ŞAMPİYONLUK YILDIZLARI ÜZERİNE
Son günlerde Türkiye süper lig futbol takımlarının kazandıkları şampiyonluk sayılarını gösteren yıldızların sayılarında eksiklikler olduğu ve 1959 dan önce de ulusal şampiyonluklar kazanmış olan takımların daha fazla yıldıza sahip olması gerektiği tartışması başladı. Konu daha çok Fenerbahçe’nin lehine olduğu için bu araştırmayı yapan ve hukuki bir süreç başlatan da onlar. Bugünkü statüde her 5 şampiyonluğa bir yıldız verildiğinden 20 şampiyonluğu olan Galatasaray 4 yıldız, Fenerbahçe 19 şampiyonlukla 3 yıldız ve Beşiktaş 15 şampiyonlukla 3 Yıldız, Trabzon 6 şampiyonlukla 1 yıldıza sahip.
Eğer Fenerbahçe’nin istediği Milli Küme, Türkiye Futbol Birinciliği, Maarif Mükafatı vs gibi adlarla yapılan ulusal turnuva şampiyonlukları yıldız sayılarına eklenirse : Fenerbahçe 27 Şampiyonlukla 5 yıldız, Beşiktaş 21 Şampiyonlukla 4 yıldıza çıkarken Galatasaray 23 şampiyonlukla 4 yıldızda kalacak.(Bu sayılar Temmuz 2023 tarihine göre güncellenmiştir)
Yalnız burada biraz muvazaalı bir durum var. Birincisi bazı bölgesel takımların katılımı ile yapılan hepsi ayrı statüde olan ve şimdiki liglerle ilgisi olmayan bu turnuvalar da kazanılan şampiyonlukları yıldız sayısına dahil etmek ne kadar doğru olur?
İkincisi de aynı yıl içinde iki ayrı turnuvada şampiyon olan takımlardan hangisi yıldız sayısına dahil edilmeli. Ya da aynı yıl iki değişik şampiyon olabilirimi? Biraz kafanızı karıştırdım, değil mi ?
İsterseniz bu durumu İlker Pırlant’ın Faik Tribünü adlı web blokundan aldığım alıntı ve tablo ile izah edeyim.
MİLLİ KÜME – MAARİF MÜKAFATI – MİLLİ EĞİTİM KUPASI
Üçü de aynı kupa; 5 kez Milli Küme, 2 kez Maarif Mükafatı, 4 kez ise Milli Eğitim Kupası adlarıyla olmak üzere, toplam 11 kez düzenlenmiş. İlki 1937, sonuncusu 1950 yıllarında, arada 3 sezon boş geçilmiş. Maçlar deplasmanlı lig usulüne göre oynanmış.
11 kupanın 10’una sadece İstanbul, Ankara ve İzmir takımları katılmış. Bir istisna olarak 1941’de oynanan kupada Eskişehir Demirspor var.
1941’de düzenlenen kupaya 10, 1946’da düzenlenen kupaya 6, diğerlerine 8 takım katılmış.
8 takımlı sezonlarda: İstanbul Liginden 4, Ankara ve İzmir Liginden 2’şer takım alınmış. Bu sayılar; 1941’de 4-3-2, 1946’da ise 2-2-2 şeklinde.
1944 ve 1946 yıllarında gerekli dereceyi alamayan Galatasaray katılamamış.
Bu kupayı 6 kez Fenerbahçe, 3 kez Beşiktaş, 1 kez Galatasaray ve 1 kez de Güneş (Galatasaray’dan ayrılanların kurduğu ve ömrü çok kısa olan bir kulüp) olmak üzere sadece İstanbul takımları kazanabilmiş. İstanbul futbolunun diğer şehirlerden üstün olduğunu gösteren bir veri daha…
Aşağıda Türkiye Futbol Birinciliği ile Milli Küme’nin düzenlendiği sezonlar ve kazananlar verilmiştir.
Tabloda görüldüğü gibi, 9 sezonda her iki organizasyon birden yapılmıştır. Bu kupaların tamamı şampiyonluk olarak sayıldığı takdirde, 9 sezonun iki şampiyonu olacaktır. Hiç Türkiye şampiyonu olmayan 7 sezon ortada dururken, bir sezona iki şampiyonluk verilmesi mantıklı mıdır?
Eğer Fenerbahçenin başlattığı söylenen hukuki süreç doğruysa buna en fazla Galatasarayın itiraz edeceği, Beşiktaşlıların da fazla sesini çıkarmayacağını söyleyebiliriz. Ama bence böyle bir karar hem şu andaki liglerin statüsüne uymadığı için hem de zaten kaos içinde olan futbolumuz da kavga ve düşmanlıkları körükleyeceği için yanlış olacaktır.
Medyada televizyon yorumcuları, hakem hocaları, spor yazarlarının hemen hepsi, Hıncal Uluç, Attila Gökçe, Kemal Bilgin gibi birkaç isim dışında 1959-1960 yıllarında daha doğmamış kişiler. O tarihlerde neler olduğunu kulaktan dolma bilgilere dayanarak atıp tutuyorlar. Bir kavram kargaşalığıdır almış yürümüş.
Ben 1959 -1960 sezonunda 13 yaşında Beşiktaş’ın ilk Milli Lig Şampiyonluğunu yaşamış bir kişi olarak anlatayım. Evet yanlış duymadınız , bugünkü statüde çift devreli, deplasmanlı, küme düşmeli, puan sistemine dayalı, bugün Süper Lig dediğimiz Milli Lig 1959- 1960 sezonu ile başladı ve Beşiktaş şampiyon oldu. O ligin bugün den tek farkı galibiyete 2 , beraberliğe 1 puan verilmesi, ve katılan tüm takımların Ankara, İzmir ve İstanbul takımlarından ibaret olması idi.
Futbol Federasyonu yıldız sayılarına başlangıç teşkil edecek Milli ligi başlatırken şöyle bir sıralamadan başladı:
1959 Milli Lig Şampiyonu Fenerbahçe
1959-1960 Milli Lig Şampiyonu Beşiktaş
Haydaa bu nasıl oluyor ? İzah edeyim. Aslında Fenerbahçe 1958 de başlayan İstanbul Ligi sonrası yapılan ve 1959 başında 4 ay süren Türkiye 1. Liginin şampiyonu oldu. İki gruplu bu ligin sonunda Fenerbahçe ve Galatasaray bir gün arayla karşılaştılar. Mithatpaşa stadında yapılan ilk maçta Metin Oktay’ın o meşhur ağları yırtan golü ile Galatasaray maçı 1-0 aldı, ertesi günde Fenerbahçe rakibini 4-0 yenerek şampiyon oldu. Ben iki maçı da radyodan dinlemiştim.
Evet Milli Lig değil Türkiye 1. Ligi şampiyonu. İşte size ispatı , hem de Fenerbahçe müzesinden:
Diyeceksiniz isim değişik ne fark eder. Farkı şu, Fenerbahçe değişik statüde yapılan bu şampiyonluğu Milli Ligin başlangıcı adıyla yıldız sıralamalarına başlangıç yani milat yaptırmayı başardı. Oysa ilk Milli lig
Lig 1959 un Eylül ayında başlamıştı ve ilk şampiyonu da Beşiktaştı.
Diyeceksiniz peki Fenerbahçe bu şampiyonluğu yıldız sayısına dahil etmekte haklı mıydı. Hem de anasının ak sütü gibi haklıydı. Bu kısa ligin amacı o zamanki adıyla Avrupa şampiyon Kulüpler turnuvasında Türkiye şampiyonunu belirlemekti ve Fenerbahçe de bu turnuva ile Türkiye ligi şampiyonu olmuştu ve Türkiye Avrupa şampiyon Kulupler turnuvasında temsil etmeye hak kazanmıştı. 1959 un kışında Fenerbahçe- Nice Maçlarını radyodan dinlemiştim . Mithatpaşa stadında Can Bartu’nun deniz tarafındaki kaleye attığı golle Fenerbahçe Nice maçını 2-1 kazanmış sonra Nice deplasmanına gitmişti. Maça 2-0 devam ederken Fenerbahçe penaltı kazanmış, Kaleci Lamia nın koruduğu kaleye penaltıyı Lefter atmıştı. Halit Kıvançın sesi hala kulağımdadır . GOOOOOOOOOOOOOOOOOL .Bir Beşiktaşlı olarak nasıl sevinmiştim. İki maçta 2-1 bittiğinden , o günkü statüye göre üçüncü bir maç yapılmış, ama tarafsız sahada oynanan bu maçta Fenerbahçe 5-1 kaybederek elenmişti.
Fenerbahçe Avrupa’da Türkiye’yi temsil etme amacıyla yapılan 1959 başındaki bu kısa süreli 1.Türkiye ligi ni Milli Lig adıyla yıldız sayısına başlangıç saydırmayı başarmıştı. Ama o sırada Beşiktaşlıların herhalde pek sesi çıkmamış olacak ki bir müddet sonra rahmetli Cenk Korayın girişimi ile Federasyon nezdinde hukuki bir süreç başlattılar ve dediler ki : Madem ki öyle, bizim de adı Milli Lig olmayan böyle iki şampiyonluğumuz daha var. UEFA 1956-1957 sezonunu sonunda Türkiye’yi Avrupa Şampiyonlar Kupasında ilk defa temsil etmek için bir takım adı istedi . Mahalli ligler sonrası yapılan Federasyon Kupasında Beşiktaş Şampiyon oldu ve Türkiye’yi temsil etme hakkını kazandı. Ne yazık ki Futbol Federasyon Beşiktaşın ismini UEFA ya geç verince , turnuvaya gidemedik.
1956-1957 Federasyon Kupası
1957-1958 sezonunda aynı şekilde yapılan Federasyon kupasında , önce gurup şampiyonu olduk, sonra da üst üste iki final maçında da Galatasaray’ı 1-0 la yenerek Türkiye şampiyonu olduk ve
Türkiye’yi Avrupa’da temsil etme hakkını kazandık
Abschlusstabelle (Gruppe Rot)[Bearbeiten | Quelltext bearbeiten]
Punktesystem
Sieg: 2 Punkte, Unentschieden: 1 Punkt, Niederlage: 0 Punkte
Teilnahme am Finale
Punktesystem
Sieg: 2 Punkte, Unentschieden: 1 Punkt, Niederlage: 0 Punkte
Teilnahme am Finale
Bu şampiyonluk sonunda Beşiktaş’a Avrupa şampiyon kulüpler turnuvasında önce bir Yunan takımı çıkmış, Kıbrıs olayları dolayısı ile Yunanlılar maça çıkmayınca Beşiktaş hükmen galip gelerek tur atlamıştı. İkinci turda Barnebau stadında Beşiktaşın devrin en ünlü takımı, Puşkaşlı, Kopalı, Distefano lu Real Madrid’d e 2-0 yenilecekti. Bu maçta Varol Ürkmez kaburgaları kırılmasına rağmen harika bir maç çıkaracak, Di Stefano ile Münir Altay tekme tokat birbirlerine girerek maçtan atılacaklardı. İstanbul’da Mithatpaşa stadının balçık çamurunda yapılan ikinci maçta Beşiktaşla Real Madrid 1-1 berabere kalacaktı. Bulgurlu’da amcamın evinde radyodan dinlediğim Kaya Köstepen’in golü sonrası Sulhi Garan’ın sesi hala kulaklarımdadır :
GOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOLLLL
Evet görüldüğü gibi 1956-1957, 1957-1958 ve 1958-1959 sezonu sonunda yerel ligler sonunda yapılan benzer statüdeki mini lig turnuvalara sonunda Türkiye şampiyonu belirlenmiş, Fenerbahçe şampiyonluğunu yıldız sıralamasına sokarken Beşiktaş bunu ancak sonradan hukuki süreç sonucu tescil ettirmişti.
Bu yazıyı yazarken, kendi anılarımı da bilerek koydum. Koydum ki, spor yorumcusu Emre Bol gibi bize göre genç arkadaşlar, gerçekleri bilsin ve iki de bir Beşiktaşın helal şampiyonluk yıldızlarına laf atmasın diye . Beşiktaşın bu iki şampiyonluğu da Türkiye şampiyonluğudur ve anasının ak sütü gibi helaldir.
1959 öncesi şampiyonluklar konusu benim haricimde. Ama ben Başkan Fikret Orman’ın yerinde olsam Federasyon nezdinde hukuki bir süreç başlatırım. Başlatırım ki bundan 100 sene sonra , “ Efendim Milli Ligler başlayalı 159 sene olmuş ama 161 şampiyonluk nasıl oluyor “ demesinler diye. Ulusal lig şampiyonluklarının başlangıç yılı aşağıdaki gibi 1956-1957 sezonunu ile tescil edisin diye. Bu tablo da tek düzeltilmesi gereken de 1959 yılında ligin adı Türkiye 1. Ligi olmalı.
Cem Özmeral
2 Nisan 2018
Dublin Ohio