ISTANBUL'S SIX MARBLES AND TWENTY THREE COLUMNS WITH MAGICAL SPELLS
İnsanların yaşlandıkça doğdukları, büyüdükleri ve şimdi ayrı oldukları yerlere olan özlemlerini anlatan güzel bir söz vardır: “Toprak çeker”. Bizimkisi de öyle toprak bizi çeker, yılda bir kerede olsa, çok kısa bir zamanda olsa onu görmek, onun üzerine basmak, onu koklamak adeta bir gençlik iksiri yada a-bı Hayat içmiş gibi vücudumuza güç, içimize ferahlık verir. İstanbul’a her gidişimde de o sokak senin bu sokak benim demeden dolaşır bu gizemli şehri yeniden keşfetmeye çalışırım. Bu yazıda da İstanbulun toprağı gibi adete bir mıknatısla beni ve ilgimi çeken taşlarından bahsedeceğim.
İstanbulun camileri, kiliseleri, türbeleri, ceşmeleri, sebilleri,surları,kuleleri, gibi dikiilitaşları ve tılsımlı taşlarıda meşhurdur. Zaten onun bir bölgesi yoktur’ki içinde “taş” ismi olmayan bir semt bulunsun: Çemberlitaş, Kabataş, Dikilitaş, Nişantaşı, Beşiktaş, Taşkızak, Atlamataşı gibi. Semtlere adını veren taşların kimi Romalılardan, kimi Bizanslılardan, kimide Osmanlılardan kalma. Ama bu taşların ortak özelliği, çoğunun asırlar boyunca bir takım tılsımlarla birlikte anılması. Buna ister tılsım deyin, isterseniz büyü, sihir, gizem yada nazar; insanlar mitolojik hikayeler gibi taşların doğa üstü kuvvetlerine inanarak, nesilden nesil’e bunları anlata gelmişler. Bizde bu yazımızda çoğu Evliya Çelebinin kitaplarında adı geçen İstanbulun bu tılsımlı taşlarından kısaca bahsedeceğiz. Bu tılsımlı taşların resimlerinin bir veya ikisi hariç hepsi İstanbullite kadrosu tarafından çekilen resimlerdir. Bugün artık olmayan Kocamustafapaşa semtindeki Altı Mermerler bölgesindeki taşları da sembolik olarak yaptığımız bir “collage” ile size sunuyoruz.
1. ARCADIUS SÜTUNU
Arcadius* sütunu adını taşıyan Roma İmparatorunun Gotlar’ a karşı zaferini ebedileştirmek için M.S. 401 yılında bugün Cerrahpaşada Haseki denilen bölgede yapılmıştır. Osmanlılar zamanında Avrat Taşı denilen sütunun üzerinde, Evliya Çelebinin masallarına göre periye benzeyen bir heykel varmış. Heykel senede bir kere öyle bir feryat koparırmış ki İstanbulun bütün kuşları, sütunun etrafında pervane olup döner, sonunda yorgun düşüp yerlere serilirlermiş. Bunu fırsat bilen bütün fakir,fukara kuşları toplar, pişirir ve karınlarını doyururlarmış.
İstanbullitedaki Arcadius yazısı için resime tıklayın.
2.ÇEMBERLİTAŞ SÜTUNU (HOOPED COLUMN)
Eskiden Tavuk Pazarı denilen yerdeki Çemberlitaş sütunu M.S. 330 yılında İmparator Konstantinin İstanbulu Roma İmparatorluğunun başkenti yapması şerefine dikilmiş. Üzerindeki Apollo Heykelinin baş kısmında Konstantinin büstü varmış. Bizanslıların inancına göre Türkler İstanbul’a girince gökten buraya inecek bir melek elindeki kılıcı yaşlı bir adama verecek oda Türkleri bu kılıçla İran’a kadar püskürtecek ve İmparatorluğu kurtaracaktı. İsa’nın çarmıha gerildiği haçın parçaları ve Havarilerin kemiklerinin bu anıtın altında bulunan bir mabette saklandığı söylenmiştir.
For the story of the Constantine Column in English click on the pictue.
3.KIZ TAŞI (MARCIANUS) SÜTUNU
Marcianus sütunu Millattan sonra 455 yılında Roma İmparatoru Marcianus’un anısına bugunkü Fatih semti yakınıda’ki bir meydana dikilmiştir. Kimin’e göre adını heykelin kaidesindeki zafer tanrıçası Nike’den kimine göre de aynı civardaki bir Venüs heykelinden alır. Kaidenin üstündeki Marcianus heykeli Haçlı seferleri sırasında yağma edilerek İtalya'ya kaçırılmış.
Tılsıma göre bu heykel, imparatorun kızını yılanlardan, çıyanlardan ve akreplerden korurmuş.
For the story of the Column of Marcianus in English click on the picture.
ALTI MERMERLER VE ALTI TILSIM
SİX MARBLES AND SİX SPELLS
M.S. 491-518 yılları arasında iktidarda olan Roma İmparatoru Anastasius İstanbulun giderek büyüyen su ihtiyacını karşılamak üzere bugünkü Kocamustafapaşa semtinde bir su sarnıcı yaptırır. Sarnıcı civardaki bir kilisenin rahibi Aziz Mocius’un adına adar ve zamanın sanatkarları buraya mermerden altı sütun dikerler. Her sütunun üzerinde değişik bir resim yontulur yada bronz ve mermerden birer heykel konulur. İlerki yıllarda buradaki altı mermer sütunun her biri de değişik bir tılsımın doğmasına sebep olur. İstanbul’un geçirdiği birçok deprem sonucu bu sarnıç bütünüyle yıkılmış ve bugün “Altı Mermer” sadece bölgede bir sokak ismi olarak kalmıştır.
4. VIZILDAYAN TUNÇ SİNEK (THE BRONZ BUZZING FLY)Zamanın bilge kişilerinden Kavala kalesi sahibi Filkos’un yaptığı bu mermer sütunun üzerinde tunçtan bir sinek varmış. Devamlı vızıldayan bu sinek şehre sineklerin girmesini engellermiş.
5.KABARTMA LEYLEK RESMİ (RELIEF PORTRAIT OF A STORK) Buradaki sütunun üzerinde bir leylek kabartması varmış. Bu leylek rüzgarlı havalarda bir uğultu çıkarır ve bu sesle bütün leylekler sur dışına çıkar ve ancak Eyüp ve Üsküdar’da barınabilirlermiş.
6.HOROZ RESMİ(PORTRAIT OF ROOSTER) Bu sütunun üzerinde bir horoz motifi varmış. Bu horoz sabahları güneş doğarken öter ve şehrin bütün horozlarına öncülük edermiş.
7. KABARTMA KURT RESMİ (RELIEF PORTRAIT OF A WOLF) Bu sütunun üzerinde bir kurt kabartması varmış. Bu kurt’un korumasındaki bütün koyunlar başlarında bir çoban olmadan çayırlarda otlar ve akşamları sağ salim beslenmiş bir şekilde ahırlarına dönerlermiş.
8. BİRBİRİNE SARILMIŞ SEVGİLİLER HEYKELİ(STATUE OF HUGGING LOVERS) Bu sütunun üzerinde birbirlerine sarılmış genç bir çiftin bronz heykeli varmış. Birbirileri ile kavgalı karı kocalar bu heykele sarılırlarsa aralalarındaki anlaşmazlık çözülür ve hemen orada barışırlarmış.
9.YAŞLI KARI KOCA HEYKELİ(STATUE OF OLD COUPLE)
Bu sütunun üzerinde bilge Colinus’un yaptığı karşı karşıya oturan kocamış iki karı kocanın mermer heykelleri varmış. Birbirleri ile sürekli geçinemeyen karı kocalar bu heykelere sarılırlarsa hemen orada boşanırlarmış.
SIX MARBLES COLLAGE BY ISTANBULLITE
KOCAMUSTAFAPASA ALTI MERMERLER
DORT KOSELI SUTUN(COLUMN WITH 4 CORNERS)
TEKFUR SARAYI(PORPHROGENITUS)
ZEYREK(PONTOCROTORUN) MONASTERY
10.BEYAZIT HAMAMINDAKİ DÖRT KÖŞELİ SÜTUN (COLUMN WITH FOUR CORNERS AT FORUM TAURI)
Dört köşeli sütun bugünkü Beyazıt Hamamının altında kalmış. Tılsıma göre bu dört tonozlu yapı ayakta kaldığı müddetçe İstanbulu veba hastalığından korurmuş. Sultan Beyazıt buna inanmamış olacak’ki sütunları yıktırıp üzerine hamam inşa ettirmiş ve kısa zaman sonra da İstanbulda bir veba salgını başlamış. Bu salgında Beyazıt’ın oğluda hastalanarak ölmüş.
11.ŞEYTAN HEYKELİ TEKFUR SARAYI (STATUE OF DAMON AT THE PORPHROGENTUS PALACE)
Tekfur sarayında bir şeytan heykeli varmış. Senede bir kere alev alan bu heykelden bir kıvılcım yakalarsanız sağlıklı bir yaşam sürer hep genç kalırmışsınız. Bu kıvılcımı mutfağınızda tutarsanız siz ölene kadar ateşi hiç sönmezmiş.
İstanbullite'daki Tekfur yazısı için resime tıklayın
12.ZEYREK CADILAR MAĞRASI (CAVE OF WITCHES AT THE CHURCH OF PONTOCROTORUN )
Bugunkü Zeyrek Camiinin altında bir mağarada “koncolos” denilen cadılar yaşarmış. Bu cadılar zemheri zamanı mezarlardan ve mağaralardan çıkar uçan at arabaları ile şehri dolaşır ve herkes bu umacı ve hayaletlerden korkarmış. Hristiyanlıkta Ekim ayının son günü kutlanılan Halloween bayramı, çocukların çeşitli kıyafetler giyip, önünde iskelet ve hayalet maketleri asılı komşu evleri dolaşıp şeker toplamaları buradan geliyor olmalı.
To read the story of Zeyrek Monastery in Englısh click on the picture
AYA SOFYADA DORT MELEK(FOUR ANGELS IN HAGIA SOFIA)
KONSTANTIN (ORMELI) SUTUNU
BURMALI(YILANLI) SUTUN
13.AYASOFYADAKI DÖRT MELEK (FOUR ANGELS AT HAGIA SOFIA)
Ayasofyada dört tonozun üzerinde Fatihin İstanbulu fethinden sonra üzerleri kapatılan dört meleğin heykeli varmış. Bu melekler kanat çırpıp ses çıkarırlarsa iyi yada kötü şeyler olurmuş.
Güney sütundaki Azrail kanat çırparsa dünyada veba salgını başlar, Rafael kanat çırparsa Batıda kıtlık başlar her ikisinde de insanlar telef olurmuş. Ama Gabriel kanat çırparsa Doğuda bolluk olur, Michael kanat çırparsa Kuzeyden bir kahraman zuhur edermiş.
14. KONSTANTIN SÜTUNU (COLUMN OF CLOSUS)
Örmeli sütun yada Konstantin Sütunu at meydanın ortasındaki spina denilen set üstüne tam 300 000 taştan örülerek inşa edilmiş. 32 metre boyundaki bu anıtın üzerinde büyük bir mıknatıs varmış. Bu mıknatıs İstanbul’u depremlerden korurmuş. Anıtın mimarı Ayasofyayı yapan Agnostici’nin oğlu Uryarin anıtın altında gömülü imiş.
İstanbullitedaki Konstantin ve Burmalı sütun yazıları için resime tıklayın.
15.YILANLI(BURMALI) SÜTUN (SERPENTINE COLUMN)
At Meydanındaki üç sütunda biri olan burmalı yada yılanlı sütun buraya Delphi adasındaki Apollo mabetinden getirilmiş. 31 Yunan kolonisinin ülkelerini istila eden Persler’e karşı kazandığı zaferi simgeleyen 8 metre yüksekliğinde 29 boğumlu değişik yönlere bakan üç yılan üzerlerinde altın bir kazan taşırlarmış. Büyüye göre bu yılanlar İstanbulu akreplerden korurmuş.
GOTLAR SÜTUNU VE DENİZ TILSIMLARI
16. Sarayburnundaki bu sütunu kimine göre Claudius Gothicus II (268-270), kimine görede Büyük Constantine(275-337) yaptırmış. Altıncı yüzyılda yaşamış Lidyali tarihçi Iones'e göre Gotlar sütununun üzerinde Yunanlıların pagan tanrıçası Tyche(Tykhe) yada Romalıların deyimiyle Fortuna dururmuş bir zamanlar. Fortuna, kentin sakinlerine şans getirip onların bahtlarını açtığı gibi, nedeni bilinmeyen bir doğal afetle karşılaşılınca bunun nedeni de genelikle Fortuna'nın lanetine bağlanırmış.
17. Çatladıkapı'daki Güngörmez sarayı yanında, dört köşe bir sütun üzerine yerleştirilen bir bir heykel varmış Eğer Akdeniz yönünden bir düşman gemisi gelecek olursa, bu dev heykelin ağzından bir ateş çıkarve gemileri oracakta yakarmış.
18. Kadırga limanında bakırdan yapılma bir gemi varmış. İstanbulun büyücü kadınları ile yılda bir kere sabha kadar bütün gece Akdenizi kateder ve korumaya alırlarmış.
19. Tophane rıhtımında bu bakır geminin bir ikizi varmış. Bu gemiye binen siharbazlar bir kış gecesi Karadenizi dolanırlar ve burda yaşayanları korurlarmış.
20. Sarayburnunda üç yüz sütun üzerinde üç yüz altmış çeşit balık ve deniz mahlukunun heykelleri varmış. Bunlardan hangisi ses çıkarırsa, o gün Karadenizden gelen o balığın ceşitleri karaya vurur, halkta bunları toplar ve geçimini sağlarmış.
21. Sarayburnunda bulunan bu sütunlardaki tılsımların tesiri ile karakışta tam kırk gün süre ile Marmarada hiç bir dalga olmadan karaya otururmuş. Fakir halkta gemileri yağma edermiş. Hazreti Muhametin doğduğu gece bütün sütunlar yıkılmış ama bunlar kaldırım taşı olarak kullanıldığından büyüler bozulmamış. Bu nedenle her yıl binlerce balık kıyıya vurmaya devam etmiş.
Gotlar Sütunun İstanbullite'daki yazısı için resime tıklayın.
İSTANBULUN İKİ NİRENGİ TAŞI VE İSTANBULLİTE'IN ÇOCUKLUK TILSIMI
ISTANBUL'S TWO LANDMARK COLUMNS AND ISTANBULLITE'S CHILDHOOD TALISMAN
MILION TASI
MISIR OBELISKI
MISIR OBELISKI KAIDESI
22. MILLION TAŞI
Sultanahmet semtinde eski Mesa yolunun başlangıcında Yerebatan Sarayı girişinin yanında , dört taraflı (tetrastoon) bir meydan, yada Agora bulunurmuş. Bu Agoranın girişindeki milion sütunu, bir nevi nirengi noktası olup, imparatorluğun sınırlarının ölçülmesinde sıfır noktası olarak kabul edilirmiş. Dünya buradan başlar, buradan çatallara ayrılarak uzayan Mesa (Divan Yolu) dünyanın dört bir tarafına buradan gidermiş.
23. MISIR OBELİSKİ ( DİKİLİTAŞ)
At meydanındaki ünlü Mısır Obeliski M.Ö. 1549 yılıda Firavun III. Thuthmose tarafından Mısırda dikilmiş. Bundan tam bin dokuz yüz sene sonra , yani M.S. dördüncü yüzyılda Bizans imparatoru Theodosius tarafından o zamanki Konstantinopolis şehrine getirilmek üzere gemiyle yola çıkarılmış. Ne varki 800 tonluk taş ağır gelmiş olacak ki, gemi fırtınada karaya vurmuş ve altmış metrelik sütun birkaç yerinden kırılmış. Bugün Atmeydanında yükselen taş, Mısırda dikilen taşın üst kısmı ve sadece üçte biri.
DİKİLİTAŞIN KAİDESİNDEKİ İNSANLAR
Dikilitaş yada Mısır Obeliskinin belirli bir sihiri yok. Ama biz bu anıtın meydana dikildiği zaman yapılan kaidesindeki insan heykelciklerinin ile ilgili bize söylenen bir büyüyü anlatalım. Çocukluğumuzda bizim büyüklerimiz bu heykellerin anne ve babalarına el kaldıran ve bu yüzden taş olan çocuklar olduğunu söylerlerdi. Aslında yüzyılların etkisi ile yer yer aşınmış bu heykelcikler imparator Theodosius ve oğulları Honorius ve Arcadius dan başkası değildi ama belli ki yüzyıllardır anne ve babalar çocuklarını bu hikaye ile terbiye etmişlerdi.
ANKARADA VALILIK ONUNDE JULIANUS SUTUNU
BU DA BİR LEYLEKLİ SÜTUN AMA İSTANBULDA DEĞİL ANKARADA !
İstanbul’un Tılsımlı taşlarını konu alan yazıya yazmama neden olan itici güç İstanbul’dan döndükten sonra büyük gazetelerimizden birinde aynı konuda slide-yazı şeklinde gördüğüm bir resim oldu. Bu resimde İstanbulda’ki sütunlar içinde Kocamustafpaşadaki Altı Mermerler adı verilen yerdeki Leylekli Sütun resmi oldu. Kendimi İstanbullu ve Kocamustafapaşalı bilirdim ama bu burmalı, üzerinde leylek yuvası olan bu sütunu hiç görmemiştim. Resmin arkasında devlet dairesi tipinde bir bina, önünde polis arabasına benzer bir minibüs vardı. Resime büyülteçle bakınca binanın üstünde Cumhuriyetin 75. yılı bayrak panosu( 1998)olduğunu ve arabanın üstünde de “Maliye” yazdığını gördüm. Aradım, araştırdım, İstanbul’da böyle bir bina bulamadım. Bunun üzerine İstanbuldaki arkadaşımız Selçuk Erarslan’a Kocamustafapaşaya gitmesi için rica ettim. Selçuk Kocamustafapaşaya gitmiş, Altı Mermerler sokağının resmini çekmiş, Muhtar dahil birçok kişiyle konuşmuş, kimse böyle bir bina yada sütun bilmiyor. Bu haberi alınca, anladım’ki, Sütun İstanbulda değildi . Çocukluğumun bir bölümü Ankara’da geçmişti, sanki böyle bir sütunu hatırlıyordum. Google aramasına “ Ankara Roma Sütunu” yazdım, bendeki resmin aynısı altında şu bilgiye ulaştım.
Ulus semtinde, Ankara Valilik binası önündedir. Sütun: 362 yılında, Roma imparatoru Julian Apostate’nin, Pers seferinden dönerken, Ankara şehrini ziyareti onuruna dikilmiştir.
Bunları neden yazıyorum? Elektronik medyada ve iletişimde bir bilgi kirliliği aldı yürüdü. İşin kötü tarafıda yanlış bilgileri alanlar bunu doğru zannediyor ve yaymaya devam ediyorlar. Leylekli sütunun resmi yoksa kolayı var, internetden üzerinde leylek yuvası bulunan başka bir resim bulursun, o sütun asırlar önce yıkılmış olsa bile ne önemi var, kim bilecek. Geçenler de internetde dolaşan bir slide gösterisi gördüm, " İstanbulun yüz sene önceki resimleri" diye. Slide gösterisini başlattım, ilk iki resim Bursa’nın, arkada Uludağ gözüküyor.
Benim yukardaki yazıyı yazıp resimlerle derlemem ve basmam en aşağı 24 saatimi aldı: günde altışar saatden dört günlük bir çalışma. Fotoğraflar son on seneden derleme, Selçuk kardeşimin İstanbulda bir günlük araştırması var. Sağ olsun kardeşi de Ankarada Valilik Binasına gidip yukarda ki Julianus sütunun resmini çekmiş. Genede yanlışlarımız varsa , bize yazın, düzeltelim. Emek veriyoruz, yanlış bilgi vermek istemeyiz.
Cem Özmeral 8 Şubat, 2012 Dublin, Ohio
Kaynakça: Hayat Tarih Mecmuası, İstanbulun Tılsımlı Taşları Sayı 5, 1988 Varanla Yol Boyunca, Sayı 34 1999 Evliya Çelebi , İnternet Alıntıları, The Wise İssue, Talismans of İstanbul, Ertan Yurderi Kıztaşı ve Altı Mermer Collage'nın fotoğrafı, Selçuk Erarslan Ankara Julianus Sütunu fotoğrafı, Sedes Erarslan