15 Eylül 1960: Türkiye Milli Lig Şampiyonu Beşiktaş, Avusturya Şampiyonu Rapid Wien ile Viyananın ünlü Prater stadında karşılaşacak. Radyonun yanına geldim. İnşallah Istanbul radyosu maçı verir diyorum. Başkan Hakkı Yeten bir haftadır maçın hem Ankara radyosu hemde İstanbul radyosu tarafından verilmesi için çaba gösteriyor. O zamanlar Türkiyede bırakın televizyonu , TRT bile yok.
Beşiktaş ondört kişilik futbolcu kadrosu ve başlarında Hakkı Yeten , üç idareci ve yirmi beş kişilik kendi paralarını ödeyen spor muhabiri ve kulüp azası ile ViIyananın Maria Hilfer Strassesindeki ünlü Kummer Hotele çıkartma yapmışlar. Şampiyon Beşiktaşın antrenörü Andrea Kutikden boşalan yere ünlü Italyan Puppo Sandro getirilmiş. Puppo biraz endişeli, zira maç ışıklar altında oynanacak bir gece maçı. O zamanlar Türkiyede yalnız 19 Mayıs stadı gece maçları için elektrıkli hale getirilmiş, oda çok yakın bir tarihte. Beşiktaş takımı bugüne kadar yalnız iki gece maçına çıkmış, Ankaranın 19 Mayısında. Bir başka sorun toprak sahaya göre ayarlanmış kramponlar. Teker teker vidalı kramponları söktürüp çim sahaya özel kramponlar taktırıyor futbolcuların ayakabılarına tecrübeli hoca. Futbolcuların durumuna gelince Real Madrid maçlarının kahramanı Kaya belinden sakat. Onun yerine Altaydan aldığımız Faiki oynatırım- diye düşünüyor Puppo. Izmirspordan yılın flaş transferini yapmış Beşiktaş ve Güveni almış takıma. Ama gel gör ki Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü bir türlü lisansını çıkartmıyor amatör futbolcunun. Hakkı Yeten son güne kadar Ankaraya taşınıp durmuş ama mevzuat Nuh der, Peygamber demezmiş.
Radyoyu açıyorum. Halit Kıvançın o tanıdık yumuşak sesi : İyi akşamlar sevgili dinleyiciler, dakika yedi Beşiktaşımız Rapid karşısında 1-0 mağlup durumda Praterde. Kadroları okuyorum:
Beşiktaş: Necmi Mutlu , Bahattin Baydar , Münir Altay , Doğan Akı , Muhittin Kıpçak , Sabahattin Kuruoğlu , Arif Özataç , Erdoğan Gürsoy , Şenol Birol , Birol Pekel , Ahmet Özacar Teknik Direktör : Puppo Sandro
Aslında son ana kadar maçın Türkiyeye naklen yayınına izin çıkmamış. Halit Kıvançta Sulhi Garan ve Tarık Bilginle almışlar ellerine şarap kadehlerini tribünden maçı seyretmeye hazırlanıyorlarmış. Tam o sırada bir Avusturyalı yetkili Halit Kıvança seni aşağıdan çağırıyorlar demiş, gerisini isterseniz Halit Kıvançdan dinleyelim*:
kalktım yerimden... gazeteden telefonla aradıkları kanısıyla telefon kulübelerinin bulunduğu yöne yürürken... beni çağıran stad görevlisi işaret etti, yolumu çevirdi. spiker kulübelerinin bulunduğu tarafa götürdü. kabinlerden birine girmemi söyledi. dillerini konuşabildiğim için ne olduğunu sordum. "türkiye'den telefon geldiğini, tüm hazırlıkların tamamlandığını, maçın radyodan naklen yayınlanacağını, spikerliği de benim yapacağımı bildirdiklerini" söylediler. böylesine tepeden inme naklen yayınla ilk kez karşılaşıyordum. iyi ki şarap şişesini devirmemiştim, diye sevinerek mikrofon başına geçtim. iyi ama mikrofon tavandan asılıydı. oturacak bir yeri bırakın, elimde tek not yoktu. takım kadrolarını basın tribününden alayım, derken... teknisyen "bağladık, yayındasınız. konuşun" demez mi? ayaktayım. tek notum yok. üstelik prater stadı koskoca bir spor tesisi... oyuncular uzaktan pire kadar görünüyor. üstüne üstlük hayatımda hiç gece maçı anlatmamışım da... sahaya baktım: beşiktaşlılar kolay. hepsini tanıyorum. rapid'den de tanıdık çok. o sıralar sık sık istanbul'a özel maç yapmaya geldikleri için aşina yüzler... zeman'lar, hanappi'ler, dienst'ler... çaresiz maçı anlatmaya başladım: "burası viyana'nın prater stadı..." derken... o da ne? top beşiktaş kalesi önünde... beşiktaşlılar ilk dakikaların telaşı içinde... rapid de bunaltmış kaleyi... altay'dan beşiktaş'a gelmiş doğan' ı gördüm. doğan akı... top ona geldi. uzaklaştırayım derken... bir vurdu doğan... bir değil, beş kaleci yanyana dursa nafile! top beşiktaş ağlarında. ve mikrofona uzandım: "viyana'nın prater stadfnda avrupa kupası maçında beşiktaş 1-0 yenik oynuyor, sevgili dinleyiciler..."
maç da bu golle gitmişti bir bakıma... çünkü avusturyalılar bu erken ve ters golle şahlanmış, beşiktaş ise iyice bozulmuş ve iş 4-0'a varmıştı. ancak bu maçta yıldızı olarak kaleci necmi mutlu'yu hiç unutmam. ertesi günkü viyana gazeteleri de "en iyi oyuncu" olarak necmi'yi göstermişlerdi. dört gol yemişti ama dörtten çok fazla golü de önlemişti.
O gece onüç yaşında bir orta okul ögrencisi olan benim için hüsranla biten bir geceydi. Bundan iki hafta sonra Beşiktaş Rapid Wieni Istanbulda Mithatpaşa* stadyomunda ağırladı. Prater Panteri Necmin kalesinde gene devleştiği gecede Karakartallar Küçük Ahmetin attığı tek golle Rapidi yendiler ama Avrupa Şampiyon Kulüpler kupasından elenmekten kurtulamadılar.
Tarih 30 Eylül 2010. Aradan tam elli yıl ve iki hafta geçmiş. Bu sefer günlerden Çarşamba değil, Perşembe. Beşiktaş yine Praterde yada yeni adıyla Ernst Happel Stadionda Rapid Wienle karşılaşacak. Beşiktaşın 2010 Eylülünde antrenörü ünlü Bernt Schuster. Kalede Hakan, ortada Alman Panzeri Ernst , Real Madridin eski yıldızı Guti ve forvette taraftarların sevgilisi Queresma vede golcü Bobo yer alacak. Haydi diyorum, Haydi Beşiktaş, yen şu Rapidi Viyanada, al elli yıllık rövanşı.
Maç saatinde bir doktor randevümüz var. Blackberry cebimde Doktor ofisine gidiyoruz. Doktor ofisi kalabalık, oturur oturmaz internetee bağlanıyorum. Hay Allah 54. dakikada golü yemişiz. Onbeş dakika sonra dayanamayıp gene bağlanıyorum. Rapid 1 Beşiktaş 2. İnanılmaz, goller Holosko ve Bobodan. Yarım saat sonra Doktor ofisinden çıkıp arabaya biniyoruz. Bakalım maç bittimi? Bak şu işe, Hürriyet Haber hala 74. dakikada kalmış. Ne oldu acaba: ESPNi deneyim birde. Scores by Sport.....Soccer.........UEFA Cup....Rapid Wien 1 Beşiktaş 2. Final.
Bir an o elli yıl önceki geceyi düşünüyorum ve sanki gençleştiğimi hissediyorum.