DEDEMİZ SUPHİ EFENDİ’NİN (AYKUT) KİMLİK KİTAPÇIĞI
Pasaporta benzeyen kitapçığın İstanbul’un işgal yılları sırasında çıkarıldığı tahmin ediliyor. Ciltsiz olan kitapçıkta belgeler kapağa delinen bağcıklarla tutturulmuş ve sayfalarda kartpostal tipi kalın kağıt kullanılmış. Bugün bağcıklar olmadığı için kitapçığın içinde eskiden belki başka sayfalarI da vardı.
Kitapçığın ilk sayfasında fransız işgal makamlarının tasdiki var.
Kitapçığın ilk sayfasındaki işgal makamlarının tasdiki :
Damga nın içindeki Fransızca yazılar : Controle interallie de Police Ottomane sector de Istanboul
Müttefik (Allied) Osmanlı Kontrol Polisi , İstanbul Sektörü
Metnin türkçe çevirisi : Müttefik (allied) sektörün ad-hoc sicilinde görüldü ve 20 Ağustos 1920 tarihinde kaydedildi.
Sektöre komuta eden Yüzaşı Loubere
Kitapçığın ikinci sayfası
Bu sayfa sonradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından aşağıda görüldüğü şekilde tasdik edilmiş
Fotoğraf mevzu:
Suphi Efendi’nin İstanbul Polis Müdüriyeti Dördüncü Şube Pasaport Memuru olduğu tasdik kılınır .
3 Kanun-u evvel , sene 1338
(Rumi takvimden miladi takvime çevirince 3 Aralik 1922 oluyor)
Tarihi bir not olarak şu konuyuda belirtelim. 16 Mayıs 1919'da Samsun’a çıkan Bandırma vapuru adlı yazımda 16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in pasaportuna İngiliz pasaport memuru yüzbaşı John G. Bennett
tarafından vurulan onay mührünün fotoğrafını koymuştum. Göreceğiniz gibi bu mührün Suphi dedenin mühründen tek farkı Fransız yerine İstanbulun İngiliz işgali altındaki sektörün den verilmiş olması.
Yazıyı Kars’lı kadim dostum, bana Suphi dedemin Kars'taki mezarının bulunmasında büyük yardımları dokunan, tarihçi ve araştırmacı yazar Sezai Yazıcı’nın mailinden bir paragrafla bitireyim:
Burada benim dikkatimi çeken Fransız komutan yüzbaşı Loubere’in adıdır. Zira ben hep İstanbul’un işgali dendiğinde İngilizleri ve Atatürk’e de pasaport veren yüzbaşı John Godolphin Bennett’i hatırlarım.
Tabii ki Müttefik işgal kuvvetleri içerisinde Fransızlar da vardı. Hatta kendi aralarında İstanbul’u üçe bölmüşlerdi. Beyoğlu ve Rumeli yakasından İngilizler, İstanbul yakasından Fransızlar, Anadolu yakasından İtalyanlar sorumluydu.
Ama olayların, direnişlerin ve cılız gösterilerin çok büyük bir çoğunluğu Beyoğlu ve Pera civarında cereyan ettiği için bizde hep İngilizler çağrışım yapar. Fransızları bilmekle birlikte doğrusu ben yüzbaşı Loubere’nin adına hiç rastlamamıştım. Bu vesileyle öğrenmiş olduk. Dedeniz Suphi Efendi’nin o yıllarda İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapmış olması da önemli.
Suhi Dede'nin kitapçığının bana elektronik kopyalarını yollayan kuzenim Ömer Aykut’a, Fransızca tercümeyi yapan Paris’li dostum Ara Kebapçıoğluna, Ankara’da ki kız kardeşi Sedes hanımın yardımı ile mütercim bulup Osmanlıca metnin tercümesinin yapılmasını sağlayan İstanbullite muhabiri arkadaşım Selçuk Erarslan’a ve sosyal medya da konuya büyük ilgi gösteren Kocamustafapaşalılar sitesi üyelerine
teşekkürü borç bilirim.
Cem Özmeral
13 Şubat, 2021
Dublin, Ohio