR 1955

SOUTH EASTERN TURKEY 1955

ANKARA&ISTANBUL 1956

PARIS 1956

JUKE BOX NOSTALGIA

1957-1960 POP

1960-1970 POP

1970-1980 POP

1980-1990 POP

FATHER OF ANADOLU POP

TURKISH MUSIC PORTAL

RUHI SU

SECULAR BYZANTINE MUSIC

MUNIR NURETTIN SELCUK

ZEKI MUREN

NESET ERTAS USTA

VARDAR OVASI

PLAY FOR THE NATURE

TENCERE

ISTANBUL PHOTOS

ISTANBUL FOUR SEASONS

PANAROMIC BOSPORUS

BYZANCE SCEENS A HELBERT

ISTANBUL VIDEOS

GOZTEPE PARKI

ADALAR/PRINCE ISLANDS

ISTANBUL PICTURES

BEYOGLU PICS

ISTANBUL GATES&DOORS

ISTANBUL TOP TEN MUST SEE

ISTANBUL FERRY LANDINGS

ISTANBUL BAZAARS

ARA GULER'S ISTANBUL

CARSI THE MARKET

BOSPHORUS, ISTANBUL

A GOLDENHORN FERRY TRIP

TURKIYE PHOTOS

ARA GULER'S APHRODISIAS

BEYPAZARI HOUSES

YEDI GÖLLER

ANKARA'da GEZINTILER

AYVALIK- CUNDA

KONYA

BURSA

BURSA KULLIYE VE TURBELER

BODRUM

CAPPADOCIA

KAS,KALKAN,DEMRE

ALANYA

DALYAN VIDEO

DALYAN, GOCEK, FETHIYE

ANKARA

TWIN BEAUTIES/IKIZGUZELLE

PHOTOS USA & WORLD

DUSSELDORF 1956

WALKING THE TRAIL

LAS VEGAS

LAKE MEAD,NEVADA

PHILADELPHIA

PARIS

BOSTON

CHICAGO LAKE FRONT

CHICAGO

INDIANAPOLIS

SAREJEVO

ITALIA

ATATURK'S BIRTHPLACEHOUSE

KAVALA, GREECE

LONDON 1967

A GLIMPSE OF IRAN

INDIA/NEPAL

CARIBBEAN ISLANDS

DARFUR/SUDAN

SANFRANSISCO AND MONTERY

SAN ANTONIO, TEXAS

San Diego

NEW ORLEANS

NEW YORK

PENNSTATE

PRESIDENTS & KINGS TOMBS

FLAG RAISING IN COLUMBUS

FAMILY BLOG

ESRA'S WEDDING ALBUMS

BRIDE'S DAD'S SPEECH

ESRA'S BRIDAL SHOWERS

ESRA'S BABY SHOWER

ESRA PINAR FILES

OZMERAL PATERNAL F.TREE

OZMERAL MATERNAL F. TREE

DURUPINAR PATERNAL F.TREE

DURUPINAR MATERNAL F.TREE

LAMIA&HAMZA VIDEO 1999

BABY MADISON FABLE

BABY TAYLOR FABLE

TAYLOR BABY&TODDLER YEARS

WEILS' WEDDING AND HOUSE

ASLI'S SHOWERS 2008-2009

FAMILY HOLIDAY PICTURES

ANNEM

MY MOTHER LAMIA

ANNEMIZ LAMIA

LAMIA HAMINNE AND TAYLOR

DOGUM GUNU,ANNELER GUNU

HALAM LAMIA

"EVIM/HOME"

NOSTALJI TRENI

LIFE OF MY FATHER

REUNITED/ONLAR KAVUSTULAR

SON CINAR BULENTSARACOGLU

I-FOOD

ISTANBULLITE'S FOOD

STREET FOOD

NOSTALGIC SICILY'S PIZZA

GOLDEN CORRAL COLUMBUS

CAFE ISTANBUL

ANNE'S COOK BOOK

I-BLOG

WINTER IN ISTANBUL

POSITIVE THOUGHT OFTHEDAY

Translate
  Bookmark and Share
KARANFİLLİ ADAM
KARANFİLLİ ADAM
 
Pencere camının içinden odaya ılık bir mart güneşi süzülmüş yatakta yatan yaşlı adamın yüzüne vuruyordu. Hastane odasında yaşlı adamın yanındaki yatakta böbrek hastası orta yaşlı bir adam, yatağının uzerine oturmuş biraz evvel hemşirenin getirdigi gazeteyi okuyordu. Iki yatak arasında ilaç şiseleri ile dolu bir komidin, komidinin üzerindeki kücük bir sişede sarı ve kırmızı renkli solmuş iki karanfil, Mabel cikletlerinin içinden çikmis eski püskü iki futbolcu resmi, yatakların ayak ucunda palto asmak için bir askılık, yaşlı adamın sol koluna bağlı bir serum ve serumu taşiyan portatif bir taşima aleti vardı.
 
İlaç ve rutubet kokan bu ahşap odada gazete okuyan orta yaşlı adam dışında fazla bir hayat olduğuda söylenemezdi. Yaşlı adamın bedeni yarı canlı yada yarı cansızdı. Gözleri kapalı, sakalları uzamış yüzüne belli belirsiz bir gülümseme yayılmışı.Vücuduna dikkatli bakınca, sarı kırmızı puntolu pijamasının sağ kolunun omuz hizasindan dikilmiş olduğu görülüyordu. Adamın var olan tek kolu da serum torbasına baglıydı. Zaman zaman göz kapakları açılır gibi oluyor, sonra bu hareketten sanki çok yorulmuşçasına tekrar kapanıyordu.Yaşlı adam şimdi bir filim şeridi gibi kafasının içinden geçenleri izliyor, bunların bir rüyamı yoksa ilaçların tesiriyle aklından geçen hayat hikayesimi olduğunu kendisi bile bilemiyor, nefes alışları ise giderek seyrekleşiyordu.
TURGAY
Duhiliye, corap konclarinin ust hizasinda..
Onun hayatta üç sevgilisi vardı. Birincisi hayat arkadaşi biricik karısı ve her akşam ona ekmek getirdiği sere serpe yayıldığı, iki bardak şarabını yudumladığı iki gözlü kücücük evi. Ikincisi sevgili karısına bakmak evini çekip çevirmek için muhtaç olduğu ekmek teknesi; emektar 48 modeli Opel Kapitan arabası. Ücüncüsu ve çoguna göre en büyük sevgilisi, sarı kırmızılı renkler ve bu renkleri formasında taşiyan Galatasaray futbol takımı.
 
O bu renklere ne zaman aşik olduğunu bile unutmuş, belkide artık hiç hatırlamıyordu bile. Reha Eken ve Gündüz Kılıçların zamanını düşünüyordu şimdi. Sonra aniden, Berlin Panteri, o en sevdiği iki futbolcudan biri; Turgay geliyordu aklına. Baba Gündüz bırakırken, on yedi yaşinda yeni başlayan yeşil kazaklı Turgay .Nasılda havalara uçup yükseklerde top yakalardı. Ne kaleciler gelmişti ondan sonra Galatasaraya ,ama hiç biri onun gibi değildi, Turgayin yeri ayrıydı. Sonra aklına Metin, geliyordu. “Metin geliyor, Metin“ . Izmirspordan Galatasaraya transfer oluyordu Metin, belki onyedi, belki on sekiz yaşindaydı henüz. Utangaç, kahkülleri alnının ortasına taranmış, çukur çeneli, güldüğünde yüzünde gamzeleri büyüyen, esmer, yakışıklı bir kara oğlan. Bir fırtına gibi esiyor ilk günden, gol üstüne gol. Milat oluyor, Türkiyenin futbol tarihinde . Altiyüz otuzun üstünde gol, hepsi birbirinden güzel. Adam o kadar cana yakın ve o kadar güzel oynuyorki, bütün diğer takımlarında sevgilisi. Ama bir çekemiyen çikiyor, üç gün eksik askerlik yaptı diye, yolluyorlar onu Paşakapası cezaevine. Taçsız kral belki bir ay yatıyor içerde . Sonra cezevinden ilk çiktigi gün , Dolmabahçeye maça çikacaksin diyorlar, antremansız. Çikiyor karşidaki takıma ya üç yada dört atıyor. Nasil unutulur Metin Oktay. Kafaya iki ayağının ucunda bir yüksek atlayıcı gibi yükselip, havada belkide yarım saniye insan üstü bir güçle sabit kalır, sonra alnının tam ortası ile çamurdan ağırlaşmış meşin yuvarlağı filelere yollardı. Ya o voleleri ve şutları !, minder jimnastiği yapan bir jimnastikçi gibi havalanır bacakları ile havada makas yapar şutunu patlatır ve adeta fotoğrafcılar için havada ekstradan asılı kalırdı. Hele, hele Fenerbahçeye attığı o gol, kaleci Özcan topu hiç görememişti. Itiraz etti top dışarı çikti diye. Oysa Metinin şutu ağlarıda delip , kaleden dışarı fırlamıştı.
 
Evet Metin gibisi yoktu. Taçsiz Kral Italyanın Palermo takımına transfer olunca , Karanfilli adam çok üzülmüs, ama bu ayrılık çok sürmemişti. Metin, Türkiyeye kısa bir zaman sonra geri dönmüş gollerine ve Krallığa devam etmişti kaldığı yoldan . En unutamadığı bir olayda , Metin’in başrolünu oynadığı Taçsız Kral filminde küçükte olsa kendisine bir rol verilmesi idi. Metin, futbolu bırakınca karanfilli adam içinde bir boşluk hissetmiş ve adeta geleceğin eskisi gibi olmayacağını o gün anlamıştı. Sonra 1991 yılının o sıcaktan bunaltıcı Ağustos günü, radyodan Metin Oktayın trafik kazasında öldügünü ögrendigi a kötü gün. Adeta zaman durmuş, içinde zaten azalmış yaşama sevinci iyice körlenmişti o an.
Jimnastikci gibi havada makas atar,....
Top aglari delip kaleden disari..........
Opel Kapitan 1948 modeli idi. Arabanın dışarısı bej renkle boyanmisti. Ama içeride herşey sarı kırmızı idi. Taksisine binen Fenerbahçeli müşteriye ; “ Kardeş” diyordu. “Kardeş, dışarısı vatandaşa, içerisi bana ait” . Arabasının koltukları, direksiyonu sarı kırmızıya boyanmış , ve aynanın ve güneşliklerin üzerleri futbolcu resimleri ile donatılmıştı. Çoguda Turgay ve Metinin Mabel cikletlerinen çikma resimleri yada gazete küpürlerinden kesilmiş gol resimleri idi . Karanfilli adamın kıyafetide son derece renkli idi.
 
O zamanlar, Amigo tabiri henüz çikmamisti. O’na Maskot derlerdi, "Galatasarayin maskotu". Sarı kırmızılı, alı al moru mor, çicekli desenli golf pantolon, kırmızı sandalet ayakkabılar, sarı kırmızı bir mintan, aynı renkte bir kravat, kalın çerçeveli bir gözlük, arkaya taranmış gür siyah saçlar, ceptede şişe içinde o sabah çiçek pasajımdan aldığı renkleri belli iki taze karanfil. O zamanlar maçlara giderken ne yüz boyama , ne saç boyama , nede takımının formasını giyme var. Karanfilli adam, cebinde iki karanfil, Mc Donalds’in maskotu Ronald’in kiyafetine benzer bir kiyafette, önce dolmuşunu kullanıyor sonrada maça gidiyor. Mithatpaşa yada Dolmabahçe stadyomunda kapalı tribünde , balkon parmaklığının Galatasaraya ayrılmış Eski Açığa bitişik bölümünde yerini alıyor. Hemen yanında, ortada Fenerbahçeliler, Fenerin yanında Gazhane tarafına yakın yerde Beşiktaşlılar. Elinde bayrağı, onların tribünlerine gidip, “Merhaba Kardeş” diyor, “yaşa ,çok yaşa Şevki “ diye alkış alıyor. Şimdi yerine geçmiştir ve sağ elindeki bayrağı durmamacasına on beş dakika sallamaktadır. Biraz yorulunca bu defa bayrak sol eline geçip yere indiriliyor. Sağ eli ileri ve yukarı kaldırılmış ve adeta bir nazi selamı gibi esas duruma geçilmiştir şimdi. Maç başlayana kadar karanfilli adam adeta balmumu bir heykel gibi bu esas pozisyonda kalacaktır artık.

 O aksam galip gelinen maçtan sonra, Galatasaray taraftarları ellerinde ezelli rakiplerini temsil eden boş bir tabut, karanfilli adam önde, Beyoğluna, Hasnun Galipteki Galatasaray kulüp binasına doğru yürürler. Istiklal caddesinde bütün trafik durur, sonra kulüp binasi önünde esas duruşa geçilir ve trafik dağılır. Ne bir taşkınlik, ne bir holiganlık. Zaten o devirde ne bu tabir var ne de böyle şeyler yapılıyor. Ertesi gün galibiyet şerefine, Opel arabanının dışıda kırmızı, sarı çiçekler gramofon kağıtları ile donatılmıştır. Karanfilli adam, saatte on kilometre süratle Istiklal caddesinden, Gümüşsuyuna müşteri taşimaktadır. Arabanın içindeki , çocuk annesine değişik kıyafetli şöför amcanın neden bu kadar yavaş gittiğini sorar. " Oğlum" der annesi, "bu amca yoldaki karıncayı bile ezmekten çekinir, ona “Karınca Ezmez Şevki”. derler. Yıllar geçmekte, futbol, taraftar ve seyircilerde değişmektedir artık. Kardeşlik bitmiş, amigoluk, kavga ve döğüş başlamış, ayni tribünde iki ayrı takımın seyircisi birlikte maç seyredemez olmuştur. Sarı kırmızılı takımda pek iyi gitmemektedir bu sıralarda. Ezelli rakiple yapılan bir “derbi maçi”nda, maçı önde götüren Sarı Kırmızılılar,son anda üst üste gelen gollerle maçı kaybederler. Son golden sonra , Sarı Kırmızılı bir holigan amigo, “uğursuzluk sende...” diye karanfilli adamı iter. Sendeleyip, balkon parmaklıklarindan asağı uçan sarı kırmızı elbiseli adam, sağ elinde sıkı siki tuttuğu bayrakla beraber kolunun üzerine düşer. Birkaç hayırsever sarı kırmızılı taraftar hemen onu alıp hastaneye götürler ve maskotun kırılan kolu alçıya alınır.
 
Artik zor günler başlamıştır. Karanfilli adam ekmek teknesi arabasını alçılı koluyla kullanamamkta, evin masraflarını karşilayacak bir gelir kaynağından yoksun ,duruma bir çözüm aramaktadır. Kolu bir türlü yerine konulamamış , alçı üzerine alçı yapılmış ama kolda bir düzelme olmamıştır. Sarı kırmızılı adamı ne arayan nede soran vardır. Onun elinde tek bir çare kalmıştır, sarı kırmızılı kulübe gidip, durumu anlatmak ameliyat için ve arabasına koyulan hacizi kaldırmak için borç para istemek. Işte bu niyetle ve birazda düştüğü durumun etkisiyle içkiyi biraz kaçırmış olarak elinde bayrağı kulüp binasına dalar. O sirada kulübun yıllık kongresi vardır, ve konuşmacılar birbiri ardına kürsüye çikmaktadir. Elinde bayrağı sarı kırmızılı taraftar kulüp binasindan içeri alınmaz, hatta zorla dışarı çikarilir. Bununlada kalınmaz artık onun maçlara gelmeside yasaklanır. Zaten maddi, manevi çöküntü içinde olan karanfilli adam bir kere daha dışlanmıştır. Ama onun kalbindeki ateşi söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Sarı kırmızılı takımın ilk maçında, o “Beleşci Tepe”ye çikar. Burası şimdilerde o kafes otelin olduğu, Gümüşsuyu sırtlarındaki tepeden, Dolmabahçe stadını gören ve eskiden beleşcilerın rağbet ettiği yerdir. Buradan, sahanın ancak yeni açık tarafindaki yarısı ve kalesi ve görünür , eski açık tarafindaki kale ise numaralı tribünün damı nedeniyle hic görünmez .Stadyumdaki seyirciler o gün maç başlamadan sahanın uzerinde uçan kocaman kırmızı renkli ve sarı kuyruklu uçurtmayı biraz hayret birazda zevkle seyretmektedirler. O sırada uçurtma ipinin ucunu takip edenler , beleşci tepede ipin ucundaki adamı tanımakta güçlük cekmezler. Adamın alçılı sağ kolu havada, esas duruşta bir heykel gibi dimdiktir. Işte tam bu sırada Dolmabahçeden büyük bir tezahürat duyulur. “ Şevki, Şevki ..... G.Saray, G.Saray cib, bom bom."
 
Ilerideki günlerde Karanfilli adamın kolu bir türlü düzelmemiş ve sonunda kangren olmuştur. Artık kolunu kesmekten başka çare yoktur ve kadirşinas bir sarı kırmızılı, Profesör Ali Uras bu ameliyatı başarı ile gerçekleştirir. Bundan sonra emeklilik yıllarında sarı kırmızılı maskot adam çok sevdiği takımını televizyondan izlemekle teselli bulacaktır.

Hastane odasındaki böbrek hastası orta yaşlı adam elindeki gazeteyi komidinin üzerine bıraktı. Sonra yanındaki yatakta yatan yaşlı adama dönerek, “Bak Şevki abi seninkiler hem UEFA da hemde Türkiye liginde iyi gidiyorlar, senin Hagi gene golünü atmış” dedi ama yaşlı adamın nefes alıp verişinin iyice yavaşlamış olduğunu görüp, hemşireyi cağırmaya karar verdi.


Elinde bayrak, arkada tabut Hasnun Galipe............
Karanfilli adam, Dolmabahce stadının duhuliye bölümünde tel örgüler arasında maç seyrediyordu. Bu duhuliye bölümü, 125 kurus ücretle içeri girdiğiniz, vücudunuzun yer seviyesinin altında kaldıği bölümdü. Baktı aynı yerde tanıdık ve uzun zamandir görmediği sarı kırmızılılar vardi. Ömer Besim, Ali Sami Yen, Baba Gündüz, Büyük Ahmet, Antrenör George Dick. Hepsi yanından tek tek geçiyorlardı. Sonra yanına kara yagız bir delikanlı geldi, karanfilli adamı elinden tuttu, “gel"dedi gel”. Karayağız delikanlının kahküllü saçları alnının ortasına dogru kıvrılmıştı, güldüğü zaman çenesindeki çukurun yanında gamzeler oluşuyordu. Beraberce dehliz gibi soyunma odası tünellerinden geçip, çikis tüneli merdivenlerinden yukarıdaki sahaya tırmandılar. Önlerindeki çim saha zümrüt yeşiliydi. Karayağız delikanlı elindeki bayrağı ona doğru uzatti ve diğer elindeki topu yere koyarak topa yavaşca dokundu. Bir anda etraf kımızılı sarılı bir ciçek bahçesine dönüştü. Karanfilli adam artık çok ama çok mutluydu.
 
Cem Ozmeral, Beşiktaş taraftarı
21 Ekim 2008
Dublin, Ohio
BIR METİN OKTAY VIDEOSU
 
BACK TO TOP/EN BASA
NEXT/BIR SONRAKI
BACK HOME/ANA SAYFA

                                                                                               

                                                                                                       Page copy protected against web site content infringement by Copyscape                            
                                                                                              ©2016.All rights reserved        

Website powered by Network Solutions®