57 YILLIK TARİHÇESİ BULUNAN ŞEREFLİ YUVAMIZIN TARİHÇESİNİ VERİYORUZ
Aşağıdaki yazı 1960 yılında Beşiktaş Karakartallar mecmuası sahibi Mustafa Kızıltan’ın çıkardığı1960 Beşiktaş Şampiyonluk albümünden aynen alınmıştır. Yazının içine Beşiktaş'ın kurucularından Nazif Ander Bey’in fotoğrafı vardır. Yazının altında yazarın ismi olmadığından, tahminimce bu yazı Nazif Ander Beyle yapılan mülakat sonrası kaleme alınmıştır. Yazı içinde bol Osmanlı Türkçesi olan kelimelerle doludur ama manası kolay anlaşıldığını düşünerek bunları yeni Türkçeye değiştirmedim.
Cem Özmeral 29 Haziran 2023
Ethem Onur Bilgic ilustrasyonlari ile Besiktas'in Kuruculari
Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün bugünkü özünü ortaya koyan gençlik hamlelerinin ilk izlerini bundan tam 57 sene evvel(1903) tesadüf etmekteyiz. O tarihlerde Beşiktaşta Serencebey ve Ihlamur semtlerinde bir kısım gençlerin evlerinde toplanarak muhtelif spor hareketleri yaptıkları görülüyor ve kulaktan kulağa işitiliyordu. İstibdat devrinin bütün tazyikine rağmen Beşiktaş kulübünü tesis edenlerin başında gelen Fuat Balkan’ın Ihlamur’da Muradiye’ye çıkan Karakol Sokağı başındaki evinde bu toplantılar devam ediyor. Bundan örnek alan gençler Beşiktaş'ın muhtelif köşelerinde hususi ve ferdi mahiyette çalışmalarına başlamışlardı.
Serencebey’de Osman Paşa ailesinin oturduğu büyük bir konağın bahçesinde de bar ve paralele merak eden ve bu suretle çeşitli spor hareketlerine başlayan Osman Paşa oğlu Bereket ve Şamil Şaplı beylerle Ahmet Fetgeri (Deniz Albayı, eski güreş federasyonu Başkanı), Mehmet Fetgeri( Agopyan anındaki yangında vefat eden) Hamza Osman ve Nazif Ander beyler de bulunuyordu.
Sporun bir kabahat, bir suç diye telakki ve takip edildiği mutlakiyet devrinin bu günlerinde bu gençler bu sporu bir mefkure, bir bayrak gibi ileri götürmek için müşküller ve tehlikeler içinde çırpınışlarıdır. Bu suretle Fuat Balkan’la birlikte sporu Beşiktaş gençliğine aşılamaya muvaffak olmuşlardır.
Bu spor severler , ilk fırsatta bir cemiyet kurmaya and içmişlerdir. Fakat istibdadın tehditçi ve takipçi muhiti içinde ferdi faaliyetlerine bile devam edemediler, küstüler köşelerine çekildiler.
1908 yılında doğan meşrutiyet inkılabı bu gençlerin tekrar harekete geçmesine sebep oldu. Beşiktaş’ta Ihlamur’da evvelce jandarma karakolu karakolu olan mahalli merkez ittihaz ederek hemen paralel, barfiks, gülle, güreş ve eskrim çalışmalarına başladılar.
Fuat Balkan, Ahmet Fetgeri, Refik, Vasıf, Osman Paşa oğulları Şamil ve bereket Şaplı, Hamza Osman
Bu hareketin başında bulunuyorlardı.Ali Fetgeri bar ve paralelde muvaffak oluyordu. Gerçi ortada resmen tanınmış bir Beşiktaş takımı mevcut değildi, fakat Beşiktaşta her türlü meraseimden uzak bir jimnastik topluluğu vardı. İnkılabın ilk yıllarında(1907) genç teğmen Fuat efendi muvakkat bir zaman için arkadaşlarından ayrıldı.Edirne Harbiye mektebinde eskrim öğretmeni tayin edildi ve gitti. Orada askeri mektebinde beden terbiyesi öğretmeni bulunan teğmen Mazhar Kazancı( emekli yarbay jimnastik hocası) ile tanıştı. İki ateşli genç Edirne’de bir spor kulübü açmaya karar vererek hemen teşebbüse geçtiler ve Edirne amerikan gazinosunda muhtelif toplantılar yaptılar. Fakat emellerine muvaffak olamadılar. Çünkü bu sırada İstanbul’da 31 Mart vakası çıktı ve irtica hadisesini bastırmaya gelen Hareket Ordusu ile adı geçen iki genç İstanbul’a geldiler ve Beşiktaş’ta eski arkadaşları ile bir arada yine çalışmalarına devam eder bir halde buldular ve artık ve bir cemiyet kurma zamanının geldiğini gördüler. Ve o günlerde yapılan bir müsamerede (Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü) nün doğumunu kolaylaştırdılar. Tahakkuk ettirdiler.
Mutlakiyet devri kapanmış, 1909 yılında Meşrutiyet devrinin feyizli inkişafları başlamıştı. 3 Ağustos 1910 tarihinde cemiyetler kanunu neşrolunmuştu. Bu yeni cemiyetler kanununun emrettiği usule göre harekete başladılar. Ihlamur’da Karakol sokağında çalışmalarına devam eden kulüp Beşiktaş’ta Akaretler Şair Nedim caddesinde sulh mahkemesinin bulunduğu mahalli lokal olarak tayin etmiş ve 13 Ocak 1911 de (Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü)nün hazırlanan esas nizamnamesini Fuat Balkan
Ve Umumi Katip Hüseyin Hüsnü Beyler ve istidayı da mazhar Bey imza ederek, hükümete tevdi etmişlerdir.
Bunu müteakip , resmen teşekkül eden kulüp , sulh mahkemesinde yine Akaretler'de Spor caddesinde 84 nolu haneye taşınarak ilk idari heyetinin seçimini yapmış ve neticede ;
Başkanlığa Serasker Rıza Paşa oğlu Viyana sabık ataşemiliteri Şükrü Paşa, azalıklara da;
,Fuat Balkan, Ziya Karamürsel(Eski İstanbul saylavı), Şevket Cenani( 8 inci Belediye Dairesi eski reisi),Cami(eski Fizan saylavı),Mahmut Naci(eski Trablus saylavı) getirilmiştir.
Bir müddet sonra , esaslı çalışma ve birbirini takip eden çalışmalardan sonra, (Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü)nün umumi nizamnamesi kaleme alınmıştır. İşte kulübün kurulmasındaki maksadın ne kadar yüksek milli ülkülere dayandığını, ilk nizamnamesinin aşağıda yazılı maddelerinde görmekteyiz.
BEŞİKTAŞ OSMANLI JİMNASTİK KULÜBÜ SPORCULARININ O DEVİRDE (circa 1909-1911) ÇEKİLMİŞ TOPLU RESİMLERİ
Beşiktaş 1960 Şampiyonluk albümünde yer alan bu fotoğrafın çözünürlüğünü artırarak silinmeye yüz tutmuş el yazısı numaraları baskı ile değiştirdim. Beşiktaş Osmanli Jimnastik Kulubünün 1909 yılında yeni çıkan Cemiyetler kanunu ile resmileştirildiği ve tescil edildiği biliniyor. Fotografın altındaki Osmanlı yazısında latin rakamları ile 1911 e benzer bir silik yazı gördüm. Bu nedenle bu fotografın 1909- 1911 yııllarında çekildiğini tahmin ediyorum.
Cem Özmeral (istanbullite.com. Old Şeref Stadı yazıları)
BEŞİKTAŞ KULÜBÜNÜN 1910 CEMİYETLER KANUNU ÇIKMASINDAN SONRA İLK NİZAMNAMESİ (TÜZÜĞÜ)
Günümüz Türkçesine çeviren Cem Özmeral
Kulübün Kuruluş Sebebi:
1.Kaybolmaya ve düşmeye başlayan temiz neslimizin devamını temin etmek için gerekli bulunan makul ve bilimsel usullerle yapılacak beden hareketlerini uygulayarak Avrupa’da atasözü haline gelmiş “Türk gibi kuvvetli” sözünü tekrardan canlandırmaktır.
Beşiktaş Jimnastik Kulübünün kurucusu olan bu idealist insanlar, asil ve temiz Türk neslinin korunmasını, sağlığını ve sağlamlığını bir gaye bilmişlerdi. Milli bir gaye etrafında toplanan bu insanların Türkiye spor tarihinde ilk olarak kurdukları bu abidenin temeli milli karakteri itibariyle Beşiktaş gençliğinin kalbine ve gönlüne dayanmıştı. Bu temel o kadar kuvvetli oldu ki, onu ne Dünya savaşının, mütareke devrinin buhranları ne de cemiyet hayatında rastlanabilecek dahili kulüp olayları yıkmadı ve yıkamadı. İçinde ve dışında sevgi saygı ve ülküye dayanan bu spor kulübümüz bugün 57* senelik şerefli tarihi ile Cumhuriyet Türkiyesinin kıymetli bir müessesesi olarak cemiyet hayatımızda yerini almış ve çalışmalarına devam etmekte bulunmuştur.
Beşiktaş(Osmanlı Jimnastik Kulübü) yalnızca beden terbiyesi ve idman ile uğraştığın dan kulübü idare edecek bir idare heyeti ve çalıştırmak içinde bir öğretmen heyeti kurulmuştur. İdare heyeti bir reis ve bir reis vekili, bir müdür, bir delege, bir genel sekreter, bir muhasebeci ve iki üye olmak üzere sekiz kişiydi.
Öğretmen heyete mevsime göre çalışma idman programlarını hazırlar ve fotoğraflı bir defter tutarak , üyelerin doktor muayenelerini, çalışma durumlarını kaydeder.
*Bugün 120 yaşını aşan Beşiktaş Jimnastik Kulübü yazının yazıldığı 1960 da 57 yaşındaydı
Kulübün Sportif Çalışma Programı:
İsveç jimnastikleri, basit asker talimleri, nazari ve pratik atış idmanları, halter, lobut, baston piramit idmanları, barfiks, halkalar, ip, her çeşit koşu ve atlamalar, boks, eskrim, süngü kavgaları, alafranga güreş, futbol, hokey, rugby, tenis, kürek çekme idman ve beden terbiyesi şubeleri vardı.
Kulübün Forması:
İlk kurulduğunda Kırmızı Beyaz renkte olan kulüp forması, bir müddet sonra Siyah Beyaz olarak değiştirilmiştir. Bu çalışmalar bir sene kadar devam etti. Akaretler’deki kulüp binası dar ve sahası olmadığından, Akaretler Spor Caddesinde kulüp lokaline yakın olan 80 No. yu kiraladılar.Salon hareketlerine başladılar.Kulüp binasının arkasında vaktiyle harem ağalarının ahırlarının enkazı ile dolu harabe halinde olan arsa, İdare heyeti Reisi Şükrü Paşa’nın ( Eski Serasker Rıza Paşazade) nakdi yardımı ve Beşiktaş gençlerinin burada bir işçi gibi çalışmaları sayesinde ortaya bir spor sahası çıkarılmıştır.
Güreş artık kulüpte en önde yer almıştır.325.326.327(1907, 1908, 1909) yıllarında Taksim'de yapılan alafranga güreş müsabakalarının hakemliği kulübümüze verilmişti. Kurtdereli, Filiz Nurullah,Çaya ve birçok güreşçilerin iştirak ettiği bu müsabakalar Türkiye’de ilk defa alafranga güreşin (grekoromen) yayılmasına neden olmuştur. Bu müsabakalara amatörler için ayrıca kulübümüz tarafından ilave olunan amatörler müsabakasına her sıkletten 18-20 amatör iştirak ettirilmiş ve Ahmet Fetger(Güreş federasyonu eski reisi albay), Kemal, Ahmet Celalettin, Mehmet Fetgeri, Sait Şerafeddin, Şevket, Mehmet Sami (Kolgoy), Hasan Hüsnü, Celal, Artin, ve Savaş arasında yapılan müsabakalarda Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali, Kemal sınıflarında birinci olmuşlardır.
Bu suretle kulübümüz üyelerinden Celal( Eski Ulus yazarı) Tercüman-ı Hakikat gazetesinde ilk spor yazarlığını yapmıştır. Bu sıralarda boksör Kemal Beyin (merhum) kulübümüze girmesiyle Beşiktaş Jimnastik Kulübü boks ve güreşte en parlak devrini yaşamıştır. O zaman boks dersi alanlar o tarihte (ilerde İş Bankasını müdürü) Haydar Şekip(merhum), Hasan Şevket, Turgut Kemal ve Hulki arkadaşları arasında sivrilmişlerdir.
“Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü”nün doğumunu o tarihte bir toplantı kolaylaştırdı. O da 1909 yılında İstanbul Musevilerinin Marka isimli kulübü tarafından Tepebaşı Kışlık Tiyatrosunda düzenlenen
bir idman bayramı müsameresi oldu. Bu idman bayramında sporla şahsen meşgul olmaları dolayısıyla tanınan birkaç Türk ile, Beyoğlu İdare Amiri Muhittin( Kahire sefiri merhum Muhittin Paşa) hazır bulunuyorlardı. Bu müsamerede üç, dört Rum kulübünün idare heyetlerinin de yer almaları Muhittin Paşa’yı harekete getirmeye sebeb olmuş, merhum bu arzusunu Mazhar ve Fuat Beylere anlatarak, orada bulunan iki Türk subayı ile adetleri sayılı Türk güreş ve barfiks severlerine teşvik edici beyanlarda bulunmuştu. Bu sözlerden hız alan Fuat ve Mazhar Beyler ertesi günü Mazhar Bey’in imzasını taşıyan ve “Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü”nün resmen kurulmasını isteyen bir dilekçeyi Beyoğlu İdari Amiri Muhittin Bey’e sundular. İşte 1903 den beri faaliyet gösteren Beşiktaş Kulübü, Türkiye spor tarihinde ilk defa hükümetçe tescil edilen bir spor cemiyetini olma şerefini kazandı. (1911).
Beşiktaş Kulübünün ilk Kurucu Heyeti seçilerek “Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü” Nizamname-i Umumisi ni ( Genel Tüzük) hazırladı.Kulübün ilk Kurucu Heyeti şu kişilerden oluşuyordu:
Şükrü Paşa ( Viyana sabık Ateşe Militeri merhum) , Ahmet Paşa(Enver Paşa'nın Babası),Muhittin Bey ( Beyoğlu Mutasarrıfı ve Kahire sefiri merhum), Şeref Bey (sitabli amire ? müdürü), Şerafettin bey ( İzmir’e ilk giren süvari albayı), Mazhar Bey(Kulübün kurucusu Mazhar Hoca), Fuat Bey(Kulübün kurucusu), Cami Bey ( Fzan sabık mebusu), Ahmet Fetgeri Bey( Albay, Güreş Federasyonu eski reisi), Beden Terbiyesi öğretmenlerinden Ali, Sami, Şevket, Sami, Refik beyler ile, İsmail Cenani Bey(8. Belediye dairesi sabık reisi), boksör Kemal ve Hüsnü Beyler ile elektrik uzmanı Hayri Beylerdir.
ATATÜRK ARKA BAHÇESİNDE BEŞİKTAŞLI SPORCULARIN İDMANLARINI IZLERDI
AHMET FETGERI
Mustafa Kemal Akaretler Spor caddesi 76 nolu evinin arka bahcesinden yan komsusu Besiktasli sporcularin idmanini seyrederdi.(Kolaj by Cem Ozmeral)
FUAT BALKAN
.. Mustafa Kemal, Akaretler Caddesi 76 numaralı evinin arka bahçesine çıkarak istirahat ederdi. En büyük tutkusu hasır sandalyesine oturup, ağızlıklı sigarasını tüttürüp, annesi Zübeyde Hanımefendi’nin pişirdiği kahveyi yudumlarken Beşiktaş idmanlarını seyretmekti. Bitişiğindeki Beşiktaş Kulübü’nün arka kapısı da bu meydana açılıyordu. Mustafa Kemal burada, güreş, futbol, eskrim, gülle atma sporlarını bir biri ardına takip ediyordu. İşte gene böyle bir gündü. Beşiktaş jimnastik hocalarından Ahmet Fetgeri, güreş, Yüzbaşı Fuat da eskrim derslerini vermişlerdi. Mustafa Kemal onlara döndü,
“Evime buyurunuz beyler” dedi. İki zabit jimnastik hocası, Mustafa Kemal’in sunduğu çayları yudumlarken, O şu konuşmayı yaptı:
“Efendiler, Sizlerin ve sporcularınızın ciddi çalışmalarını, çeviklik, maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle ayrıca dikkatle izliyorum. Spordan yoksun olan bir gençlik, nasıl ki vatan müdafası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o vücut o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz.
Bugün bünyemizde toplayıp ilmi metodlarla yetiştirmeye çalıştığımız bu gençler, tam anlamda bedenen ve fikren geliştikleri zaman vatan müdafasında, ilmi sahalarda olduğu gibi spor alanlarında da Avrupalı hasımlarına Türk’ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir. Sizi candan kutlar, başarılarınızı her zaman duymak isterim.”
Samsun’a çıkarken, Beşiktaş Kulübü’ne veda etti ...
16 Mayıs 1919 günü Şişli’deki evinden erken uyandı. Samsun’a yola çıkacak olan Mustafa Kemal öğle yemeğinden sonra, yanına validesi Zübeyde Hanımefendi ile yaveri Cevat Abbas beyi aldı. Akaretler caddesindeki evine geldi. Şişli’deki pansiyon olarak tuttuğu evde otururken, Beşiktaş’daki evinde de kiracı olmaya devam etti. Bitişiğindeki Beşiktaş Kulübü’nün hocaları, sporcuları ve Zabit arkadaşları Mustafa Kemal Paşa’yı uğurlamak üzere kapısının önüne yığıldılar. Paşa, “Validem Hanımefendi’yi sizlere bir kez daha emanet ediyorum. Gözüm arkada kalmasın” dedi. Mustafa Kemal Paşa son kez, annesinin elini sokak kapısında öpüp ona sarılırken, Beşiktaşlılar haykırıyordu; “Kalbimiz seninle Paşam. Bizi unutmayınız” Mustafa Kemal Paşa otosundan: “Mutlaka... Mutlaka” diyerek el sallıyordu.