Şenol’un vefat ettiğini arkadaşlarımla bir akşam yemeği buluşmasında öğrendim. Ne kadar hasta olduğunu bilsem de çok üzüldüm. Ertesi sabah birkaç şey yazayım dedim, elim bilgisayara gitmedi. Aklıma 13 yaşında bir çocukken Beşiktaş’ın o efsane 1959-60 ilk Milli lig şampiyonu kadrosunda onu seyrettiğim günler geldi. Bir maçtan sonra Dolmabahçe’nin saat kulesi kapısında taraftarlarla bekleyip, o çocuk içtenliği ile onun boynuna sarılıp yanaklarından öptüğüm gün geldi. 1960 ihtilalinden hemen sonra yapılacak İskoçya mill maçından önce Ankara Bulvar Palas’ta kamp yaparlarken, yanına gidip kilitli hatıra defterime imzasını alışım geldi. Beşiktaş defterime gazete küpürlerinden kestiğim ve unu sulandırarak yaptığım tutkalla onun ve diğer futbolcuların resimlerini yapıştırışım geldi. Stad anonsçusunun Beşiktaş’ın kadrosunu sayarken : “ Necmi-Bahattin-Münir-Tuncay-Sabahattin-Kaya-Arif- Nazmi-Şenol-Birol ve..... Küçük Ahmet demeden...- Gol “ diye bağırışı mız geldi . Şenol-Birol Gol....Şenol-Birol Gol.
Şenol ilk ününü doğduğu şehrin takımı Rize Güneşsporda yapıyor. Çalımları ve golleri ile ünlü, vurduğu toptan ıslık sesi çıkaran adam olarak tanınıyor. Attığı goller ile dikkat çekince o zaman Birinci Ligde oynayan Sarıyer genç futbolcuyu transfer ediyor. Sarıyer semti Rizeli Şenol için Karadeniz’i aratmayacak bir semt. Sarıyer’in konumu, denizi, balığı, balıkçıları ona memleketini aratmıyor. Şenol bir taraftan Edebiyat Fakültesine devam ederken diğer taraftan Sarıyer takımında futbol oynuyor ve attığı 29 gol ile gol kralı oluyor. Tabi İstanbul’un üç büyük takımı onu almak için bir transfer savaşına giriyorlar. 1959 Temmuzu transfer ayında Beşiktaş yaşlanan takımımı yeniden yapılandırmak için büyük bir çaba içinde. Forvet’e Bursa Merinos’tan Arif’i ve Beylerbeyi nden Birol Pekel’i almış. Sol açık oynayan Küçük Ahmet(Özaçar) ve diğer forvet te kaptanlığa getirilen başka bir Karadenizli Nazmi Bilge. Bu dörtlüyü Beşiktaş Sarıyer’li Şenol Birol’u alarak tamamlayacak ve bu transferde Hakkı Yeten büyük rol oynayacaktı.
Şenol Birol, Birol Pekel’i daha önce katıldıkları bir genç milli takım turnuvasından tanıyordu. Ama Beşiktaş’a transfer olduğunda soyadı ile aynı ismi taşıyan Birol ile isimlerinin bu kadar özdeşleşeciğini herhalde hiç tahmin etmemişti. Daha ilk maçlardan itibaren bu ikilinin attığı goller taraftarı mest ediyor ve Dolmabahçe stadı Şenol Birol Gol teranesi ile inliyordu. Birol doğma büyüme Kadıköylü idi ve Beşiktaş’a gelmeden Beylerbeyi nde oyuyordu. Gündüz Kılıç bir gazetedeki yazısına “Hele hele Birol!” diye başlık atıyor ve onu bir futbol virtüözü olarak adlandırıyor ve pembe rüyalar dan bahsediyor du. Şenol ne kadar yırtıcı, atik ve golcü ise Birol o kadar teknik ve pasördü. Yaş ortalaması 23 olan Beşiktaş takımı 1959 -60 sezonunda sadece bir mağlubiyet aldılar ve bütün rakiplerini geçerek şampiyon oldular. Macar antrenör Andrea Kutik’in takımı ipi göğüslerken, forvet oyuncuları birbirine yakın sayıda gol atmışlardı. Arif (Özataç) 20 gol atarken, Şenol 19 gol atmıştı, bütün penaltıları kullanan Birol’un da 15 civarında golü vardı. Ama Şenol’un asıl rekoru 1962-63 sezonunda gelecek ve Metin Oktay’ın attığı 38 golden sonra 34 golle bugüne kadar Beşiktaş’ta kırılamayan bir rekora imza atacaktı. Şenol ve Birol’un birlikteliği o yıl Milli Takıma da yansıdı. Mayıs ihtilali sonrası Ankara’da yapılan İskoçya Maçları için iki futbolcu da Milli takıma çağrıldılar. Türkiye İskoçya’yı 4-2 yenerken Lefter 2, Metin ve Şenol birer gol atıyorlardı. Ama o yıllar Milli takım da Metin, Lefter ve Can’ın ileri üçlü de hükmünün sürdüğü yıllardı. Lefter ve Metin 50 nin üstünde Milli olurken genç Şenol ve Birol’un ayyıldızlı takımda oynama sayısı 8- 10 u geçmeyecekti.
1959-1960 Sezonu ilk milli Lig Sampiyonu Besiktas
1959-1960 sampiyon besiktas forveti : Arif-Nazmi-Senol -Birol -Kucuk Ahmet
Senol Birol ve Birol Pekel
Seref Stadi Senol sut cekiyor. Soldan Birol, Seref Gorkey, Guven, Tuncay, Munir, Arif
Şenol ve Birol Beşiktaşta 1963 yılı Temmuz una kadar üç sezon oynadılar, ama son iki sezonda şampiyonluk gelmedi. Temmuz ayı transfer ayı idi ve Fenerbahçe Beşiktaş’ın bu ayrılmaz ikisini almak için harekete geçti. Kadıköylü Birol zaten Fenerbahçe sempatizanı idi ve o zaman için rekor sayılacak 100.000 TL lik teklifi kabul etti. Şenol’u ikna etmek daha zor oldu ama birkaç gün sonra o da Fenerbahçe’nin teklifini kabul ederek Boğaz’ın bir yakasından öbür yakaya adımını atacaktı. Yıllar sonra öğrendiğimize göre Fenerbahçe teklifini yenilemiş ve Şenol’a 150 000 TL vermişti. Şenol ve Birol’un Fenerbahçe’ye transferi Beşiktaş taraftarı için bir devrin travmasıydı. Futbol için de amatör ruhun bittiği futbol da gerçek anlamda profesyonelliğin başladığı gündür. Daha önce de üç büyük arasında transferler olmuştu, ama bunlar genellikle futbol yaşantısını sonlarına gelmiş topçuların arkadaşlarının olduğu ezelli rakipte de oynayıp futbolu bırakmaları ile son bulmuştu. Fenerbahçe kaptanı Naci Erdem Galatasaray’a, Beşiktaş’ın kaptanı Recep Adanır Galatasaray’a transferi buna en son örneklerdi.
1964 Milli Lig Sampiyonu Fenerbahce Forveti : Lefter, Nedim, Senol, Birol , Aydin
Birol ve Senol Fatma Girik'le
Fenerbahçe yalnız Şenol ve Birol’u almakla kalmamış, Beşiktaş seyircisinin yarattığı sloganı da transfer etmişti. Artık dolmabahçe stadı Fenerbahçe taraftarının Şenol Birol Gol bağırışı ile inliyordu. Beşiktaş gidenlerin yerini genç takımdan yetiştirdiği Yusuf ve Sanlı ile dolduracak ama Şenol Birol Gol sloganın eksikliği elli yıl sonra Kartal gol, gol gol gelene kadar hep hissedilecek ti. Şenol Fenerbahçe de iki sezon top oynadı. Beşiktaşta üç sezonda 74 gol atan golcü Fenerbahçe de 20 gol de kalıyor ve 1966 yılında Karşıyaka’ya transfer oluyordu. Ama Fenerbahçe’de attığı bir gol vardı ki onun acısını ne ben unutacaktım ne de o gün Dolabahçe’yi dolduran binlerce Beşiktaş seyircisi. Yıllar sonra yazdığım bir yazı da o günü şöyle anlatacaktım:
1963 yılıydı, tam elli yıl önce Beşiktaş Fenerbahçe maçını genç bir Beşiktaş taraftarı olarak “yeni açık”tan seyrediyorum. Hakem maçı bitirmek için düdüğünü ağzına götürmüştü. Eski Beşiktaşlı o zaman Fenerbahçeli Şenol Birol onsekiz çizgisine yakın bir yerde “Hoca” Sabahattin’i geçti ve topa olanca gücüyle vurdu. Topun o zaman Beşiktaş kalesini koruyan eski Fenerbahçeli kaleci Özcan Arkoç’un ellerinin yanından geçtiğini gördüm ve gözlerimi kapadım, ağlara gidişini seyredemedim. Gözlerimi tekrar açtığımda on Fenerbahçeli futbolcunun Şenol’un üstünde küme küme olduğunu gördüm. Hakem santrayı gösterdi ve soyunma odasına koştu. Fenerbahçe maçı 1-0 kazanmıştı. Gençtim, ağlamaklı olmuştum, akşam eve dönerken vapurda nasıl perişan ve üzgün olduğumu hatırlıyorum.
Bir gerçek vardı ki Şenol Beşiktaş ta ki bireysel başarısını Fenerbahçe deki iki şampiyonluğa rağmen bulamamıştı. Metin Oktay’ın Taçsız Kral adlı, hayatını anlatan bir sinema filmi yapmasından sonra Fenerbahçeliler Şenol ve Birol’un oynadağı bir filim yapılmasına karar verdiler. Şenol Birol Gol adlı filmde bir Beşiktaş taraftarı olan ve ilerde Beşiktaş Belediye başkanlığı yapacak Fatma Girik ile oynadılar. Filim iş yaptı ama ilerde Şenol sinema oyunculuğunun futbolculuktan çok daha zor olduğunu söyleyecekti.
Santrasi yapilmayan Senol'un Besiktas'a golu
Senol'un Fenerbahçe'ye 1962 de golu. Fenerbahce kalecisi Sukru yazdim ama Hazim da olablir
1967- 1968 sezonunda Şenol Karşıyaka’dan Beşiktaş’a geri döndü. Son iki yılda şampiyon olan Beşiktaş’ın seyircisi onu tekrar bağrına bastı. O sezon Şenol Sanlı, Yusuf ve Güven ile birlikte yalnızca 11 maça çıktı ve 1 gol attı. Sakatlıklar yakasını bırakmıyor, 32 yaşındaki golcü futbol hayatını son demlerini yaşıyor du. Şenol 1968-1969 sezonunda Rize Spor’a teknik direktör olarak atandı. Ertesi sezon tekrar Karşıyaka’ya futbolcu olarak geri döndü ve 1970 yılında 34 yaşında Rize'de futbolu bıraktı. Şenol 10 yıllık Milli Lig kariyerinde oynadığı 254 resmi maçta 97 gol atmıştı ve bu maçların 159 u ve gollerin 74 ü Beşiktaş forması altında gerçekleşmişti. Sarıyer’de attığı 29 gol bu rakamlara dahil değildi.
Ben ismi gol ile özdeşleşmiş Şenol’u hep Beşiktaşlı Şenol olarak anacağım. O kendisini hangi takıma daha yakın görürdü bilemem. Ama Beşiktaş'a futbolcu olarak son yıllarında geri dönmesi, vefat etmeden bir iki yıl önce yapılan röportajda Beşiktaş’ın siyah beyaz çubuklu forması ile poz vermesi bana onunda kalbinde aynı hisleri taşıdığı izlemini verir. Ama bir gerçek var ki ona en büyük vefayı ne Beşiktaş ne de Fenerbahçe gösterdi. Rizeliler ve Rizespor en zor günlerinde on yardım ettiler ve ilk teknik direktörlerine bir spor tesisinin adını verdiler.
Şenol Birol artık çok sevdiği arkadaşı Birol Pekel ile gene beraberler. İkisinin de mekanları cennet olsun.