ESKI BIR MİLLİ MAÇ
Yukardaki resim internetteki e-posta forvetçilerinin* belkide sizede pasladığı eski Istanbul resimleri içinde çokca görülen resimlerden birisi. Eminim belki sizde daha önce bu resmi görup, acaba bu hangi milli maç ,bu oyuncular kimler diye merak etmişsinizdir. Tabii sözüm genç nesillere, bizim gibi tevelütü eski olanlar bu oyuncuları tanımakta zorluk çekselerde, çogunu çikarabilirler.
Işte bende bu çogu kişi için cansız olan bu resmi biraz canlandırayım, o günleri biraz gözlerinizin önüne getireyim dedim. Bu maçın yapıldıgi tarihte Türkiyede ne televizyon, ne internet, nede cep telefonu vardı. Gazeteler ve fotoğraflar siyah beyaz , az kişinin evinde olan telefon beş rakkamlı, fotograf makinaları kocaman flaşlı idi. On, onbir yaşlarında bir futbol meraklısı olan ben, radyodan Halit Kıvançın anlattığı maçları, Kemal Denizin sunduğu spor programlarını dinler, çogunlukla bu bize efsane ve erişilemez gelen futbolcuların yaptıkları çalimlari, verdikleri pasları ve attıkları golleri gözümde canlandırmaya çalisirdim.
Her Pazartesi köşedeki gazete bayiine koşar, Mustafa Kızıltanın çikardigi Beşiktaş mecmuasını alır bir solukta okur, taraftarı olduğum Şenol'lu , Birol'lu Beşiktaşin Milli Lig Şampiyonluğuna gidişini adım adım takip ederdim. Turkiye Spor, Yeni Sabah gibi gazetelerin küpürlerinden kaleci Necminin uçarken topu yakaladığı bir resim, Metin Oktayın Fenerbahçe ağlarını yırtan golü, Lefterin milimetrik penaltısının resmi, gazete küpürlerinden kesilir, itinayla tuttuğum maç defterlerine un ve su karışımından yaptığım tutkalla yapıştırılırdı. Bir Beşiktaşlı oyuncuyu ne kadar seversem , Lefteri, Canı, Metini ve Turgayıda o kadar severdim. O günler futbolda paranın dönmediği, kavgaların olmadığı , herkesin hakemleri suçlamadığı beyaz günlerdi. Maçtan sonra coğu futbolcunun hakem Sulhi Garan'ın saygıyla elini öptügü, Szekelly ve Molnar adli iki Macar Hocanın, ki bu hocalar ayni zamanda Fenerbahceyide değişimli olarak çalistirirdi , milli takim hocası olduğu, ama Eşfak Aykaçın, "Tek Seçici" olarak , milli maça cikacak onbiri belirlediği yıllardı.
Daha "Omo" nun çikmadigi, beyaz çamasirlarin çivitle aklandığı o yillarda, Milli takımın bembeyaz forma sının göğsünde ayyıldızlı boydan boya kırmızı şerit, beyaz çoraplarinda kırmızı konçları vardı. Ne güzel ve futbolcu için ne kadar kutsal bir formaydı o. Beşiktaş mecmuasından okuduğuma göre daha öncelerde bu formayı taşimış Baba Hüsnü (Savman) bir milli maçta yere düserken ayyıldız yere değmesin diye havada parende atmış ve sırt üstü yere düşmüştü.
Yukardaki resmin hangi milli maça ait oldugunu araştırdım ama bulamadım. Benim tahminim o zaman Mithatpaşa stadı denilen , Inönü stadyomunda yapılan bu maç ,1958-1959-1960 yıllarndan birinde oynanmıştır. O yıllarda , şimdi yeni açık denilen yerde resimde görülen ve bir arıtma tesisi olan Gazhane bulunurdu. Burası 1961-1962 yıllarında yıkılarak yerine "yeni açık" tribün inşaa edilmişti.
Gene bu maçın yapıldıgı tarihlerde kale arkalarında kalenin boyunca uzanan siperlere benzeyen hendekler bulunurdu. Yerden bir metre derinlikteki bu çukurlarda , kravatlı, pardösülü ve fötür şapkalı gazetelerin foto muhabirleri, koca koca fotoğraf makinalaıi ile mevzi alırlar ve en güzel gol anını yakalamak için birbirleri ile yarış ederlerdi. Bazi milli maçlar öncesi seyirci sayısını artirmak için kale arkalarına portatif tribünler kurulur bu durumdanda en çok fotoğrafçılar şikayetçi olurdu.
Yer altına kazılmış bir baska yerde "Duhuliye" tribünü idi. O zamanlar sahanın etrafında bir atletizim kulvarı vardi. Kulvarın bittiği tribünlerin başladıgı yerde , stadı bir at nalı gibi Gazhanenin iki ucundan boydan boya çevreleyen gene bir metre derinlikte bir siperlik kazılmıştı. Istanbul surlarının önündeki hendekler gibi üstü açık olan bu çukurun sahaya bakan on kısmı tel örgüyle kapanmış, stada bağlanan arkasıda yukarı çikmayi engellemek için bir duvarla yukardaki tribünlere kadar örülmüstü.Top toplayıcılara iki buçukluk denilen o günlerde bilet fiyati on lira olan açık tribüne karşilık , Duhuliyenin bilet ücreti sadece 125 kuruştu.
Gelelim gene yukardaki resime.Benim ilk tahminim bu maçın 1959 yıllarında oynanan ve Norveçi Istanbulda Metin Oktayın attığı iki güzel golle yendiğimiz maç olması. Gene o yıllarda , sinemalarda filimden önce ilk olarak Micki Mouse filimleri, sonrada o hafta oynanan maçlardan görüntüler gösterilirdi Metin Oktayın havada vücudu yere paralel uçarak attığı nefis kafa golü hala belleğimdedir.(Ama bu yazıyı yazdıktan bır yıl sonra macin 10.5.1959 yilinda oynanan 0-0 bir Hollanda maçı olduğunu kesinlıkle tesbit ettim)
Resimdeki oyunculara gelince, tanıyabildiğim kadarı ile;
Resmin sağından , soluna yani orta yuvarlağa doğru:
1.Metin, Oktay, "Taçsız Kral",
2. Basri Dirimlili, " Mehmetçik". Gene bir milli maçta , başi yarılmıs, sarılı başindan kan sızarak maçı tamamlamış.
3. Can Bartu, "Sinyor"
4. Ismail Kurt
5. Mikro Mustafa. " Kornerden atıyor Kerata"
6. Hilmi Kiremitçi
7. Ahmet Berman , " Buyük Ahmet", "Şarapcı"
8. Mustafa Ertan ," Beton Mustafa "
9. Özcan Arkoç , "Uçan Manda "
10. Naci Erdem, " Sarı"
11. Lefter Kuçükandonyadis , "Ordinaryüs"
Evet yukaraki resimde oyuncular esas duruşa geçmişler, staddaki seyirciler ayağa kalkmışlar, stad hopörlerinden " Istiklal marşi çalinmaya başladı , başlayacak. Belkide rakip takımın marşi çaliniyor ama biz duyamıyoruz. Metin Oktayın omuz hizasinda "Duhuliye", onun hemen üstünde kapalı tribün balkonunda bir Türk Bayrağı gözüküyor.
Bu eski resmi gözlerinizde biraz olsun canlandırıp, o günkü maçların havasını biraz olsun sizlere yaşatmaya çalistik. Biraz olsun bunu yapabildikse ne mutlu bize.....
Cem Özmeral
18 Aralik, 2008
Dublin, Ohio
* Ben internettde birisinden aldığı e-postayı diğerine paslayına , " forvetçi" diyorum. Burada sanki bu tercüme cuk oturuyor. " Forward" kelimesi bizim Türkce futbol terimlerinde " Forvet " olarak değiştirilmiş .Forvetler paslaşip duruyor, bizde bu paslardan bir gol ( Goal) atalım dedik.