1949-1950 sezonunda Beşiktaş'ı İtalyanların ünlü efsanesi Giuseppe Meazza çalışmaktadır. Meazza sezon sonunda çok beğendiği Şükrü’yü alır İtalya’ya Serie A takımlarından Lazio'ya götürür. İleriki yıllarda Bülent Eken, Bülent Esel, Lefter, Metin Oktay ve Can Bartu da, Şükrü Gülesin'in açtığı bu yolda İtalya yolunu tutacaklar, ama hiçbiri onun attığı gol sayısına ulaşamayacaklardır. İtalya ‘da oynadığı üç yılda Şükrü Lazio ve Palermo takımlarında tam 36 gole imza atar. Lazio’nun ligi 4. Bitirdiği yıl oynadığı 29 maçta 16 gol tarak takımın en fazla gol atan oyuncusu olur. İtalya da oynadığı yıllarda 4 defa bir maçta iki gol birden (doppietta) atar, bir defa da üç golle hat trick yapar. Bir başka rekoru da 7 maç üst üste gol atmasıdır.
Şükrü Gülesin’i takım arkadaşları hep “Beşiktaşlı Şükrü” diye çağırmışlar, gazeteler ise onu “u Turcu” (Türk) ve” il gigante buono”(nazik dev) diye manşete taşımışlardır. Seri A da oynarken herkes bu iri cüsseli dev adamı tekme ile durdurmaya çalışır, ama o her defasında yerden gülümseme ile kalkar ve attığı gollerle bu tekmelere karşılık verirmiş. Attığı penaltıların şiddetinden kaleciler çok korkarlarmış. 20 Kasım 1950 de oynanan Palermo Padova maçında kaleci Enzo Romano Şükrü’nün penaltı atışı sırasında vuruşun şiddetinden çekinip sakatlanma korkusu ie kalesini boş bırakmış. Youtube da son yıllarda yayınlanan bir videoda İtalyanlar bu olayı hala anlatmaktadırlar. Bruno Roghi’nin 13 Mart 1952 tarihli “Il Calcio Illustrato”da yazdığı yazıda Şükrü Gülesin’in penaltılarını şöyle anlatır:
“Şükrü’nün golleri, özellikle penaltılardan atılanlar kulaklarda gök gürültüsü gibi yankılanıyor, topun üzerinde dumanlar tütüyordu. Ondan şık vuruşlar beklemeyin, onun kalecileri avlayan vuruşları düz ve ölümcüldü. Eğer içeri girmeden önce topu engelleme şansını ya da talihsizliğini yakalarsa, ellerinin soğuması için beş dakika beklemeleri gerekirdi: çünkü Şükrü’nün şutları elleri yakan türdendi.”
Onun oynadığı yılların çoğu ikinci dünya savaşına denk gelir bu nedenle sadece 11 defa Milli takımın formasını terletir ve bu maçlarda 4 gol atar. 1948 Olimpiyatlarında yer alan ünlü oyuncu burada da gol atma başarısını gösterir. Şükrü üç sezon sonunda döndüğü Türkiye’de onun tabiriyle “ Beşiktaşta oynamak istemesine rağmen bazı talihsizlikler” sonunda Galatasaray’da bir sezon daha oynar ve futbolu bırakır. Kariyerinde 32 si kornerden olmak üzere 226 gole imza atmıştır. Futbolu bıraktıktan tam 10 yıl sonra Mithatpaşa stadında Hakkı Yeten’in teşebbüsü ile eski şöhretli futbolcuların da kısa süre yer aldığı bir jübile maçı düzenlenir. Bu maçta Şükrü’nün eski takımları Beşiktaş ve Lazio karşılaşırlar ve maçı İtalyan takımı 1-0 alır. Futbolu bıraktıktan sonra spor yazarlığı, yöneticilik yapar, ticaretle uğraşır. 1977 yılının 10 Temmuz günü deniz kıyısında geçirdiği kalp krizi sonucu henüz 54 yaşındayken hayata veda eder.
Bir maçta gene kornerden gol atınca Baba Hakkı onu kovalamaya başlamış, Şükrü de pas vermedim diye kaptanım bana kızacak diye, korkup kaçar dururmuş. Yakalanınca Hakkı Yeten,”oğlum ne kaçıyorsun seni tebrik edecektim” demiş.
İtalya’da bir maçta elle gol atınca hakeme gidip golü iptal ettirmiş.
Bir maçta korner atarken topun hemen önünde çimin üstünde bir papatya görmüş, çiçeğe bir şey olmasın diye meşin yuvarlağı alıp daha geriye koymuş.
İtalyanlar ona il gigante buono derlermiş.
Sevgi ve rahmetle anıyoruz.
Cem Özmeral
1 Aralık 2022
Dublin, Ohio
|