istanbullite.com

NOSTALGIC WRITINGS BY AN ISTANBULITE © Since 2002

HOME ↓

ABOUT US/BIZ KIMIZ ?

ISTANBUL&TURKEY TRAVEL

TIPS FOR TOURISTS

ISTANBUL TRANSPORTATION

ISTANBUL 360 PANOROMIC

LIVE TURKISH TV AND MEDIA

NEWS FROM COLUMBUS,OHIO

LINKS

CONTACT US/İLETIŞİM

ISTANBUL SUR-ICI ↓

YEDI KULE ZINDANLARI

KAYBOLAN KIR TEPEBAG

SEHZADEBASI DIREKLERARASI

LALELI BABA

MIHRIMAH CAMILERI

CEVIZAGACI- GOTLAR SUTUNU

TEKFUR SARAYI

ISTANBULUN ALTI 1,2

ISTANBULUN ALTI 3,4

HALICTE BIR VAPUR GEZISI

SUMBUL EFENDI

MILION TASI

BALIK UZERINE LAKIRDI

BOSTANCIDAKI BEYAZ KOSK

GOKSU DERESI

SAHIL YOLUNDA SABAH

BIR TEPE, BIR KALE

CARPISAN KAYALAR

KANDILLIDE BIR GECE

ISTANBULLU OLMAK

KOCAMUSTAFAPASADAKI KOSK

AHMET SARACBASI EFENDI

SHOW ME BIG MONEY

ISTANBUL DERETEPE

HARBIYE NEZARETI

BEYAZIT KULESI

ARCADIUS'UN SUTUNU

6 MERMER 23 TILSIMLI TAS

SULEYMANIYEDE BIR GEZI

PARGALI SARAYI VE MEZARI

ULUBATLI VE MIHRIMAHCAMII

TOPKAPI ANIT MEZARLARI

HALICTE BIR SEMT: FENER

YILDIZ KORUSU

HUNKAR'A GIDELIM

ABBAS AGA PARKI

HAYDARPASA KIRIM MEZARL.

HAYDARPASANIN ÖYKÜSÜ

DOGANCILAR PARKI

OSMANLI EFSANELERI

USKUDARLI GUZEL BALIKCI

BIZANS VE KURULUS MITLERI

YAHYA EFENDI DERGAHI

ISTANBUL SEYYAHI

TARIHI YARIMADA VE SURLAR

FLORYA DENIZ KOSKU

SEPETCILER KASRI

KADIRGA'DA SOKAKLAR

AT MEYDANI

EVLIYA CELEBI RUYASI

GALATADA GEZINTILER

PERA PASTANELERI

PERA PALASIN GIZEMLERI

ABDULHAMITIN YILDIZ CAMII

IHLAMUR KASIRLARI

SAIRLER SOFASI

KUCUKYALI VE SATYROS

1960 DA ISTANBUL TIPLERI

AKSAMCILAR VE MEYHANELER

MACKA SIRTLARI

ISTANBUL PARKLARI

OZLENEN ESKI ISTANBULMU?

LULU'YU ARAYIS

ISTANBUL EVVEL ZAMAN

KIRIK MINARE

SULTAN SELIM CAMII

5.TEPEDEN HALICE

KUZGUNCUK

BIR SAMATYA GEZISI

BIRKAC ESKI SAMATYALI

UC ESKI ISTANBULITE

MARMARAY VE TAKSIM

BEZMI ALEM VALIDE SULTAN

MECIDIYEKOY LIKOR FABRIK

YILDIZ SARAYLARI

KARAKOYDE YIKILAN CAMI

IST. VIDEO

ISTANBUL VIDEOS

ISTANBUL TURBELERI/TOMBS

ISTANBUL PANOROMA

7 TEPE 700 CAMI ISTANBUL

1CE UPON A TIME ISTANBUL

HIKAYELI RESIMLER

ARA GULER'S ISTANBUL

TARIHTEN KAPAKLAR

CHICAGO DA II. ABDULHAMIT

HEYBELIADA DENIZ LISESI

INONU DENIZ LISESINDE1934

INONU HARPOKULUNDA ,1942

ANLATILMAYAN ISMET INONU

VEKILLER VE RESMIGECITLER

BU ANZACLAR NEREDE?

RUYA

CANAKKALE, TRUVA

BOSTANCIDA BIR NIŞAN

JAPONLARIN 1934 ZIYARETI

GOLCUK VE YAVUZ-HAVUZ

GAZOZ KAPAKLARI

1942 DE EN UZUN YOLCULUK

BIZANSLI VE BEYAZITLI

KADIKOY, ISKELEDE SABAH

ARMONIKA CALAN KIZ

1975 DE BIR ASK HIKAYESI

METEOR CUKURU

MINIBUS SOFORU ZEYNEL

ANTIPHELLUS BALIKCISI

BIR EGE DILBERI

BIR RUYA

ASOSDA BIR GUN

TWILIGHT ZONE

BEN SERVISCIYIM ABI

VATMAN ALI BEY

ADAM

BIR KARANFILLI ADAM

BAHARIYEDE SINEMALAR

KINDER HEIM

ZULAL

GENC OSMAN MONOLOGU

DENIZ YILDIZININ OYKUSU

CESITLI KAPAKLAR

JOEPA BIR AMERIKAN IKONU

BIT PAZARINA NUR YAGDI

MUZE EV

MUZIK VE BEN

ANNEMIN SANDIGINDAN

PARIS GOZLENIMLERI

YESIL KAPI

MAHMEDET HOCA

SOLUK MAVI NOKTA

OSMANLI TOKATI VE HIGH 5

HIZIR ILYAS

29 TESRIN

GAZOZ KAPAGI (ORIJINAL)

COLA TURCA

HARICTEN GAZEL

BJK ŞEREF STADI

CHAMPION BESIKTAS

BESIKTAS STADIUM & FANS

A VISIT TO INONU, 2011

RICARDO ICIN

WITH BJK PLAYERS OF 2011

BJK NEVZATDEMIR FACILITY

BESIKTAS'S USA TOURS

SAMPIYONLUKLAR MIMARI

Q7,GUTI&IVERSON

KAYA VE NAZMI KAPTANLAR

DR. VEDII TOSUNCUK

BJK VE CIRAGAN SARAYI

1964 ALI SAMI YEN ACILISI

ELLI YIL SONRA PRATER'DE

PANTER KALECI

SANTRASI YAPILMAYAN GOL

ESKI BIR MILLI MAC

KARANFILLI ADAM

BIR YASAM TARZI

TEMİZ FUTBOL

BERLIN PANTERI

SARI LACIVERT

INSIDE FENER STADIUM

YUSUF ILE SANLI

PASKAL VE BJK FORMASI

KUCUK AHMET

KONAK KADIN FUTBOL TAKIMI

DEMIROREN'E ACIK MEKTUP

GUVEN ONUT

BABA BOSQUE

HELE HELE SERGEN KAPTAN

TAKSM KIŞLASI CIRCA 1925

GELINCİK TARLALARI

CAPS IN ENGLISH ↓

2014 BERLIN LETTERS

1937 BERLIN LETTERS

LORI MY ASSISTANT

OUR OLYMPIAN IN OUR HEART

MY TRIP ON THE MEGABUS

LYCIAN CITIES OF TURKEY

SULTAN SULEIMAN

TURKEY&THANKSGIVING

EINSTEIN'S PLEA TO TURKEY

TURKISH HELP TO IRISH

PRESIDENT OBAMA'S TRIP

USA MILITARY IN TURKEY

FLAG RAISING CEREMONY

RENAISSANCE MAN

"NOAH'S ARK" OR IS IT ?

STORY OF SANTA CLAUS

STORY TELLER OF ANATOLIA

TURKISH COFFEE

DOWN CAFE

ECEVIT IN NEWYORK 2002

SUKI, OUR CAT

HERR WAMLEK

ISTANBUL STORIES ↓

RAIMONDO D'ARONCO

HAMAM(OLD TURKISH BATH)

IN SEARCH OF LULU

TRANSFORMING OF SS SOLACE

ZEYREK MOSQUE& MONASTERY

COLUMN OF THE MARCIANUS

TRUE CROSS IN ISTANBUL ?

ISTANBUL MYTHS IN ENGLISH

LEGEND OF LEANDER'S TOWER

77 NAMES OF ISTANBUL

7HILLS 700MOSQUES ISTANB.

7 Churches of Anatolia

PANAROMIC TOURS/SANAL TUR

ATATURK

ATATURK ALBUMU

ATATURK-ROOSEVELT LETTERS

1953 DE ANIT KABIR

ATATURK'E MECLISTE KOMPLO

ATATURK'UN BINMEDIGI UCAK

ATATURK TBMM KONUSMASI

ATATURKUN EVI VE MEKTEBI

10 KASIM 1938

ATATURK'U ANLAMAK

STATUE OF ATATUTURK IN DC

ATATURK VE CINAR AGACI

ATATURK VE DIN

ATATURK'UN AKARETLER EVI

ATATURK MUZE KOSKU

CARTE POSTALE NOSTALGIA↓

KARTPOSTAL TURKIYE32-1944

MY MOTHERS ISTANBUL YEARS

MY FATHER'S BERLIN 1937

GERMAN WEHRMACHT 1937

POSTCARDS USA 1944

CARTOLINA POSTALE ITALIA

C.POSTALE EUROPA 1937-946

POST-CARD EGYPT 1942

POSTCARD, MIDDLE EAST

DIYARBAKIR 1955

SOUTH EASTERN TURKEY 1955

ANKARA&ISTANBUL 1956

PARIS 1956

JUKE BOX NOSTALGIA ↓

1957-1960 POP

1960-1970 POP

1970-1980 POP

1980-1990 POP

FATHER OF ANADOLU POP

TURKISH MUSIC PORTAL

NESET ERTAS USTA

VARDAR OVASI

PLAY FOR THE NATURE

TENCERE

TURKIYE PHOTOS ↓

PANAROMIC BOSPORUS

ADALAR/PRINCE ISLANDS

ISTANBUL PICTURES

ISTANBUL GATES&DOORS

ISTANBUL TOP TEN MUST SEE

ISTANBUL FERRY LANDINGS

ISTANBUL BAZAARS

BOSPHORUS, ISTANBUL

A GOLDENHORN FERRY TRIP

BURSA

BEYOGLU PICS

BODRUM

CAPPADOCIA

KAS,KALKAN,DEMRE

ALANYA

DALYAN VIDEO

DALYAN, GOCEK, FETHIYE

ANKARA

TWIN BEAUTIES/IKIZGUZELLE

PHOTOS USA & WORLD ↓

DUSSELDORF 1956

WALKING THE TRAIL

LAS VEGAS

LAKE MEAD,NEVADA

PHILADELPHIA

PARIS

BOSTON

CHICAGO

INDIANAPOLIS

ITALIA

LONDON 1967

INDIA/NEPAL

CARIBBEAN ISLANDS

DARFUR/SUDAN

SANFRANSISCO AND MONTERY

SAN ANTONIO, TEXAS

San Diego

NEW ORLEANS

NEW YORK

PENNSTATE

PRESIDENTS & KINGS TOMBS

FLAG RAISING IN COLUMBUS

ISLAND OF KOS VIDEO

FAMILY BLOG

ESRA'S WEDDING ALBUMS

BRIDE'S DAD'S SPEECH

ESRA'S BRIDAL SHOWERS

ESRA PINAR FILES

OZMERAL PATERNAL F.TREE

OZMERAL MATERNAL F. TREE

DURUPINAR PATERNAL F.TREE

DURUPINAR MATERNAL F.TREE

LAMIA&HAMZA VIDEO 1999

BABY MADISON FABLE

BABY TAYLOR FABLE

TAYLOR BABY&TODDLER YEARS

WEILS' WEDDING AND HOUSE

ASLI'S SHOWERS 2008-2009

FAMILY HOLIDAY PICTURES

ANNEM

MY MOTHER LAMIA

ANNEMIZ LAMIA

LAMIA HAMINNE AND TAYLOR

DOGUM GUNU,ANNELER GUNU

"EVIM/HOME"

NOSTALJI TRENI

LIFE OF MY FATHER

REUNITED/ONLAR KAVUSTULAR

SON CINAR BULENTSARACOGLU

I-FOOD

ISTANBULLITE'S FOOD

STREET FOOD

GOLDEN CORRAL COLUMBUS

ANNE'S COOK BOOK

CAFE ISTANBUL

Translate
Bookmark and Share
 
MECİDİYEKÖY LIKÖR FABRİKASI
 
Eski likorler ve kadehler
Cekoslovak kadehler, Muze-ev, Ciftehavuzlar

Benam dayım o zamanlar bekardı ve köşkün üst katında yaşardı. Burası genellikle yatıya gelen akrabaların kaldığı kattı. Bu katın dört köşesinde dört küçük sandık odası vardı.Bu odalar çatı altında olduklarından, alçak tavanlı ve bana hep gizemli gelen eşyalarla doluydu. Benam dayım bir de buraya o zaman çok moda olan Amerikan bar yaptırmıştı. Bir çocuk olarak benim ilgimi tadından çok, güzel şişeli nane, muz ve ahududu likörlerinin renkleri ve ve rengarenk içki kadehleri çekmiştir.

Özlediğim İstanbul, Cem Özmeral, 2002

Kocamustafapaşa’daki Saraçbaşı köşkünü anlatırken böyle yazmışım seneler öncesi renkli likör şişeleri ve kadehleri hakkında. Gül pembesi kristal likör kadehleri ağız başları altın yaldızlı, sonra kendi evimizdeki büfe de  turuncudan yeşile alaim-i semanın tüm renklerinde Çekoslovak yapımı kristali kadehler, decanter sürahiler... Eski İstanbul’da bayramlarda çoğu zaman nane, muz  ve kahve likörleri gelen misafirlere çikolatanın yanında sunulurdu. On yaşına geldiğim de böyle bir bayramda  belki de hayatımda  ilk defa annemin kadehinden bir yudum nane likörü almış, herhalde yüzümü biraz da buruşturarak mideme giden tadı ve sıcaklığı hissetmiştim. Kalçası geniş, boynu uzun renkli likör şişelerinin alt bölümünde çocukluk yıllarımda “inhisarlar idaresi” yazardı. Sonra hem likörün çeşitleri arttı hem de alttaki yazı “Tekel”le değişti.

Likörden Mecidiyeköy’e nasıl geçeceğiz, isterseniz önce biraz Mecidiyeköy’den bahsedelim. Mecidiyeköy ile ilk defa 1964 yılında tanıştım. Ben o zamanlar İstanbul’da leyli mektepte okurken, annem ve babam Etilerde Uçaksavar mahallesinde  bir apartman dairesi almış ve iki kardeşimle birlikte Ankara’dan İstanbul’a taşınmıştı. Taksim’den kalkan otobüsler ve dolmuşlar Şişli den Mecidiyeköy’e, oradan Levent ve Akatlar yolundan Etiler otobüs durağına varırdı. Ben de okuldan eve giderken hep bu Mecidiyeköy denilen semtten geçerdim.

Mecidiyeköyün adı üstünde; ilk yerleşimler burada Sultan Abdülmecit zamanında kurulmuş olmalıydı. O zamanlar burası kırlık ve koruluk alanlar olup, üzerinde padişahın av köşkleri olan, okçuların talim yaptığı bomboş arazilermiş. Karanfiller rüzgarı ve serin havaları sever, Mecidiyeköy ve civarı karanfil bahçeleri ile dolu, kokusu insanın genzine kaçan, içini bayıltan mis kokulu kırmızı beyaz karanfiller. Fulya deresine kadar uzanan yemyeşil koruluklar, kuş cıvıltıları, belki küçük bir köy kahvesi, bir çeşme ve bir cami, hepsi bu.

Esentepe’de rüzgar püfür püfür eser, başlarında kırmızı fesli çocuklar kuyruklu uçurtmalar uçururmuş gök yüzüne. Sultan Abdülaziz buralarda oğlu Veliaht Yusuf İzzettin Efendi için bir av köşkü yaptırmış. Babası tahtan indirilip Sultan II. Abdülhamit tahta geçince Yusuf İzzettin Efendi bu köşkte senelerce mahpus hayatı yaşamış. Sonra Abdülhamit tahttan alınıp yerine Sultan Reşat geçince Yusuf İzzettin Paşa’yı veliaht ilan etmişler. Ama İttihat ve Terakki ve Enver Paşa, genç veliaht’ı hiç sevmez ve onun ihtirasından çekinirlermiş. 1917 yılında Veliaht Yusuf İzzetin bileklerini keserek buradaki av köşkünde kendi canına kıymış, kimine göre de Enver Paşa’nın komplosunu kurban gitmiş. Veliaht’ın öldüğü köşk uğursuz sayılıp senelerce metruk kalmış. Bahçenin hemen aşağısında eski kör bir kuyu varmış içinde paslanmış zincirler olan. Zamanla kuyunun etrafı bir caminin haziresi gibi mezarlarla dolmaya başlamış. Taksim, Şişli tarafları o devirler hep gayri müslim kabristanları ile doluymuş ve buralarda bir Müslüman mezarlığına ihtiyaç varmış zaten. Her canlı ölümü tadacakmış ve bu bölgeye de Zincirlikuyu denir olmuş o gün bugün. Levent’e gelince, orası da  daha da önceleri III. Selim zamanında Nizam-ı Cedit adlı yeni ordunun talimgahı olarak kullanılırmış. Nizamı Cedid'e seçilen askerlerin hepsi bostancı, levent ve er kişilermiş. Bölgenin adı da buradan kalmış.

OTOBUS DEPOSU/Foto Akin Kurtoglu
ALI SAMI YEN 1964/Foto Milliyet Arsivinden
 

1964 yılında Mecidiyeköy’de modern  Ali Sami Yen Stadyumu Türkiye Bulgaristan maçı ile açılacak ve Mithatpaşa’dan sonra İstanbul ikinci büyük stadyuma kavuşacaktı. Ama ne yazık ki maçtan önce sosis ekmek satan bir büfe de çıkan yangın paniğe yol açmış insanlar ikinci kattan aşağı kata salkım salkım düşmüş, ölen ve yaralananlar olmuştu. O gün Ali Sami Yen Faciasını yaşayanlardan biri de bendim ve neredeyse her canlının bir gün tadacağı ölümden o genç yaşımda zor kurtulmuştum.  O maçtan sonra Ali Sami Yen stadı uzun yıllar tekrar kapatılacak ama üniversite yıllarımda  ben Mecidiyeköy’e maça değil, orada ailesi ile birlikte yaşayan yakın bir arkadaşımım evine sık sık gidecektim. İşte o günlerde bir taraftan  altı yedi katlı apartmanlar iki katlı evlerin yerini alırken diğer taraftan iş yerleri, lokantalar burada yoğunlaşmaya başlamış ve tıkanan  trafik ile birlikte yapılanma yavaş yavaş Zincirlikuyu Levent istikametine doğru kaymaya başlamıştı. AVM lerin olmadığı, Levent’e giden caddenin E-5 gibi stadyumun üst tribün seviyesinden değil de zemin seviyesinden geçtiği o günlerde otobüslerin deposu da Mecidiyeköy’deydi . “Hani asılma depoya gider” tabirinde olduğu gibi bu yakada gece on birde, son seferden sonra  mesaisi biten otobüslerin “depoya gider” tabelasını asıp yatmaya gittiği koca hangar. Ali Sami Yen Stadı ve Otobüs Deposundan sonra Mecidiyeköy’de o günlerden hatırladığım diğer büyük bina da Likör Fabrikasıydı.

Likör fabrikası Ömerlerin evinin hemen yakınında stadyumun karşısında idi. Genişçe bir alan yayılmış, Ankara’daki bakanlıklar binalarına benzer modern, u şeklinde, iki ya da üç katlı sarı uzun bir binaydı. Araziye boylu boyuna yayılmış binanın ön cephesinde bir giriş pavyonu ve güvenlik binası vardı ve giriş demir parmaklıklarla çevrili idi.

O yıllarda özel firmaların içki yapması yasak olduğundan Tekel’in bütün likörleri ve biz gençlerin özellikle soğuk maç günleri ısınmak için palto cebimize koyduğumuz  cep kanyağı da burada imal ediliyordu. Kanyak denilen içki Fransızların Cognac denilen Brandy tipi likörünün korsan tipi idi. Fransanın Cognac şehrinde yetiştirilen özel  üzümlerden üretilmesi, bakır kaplarda iki defa damıtılması,en az iki sene gene aynı bölgedeki meşe ağacından yapılan fıçılarda yıllanması gibi tüm üretim süreci ve isim hakkı mahfuzdu. T.C. İnhisarlar idaresi korsan ürünü "konyak" adı altında Fransızca adının Türkçe okunuşuna göre ayarlayıp piyasaya çıkarmak isteyince kanuni engelle karşılaşmışlardı. Fransız  aslına göre tadı çok daha sert olan ürüne "Kanyak" adını vererek de işin içinden çıkmışlardı.

 
Likor fabrikasi 1930
Likor Fabrikasi 2006
Gokdelen onunde yeniden yapilacak Likor Fabrikasi
 

MECİDİYEKÖY LİKÖR VE KANYAK FABRİKASI

Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası 1930 yılında devrin ünlü Fransız mimarlarından Rob Mallet Stevens’in eseri. Rob Stevens, Art Deco ile Modernizim akımları arasında aykırı mimari tasarımları, mobilya ve vitrin düzenlemeler olan bir mimar ve tasarımcı. Hemen hemen tüm eserlerinin Paris ve civarında olmasına karşın, Mecidiyeköy eseri belki de onun Fransa dışındaki tek, ve genç Türkiye Cumhuriyetinin İstanbul’daki ilk modern yapısı.

Paris’de yaşayan değerli İstanbullu dostum Ara Kebapçıoğlu geçenlerde bana yılda iki defa yaptığı İstanbul yolculuğundan yazmış ve Robert Mallet Stevens’in Fransa dışındaki bu önemli eserinin otel ve rezidanslara yer açmak için bir gece de yıkıldığı haberini vermişti. Halbuki diyordu Ara, aynı Aya İrini’de olduğu gibi burası hiç değilse  içinde konserler verilen bir sanat merkezine dönüştürülebilirdi...Benimde gençliğimden çok iyi hatırladığım bu tarihi yapının biranda  yok olması bende üzüldüm ,ama bu yazıyı yazarken yaptığım incelemeler beni biraz olsun rahatlattı.

Mecidiyeköy Likör Fabrikası 19 yüzyıl sonlarında ilk defa kullanılmaya başlanan betonarme tekniği ile inşa edilmiş. Dünyada ve özellikle  Avrupa da betonarme ile yapılan tarihi önemi olan  binalar aradan bir yüzyıl geçince yıkılma tehlikesi görülünce milletlerarası bir kurul kurulmuş ve bu binalar koruma altına alınmış. Betonarme ile yapılan binaların restore edilmesi orijinal tasarımın bütünlüğünü zedeleyen ekler ve değişiklikler gerektiriyormuş. Bu nedenle  yıkılma tehlikesi arz eden ve kurulca tescil edilen bazı binalar yıkılıp orijinal tasarımlarının aynısı olarak tekrardan inşa edilmiş. 2005 yılında Mecidiyeköy Likör Fabrikasının Kültür Varlığı olarak ilan edilmesi için yapılan çabalar binanın yapılan tadilatlar ve ek binalarla orijinalliğini kaybettiği bahanesi ile o zamanki Koruma Kurulunca ret ediliyor. Ama koruma kuruluna üye olan akademisyen ve mimarların çabaları ile hiç değilse böyle bir binanın olduğu kayıtlara geçirilmiş oluyor.

İstanbul’da tarihi eserleri yok ederek yerine yol, bina, otel inşa etmek 1950 li yıllardan beri süregelen bir oluşum. Yeşillik arazinin giderek azaldığı, yatay yerleşimlerin yerini gök yüzünü tırmalayan gökdelenlerin aldığı Metropolde, çoğu zaman rant ve hızlı kazanç, görsel güzelikleri ve tarihi yapıları hunharca yiyip bitiriyor. Depreme dayanıklı binaların yapılıp yenilenmesi de bu yıkım ve inşaat faaliyetlerinin gerekli bir “caba”sı. Mecidiyeköy Likör Fabrikası da bu dikey büyümeden nasibini almış ve mahkemelerin yürütmeyi  durdurma kararına rağmen arkadaşımın da yazdığı gibi bir günde yıkılıp enkazı bile temizlenmiş. Buraya yapılacak projeyi Viatrans -Meydanbey gurupları ortaklaşa üstlenmişler. Projenin sevindirici tarafı bu gurubun sorumlulukla hareket etmesi ve anladığım kadarı ile Koruma Kurulundaki akademisyen ve mimarlarla ortak bir çaba göstererek Likör Fabrikasını Rob Mallet Stevens’in orijinal tasarımına tıpa tıp yeniden inşa edecek olmaları. Burası bir moda, sanat ve kültür merkezi olarak kullanılacakmış. Likör fabrikasının arkasına inşa edilecek  iki gök delenden biri otel, diğeri ise rezidans ve ofis üniteleri olarak kullanılacak. Fabrikanın önünde ise tam 11 000 metrekarelik bir yeşil alan olacak. Burada fabrikanın bahçesinde korumaya alınmış bulunan eski çınar ağaçlarına ek olarak Almanya ve İtalya’dan getirilen  ve özel makinelere dikilen 18 yetişmiş çınar ağacı olacakmış. İstanbulluların ve turistlerin bir uğrak merkezi olarak düşünülen bu bahçede tanımış heykeltıraşlara ısmarlanan heykeller de yer alacakmış.  Kim bilir bizde belki bir gün eskiden bahçesine giremediğimiz Likör Fabrikasına girip içindeki bir cafe de bir kadeh nane likörü içebileceğiz.

Cem Özmeral

13 Eylül 2013

Dublin, Ohio

 
Okuyucu Yorumları
 
Likör fabrikası eskidenberi bildiğim, sevdiğim bir yapı idi. Tekrar yaşatılacağı haberini senden aldım ve sevindim. Mimarlık eğitiminde Betonarmenin ömrünün kesin olarak saptanamamakla beraber yaklaşık 50 sene olabileceği bize anlatılırdı. Atmosferde sülfürdioksit gazı ve birtakım betonyiyici başka gazların artması , 50 yıldan çok daha fazla yaşayabileceği sonradan anlaşılan bu yapılarda erken bunama etkisi yaratmıştır,ancak son 25 yılda beton üretim teknolojisinin olağanüstü irtifa kazanması sonucu bu sözkonusu beton ömrü Kafkas halkının yaşam standartlarını bile sollamıştır :)
C.Bodur

Neyazıkki bu fabrikayıda yerle bir ettiler.Ürettikleri likörler gerçekten kaliteli likörlerdi.
Bi tarihte muz,nane,gül,kahve aromaları satmak için görüşmeler yaptığımda kaliteyi bozmamak için senelerdir kullandıkları armoları hiçbir şekilde değiştirmiyeceklerini kaliteyi riske etmemek isediklerini söylediler.
Onlardan aldığım aromaların numunelerini yurtdışındaki aroma üreticisine gönderdim.Aromanların tıpa tıp aynına uydukalrı halde bu riske girmediler.
Hatırlarım..Hilton otelinin olduğu yerde malum sergi srayı kurulurdu.Bir gece Sergi sarayına gittiğimizde rahmetli babam Tekelin standından ufak minyatür likör şişeleri almıştı.Üzerinde sergi sarayının amblemi olan yelkenliye benzer bir logo vardı.
O likörler 4 sene öncesine kadar içindeki likörlerle annemin evinde duruyordu.Ancak annem taşındığında bu şişelerden eser yoktu??? Ne olduğu meçhul.
Arif 

Aya Irini gibi akustigi yerinde bir konser salonu olabilecegini söyledigim yer Likör Fabrikasi degil, Küçükyali'daki sarniç kalintilariydi. Tesadüfe bak ki yaptigin arastirma sonucu Likör Fabrikasinin da kültürel etkinliklere ev sahipligi yapmak amaciyla yeniden insa edilecegi anlasildi. Bu güzel habere çok sevindim. Haberi verene de tesekkürler.
Istanbu'da betonarme'nin baslangici 1909 civarina dayanir. Saint Antoine kilisesi ve diger birkaç yapi, Hennebique firmasinin Istanbul'da açtigi bir sube sayesinde gerçeklesmis. (Paris yakininda oturdugum Bourg la Reine sehrinde François Hennebique'in evi ve mezarlikta kabri var).

Ara Kebapçıoğlu
 

 
Kaynakça:
http://emlakkulisi.tv/izle/mecidiyekoy/eski_likor_fabrikasi_uzerine_yapilacak_proje_basin_lansmani-5290.html
http://ekonomi.milliyet.com.tr/italya-dan-gelen-cinarlarla-mecidiyekoy-e-koru-yapacak/ekonomi/ekonomidetay/22.11.2012/1630931/default.htm
http://www.medyagunebakis.com/haber_detay.asp?id=5452&menuid=43
http://en.wikipedia.org/wiki/Robert_Mallet-Stevens

 
BACK TO TOP/EN BASA
NEXT/BIR SONRAKI
BACK HOME/ANA SAYFA

                                                                                               

                                                                                                       Page copy protected against web site content infringement by Copyscape                            
                                                                                              ©2014.All rights reserved        

Website powered by Network Solutions®