Ara Güler Parisli dostumuz Ara Kebapcioglu ile 2016*
DSI Genel Muduru Suleyman Demirel, Bayindirlik Bakani Kemal Zeytinoglu, Basbakan Adnan Menderes Kemer Baraji Temel atma toreninde 1956
Yıl 1958, Demokrat parti iktidarının son yılları. O yıllarda Türkiye de hummalı bir baraj yapım faaliyeti var. Başbakan Adnan Menderes Devlet Su İşleri Müdürü olarak genç bir mühendis olan Süleyman Demirel’i görevlendirmiştir. Gene o yıllar ünlü fotoğrafçı Ara Güler’in fotoğraflarının yavaş yavaş ün kazanmaya başladığı yıllardır. Devrin ünlü Hayat mecmuası Ara Güler’i Aydın’ın Geyre ilçesinde açılacak Kemer barajının açılışının fotoğraflarını çekmeye yollar.Güneşin Ege’yi kasıp kavurduğu sıcak bir temmuz günü Güler bir taksi kiralayıp Geyre’ye doğru yola çıkar . Taksi şoförü kestirme bir yol bildiğini söyler ve ara yollara saparlar. Kısa zaman sonra da kaybolurlar. Önlerine hep koca koca taş sütunlar çıkmakta ve hava kararmaktadır. Birazdan etraf iyice alaca karanlığa bürünür. İlerde bir ışık görürler. Burası bir kahvedir ve içerde köylüler sütun başlıkları üzerine yaptıkları masalarda kağıt oynamaktadırlar. Mecburen geceyi oradaki köyde geçirirler.
Ertesi sabah kalktıklarında Ara Güler şaşkınlık içindedir. Gece kaldıkları köy antik bir kentin harabeleri üzerine kurulmuştur, taşların içinden suratlar ona bakmaktadır. Köyün küçük bir camii vardır. İçeriye girer eski Roma sütunun önünde iki köylü namaz kılmaktadır. Caminin duvarları Allah ve Muhammed hatları ile bezenmiştir. Deneyimli fotoğrafçı için bunlar bulunmaz bir hazinedir, köylüler lahitler üzerinde oturup sohbet etmekte, kadınlar sütun başlıkları üzerinde üzüm şırası süzmekte, küçük çocuklar tanrı başları üzerine tırmanmaktadır. Burası tarihi olduğu kadar hala yaşayan bir şehirdir.
Ara Güler İstanbul’a döndüğünde sorur soruşturur ama antik kent hakkında hiç bir bilgiye ulaşamaz. Resimleri Time dergisine yollar ama onlardan da bir yanıt alamaz. Horizon dergisi fotoğrafların renkli çekimlerini ister. Ara Geyre’ye tekrar gider ve bu defa renkli fotoğraflar çeker ve dergiye yollar. Bu defa istenilen olmuş ve milattan önce beş yüz yılında kurulmuş olan antik Roma kentine ilgi aniden artmıştır. İlk olarak Profesör Kenan Erim burada kazılara başlar,sonra Amerikalı arkeologlar gelir ve tanrıça Afrodit’in kentini deşmeye başlarlar. Ara Güler de antik kente devamlı gitmekte ve değişimi yakından izlemektedir. Her gidişinde Aphrodisias da hayat yavaş yavaş kaybolmaktadır. Köyün o küçük güzel camiyi yıkılmış, evlerin çoğu terkedilmiş, yapılan arkeolojik çalışmalar nedeniyle köy iki kilometre öteye taşınmıştır. Artık sütun başları arasında çocuk sesleri, tavla pullarının şakırtıları, kuzu melemeleri, kadınların şıra süzerken yanık sesleriyle söyledikleri türküler duyulmaz olmuştur. Aphrodisias artık içinde hayat olmayan taşlarla dolu bir arkeolojik parktır. Bu tarihi park Romanın Bizans’ın geçmişinden izler taşımaktadır. Burada bir zamanlar Odeon’da tartışmalar yaşanmış, Euripides’in oyunları sahnelenmiş, hipodromda araba yarışları yapılmıştır. Ama burada artık eksik olan hayattır. Belki de ünlü fotoğrafçı bu antik kentin keşfedip yok olmasını önlediğine gurur duyduğu kadar o fotoğraflarında çok işlediği insan unsurunun yok olmasına üzülmektedir.
Cem Özmeral
6 Kasım , 2016
Dublin, Ohio
Sevgili arkadaşım Yüksek Mimar Cemal Bodur'a bana Aphrodisiası tanıttığı için çok teşekkürler.
A.Kebapçıoğlu'nun notu:
Sevgili Cem
Daha önce de görmüş olduğum bu röportajı belleğime hatırlattığın için teşekkür ederim . ayrıca hatıra olarak çektiğim resmin bir İstanbullite yazısına illüstrasyon olmasından gurur duydum. Ara Ara ' yı Ara Café ' de arar ve de bulur. Bu café aralık bir sokaktadır , belirtmeden geçmeyelim...