BAHATTİN BAYDAR-BEŞİKTAŞ'IN UNUTULMAZ SAĞ BEKİ VE HOCASI
1959-1960 Milli Lig Sampiyonu Besiktas, Bahattin oturanlar dan sol birinci
1959-1960 Efsane Beşiktaş kadrosunu ezbere saymaya nasıl başlardık Necmi, BAHATTİN, Münir, T.........
Bu onbiri bizim yaşta olan rakip takımların taraftarları da hala sayarlar. İşte Milli Lig’in ilk şampiyonu bu kadrodan bir yaprak daha düştü bugün. İlk Milli Lig şampiyonu Beşiktaş'ın sağ beki Bahattin Baydar vefat etmiş. Bir takım düşünün ligde 38 maçta sadece 15 gol yiyor. 25 maçta kalesini gole kapatıyor. 31 maç üst üste yenilmezlik ve 63 sene kırılamayan 13 maç üst üste galibiyet serisi var. İşte bu takımın müdafaasının değişmez sağ beki idi Bahattin Baydar.
Bahattin Baydar 1936 yılında Erenköy'de doğmuş. Kendisi gibi ilerde futbolcu olacak abisi ile küçük yaşta toprak sahalarda top koşturmaya başlamışlar. Erenköy Gençlik kulübünde sonra Göztepe Hilal kulübünde sağ açık olarak oynamış. 1956 yılında tahsil gördüğü Gazetecilik Okulunun futbol takımında kendisini seyreden Sadri Usuoğlu onu Beşiktaş genç takımına alıyor. Aynı zamanda onunla genç takıma alınan bir diğer oyuncu da Selim Soydan. O zamanlar A takımlarının lig maçları öncesi rakip takımın genç takımları ile karşılaşırdı. 1957 yılında profesyonel olan Bahattin o sene Beşiktaş genç takımıyla maçlara çıkıyor Mithatpaşa stadında. Ama A kadrosunda sakatlıklar olunca üç defa da A takımında yer alıyor. 1958 yılında Beşiktaş’ın asıl kadrosunda oynamaya başlıyor. Hatta ünlü Real Madrid Beşiktaş maçlarının da 18 kişilik kadrosunda yer alıyor.
1959-1960 sezonu Türkiye'de “Milli Lig” adıya deplasmanlı, puan sistemine dayanan, 20 takımın katıldığı ulusal ligin ilk yılı. Beşiktaş artık yaşlanan kadrosundaki birçok oyuncuyla yollarını ayırmış, yeni aldığı oyuncularla 23.5 yaş ortalamalı gencecik bir takım kurmuştur. İtalya da ün yapmış Macar hoca Andreas Kuttik’e emanet edilen bu takım rakiplerini tekere teker geçerek Milli Ligin ilk şampiyonu olacaktır. Genç takımdan gelen Bahattin, bu geçilmez müdafaanın sağ beki olarak ün yapacaktı. Daha önce sağ açıkta oynamış olan genç oyuncu, ileri top taşmasıyla forvete yardım ediyor, yaptığı asistlerle gollere katkıda bulunuyor, geride de kademeye girerek rakip ataklara kapıları kapatıyordu.
Ne yazık ki Bahattin!in Beşiktaş’ta futbolculuk hayatı uzun sürmeyecekti. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra askerliğini yapmayan bütün futbolcular askere alındı ve bu sürede futbol oynamaları yasaklandı. Bahattin de askerliğini yedek subay olarak Adıyaman'ın bir köyünde yaparken akciğerlerinden hastalandı ve üç ay rapor alarak İstanbul’a döndü. Bu rapor yüzünden askerliği uzamış, Beşiktaşta iki sezonu kaçırdığı gibi sağ bekteki mevkiini de kaptırmıştı. 1963-1964 sezonunda askerden döndüğü yıl İstanbulspor!a transfer oldu.
Bahattin Baydar ofisinde, 2013
GORDON MILNE-BAHATTIN BAYDAR
1968 yılına kadar İstanbulspor’da top koşturan ünlü sağ bek, futbolculuk hayatını noktaladı ve takımın yardımcı antrenörü olarak görev yapmaya başladı. 1983 yılına kadar İstanbulspor’da yardımcı antrenör olarak çalıştı ve aynı yıl Gordon Milne’nin yardımcısı olarak Beşiktaş!a geri döndü. İngilizce bilmesi, dijital ortamın olmadığı bir devirde oyuncuların bütün istatistiklerini tutması, bilimsel olarak beslenmeleri ile ilgilenmesi, onun bu göreve getirilmesinde büyük rol oynamıştı.Bahattin Hoca yalnız futbolcular ile Milne’nin arasında köprü vazifesi kurmakla kalmıyor, onların her türlü özel sorunları ile ilgileniyor, takımın yurtiçi ve yurtdışı tüm kamp programlarını yapıyor, rezervasyonları ayarlıyordu. Süleyman Seba'nın Başkanlığında Milne’nin teknik direktörlüğünde ki Beşiktaş Metin, Ali , Feyyazlı kadrosu ile üç sene üst üste şampiyon olarak tarih yazacaktı. Bu üç şampiyonluğun ve bir Türkiye kupasının kazanılmasında Samet Aybaba, Rıza Çalımbay kaptanların olduğu kadar Bahattin Hocanın da büyük katkısı vardı.
Bundan tam on sene önce 2013 yılının Kasım ayında, çocukluk yıllarımın kahramanlarından Bahattin Baydar ile tanıştığımda, o Nevzat Demir tesislerinde Beşiktaş kulübünün Özkaynak İdari Menajeri olarak görev yapıyordu. Benim gibi Beşiktaş taraftarı olan Atila İndere vasıtasıyla kendisinden randevü aldık ve ofisinde ziyarete gittik. Atila uzun yıllar Avusturya’da yaşamış, Beşiktaş'ın 1958 den itibaren bütün seyahatlerinde otel ve kamp rezervasyonlarında yardımcı olmuş bütün oyuncularla dost olmuş has bir Beşiktaşlıydı. Bahattin hoca bizi ofisinin kapısında karşıladı.Üzerinde ekoseli gri bir ceket ve siyah kravatı,yakasında Beşiktaş rozeti vardı. Hala gür beyaz saçları ve bıyıkları ile nesli tükenmiş eski İstanbul beyefendilerin son temsilcilerindendi sanki. Tanışma faslından sonra kendisine 1960 yılında 13 yaşında olduğumu, Beşiktaş'ın şampiyonluğa giden bütün maçlarını gazetelerden ve Beşiktaş Karakartallar mecmuasından takip ettiğimi anlattım ve on meşhur onbiri saydım: Necmi, Bahattin , Münir, Tuncay , Sabahattin, Kaya, Arif, Nazmi, Şenol, Birol, Küçük Ahmet. Hocanın yüzünde bir gülümseme belirdi. koltuğunda kalktı, kupa ve madalyalarla dolu kitaplığın altındaki demir kasaya giderek kasayı açtı. Kasanın içindeki kalın defterleri çıkardı. Gözlerime inanamıyordum. Bunlar sanki benim de o zamanlar yaptığım gibi gazete küpürlerinden kesilip deftere yapıştırılmış maç resimleri idi.
Galatasdarayı ve Fenerbahçey 1-0 yendiğimz maçlar, Necminin kurtarışları, Şenol ve Birol’un golleri ve Bahattin'in resimleri. Ben genç bir taraftar olarak yaptığım o defterleri Amerikaya gidince kaybetmiştim. O ise genç bir futbolcu olarak tuttuğu Beşiktaş hatıralarını yıllarca saklamış ve hala demir kasada koruyordu.
Atila Indere, Bahattin Baydar ve Cem Ozmeral.Yil 2013
Daha sonra antrenör yardımcısı olarak yaşadığı o üç üst üste şampiyonluktan konuştuk. Gordon Milne’ye büyük sevgi ve saygısı vardı. Aynı yaşlardaki bu iki adam, alt üst ilişkisi dışında kader birliği yaparak büyük başarılara imza atmış ve hayat boyu sürecek bir dostluk kurmuşlardı. Bir Galatasaray ya da Fenerbahçe derbisi öncesi gece 11 de, birkaç futbolcunun işkembe çorbası için kamptan ayrılmak istediklerini Milne’ye ilettiğini, İngiliz hocanın buna izin verdiğini anlattı bize. Biz böyle tatlı tatlı sohbet ederken çaylar geldi. Bahattin hoca yazı masasının çekmecesini çekti, içinden çıkardığı paketlerdeki bisküvileri bize ikram etti. Nerden bilirdim, bir gün gelecek çocukluğumun idollerinden biri beni ofisinde ağırlayacak ikramda bulunacak tı.
Hocanın fazla vaktini almak istemedik.Hep beraber kalktık antrenman sahasına doğru yürüdük. Niyetim dostum emektar malzemeci Süreyya Soner’e bir merhaba demek ve futbolcuları biraz izlemekti. Daha sonra Bahattin Baydar hoca ile Kartal heykelinin ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurucularının relifleri önünde hatıra resmi çektirerek kendisine veda ettik.
Bugün ben bu satırları yazarken Bahattin Baydar son yolculuğuna uğurlanıyor. O 1959 - 1960 Milli Lig şampiyonu Beşiktaş’ın unutulmaz müdafii idi. Son kale artık teker teker düşüyor. Necmi Mutlu ve Münir Altay bu kalenin son taşları. Onlara sağlıklı yaşamlar dilerken, gidenlere başta Bahattin ağabeyimiz olmak üzere rahmetler diliyoruz.