istanbullite.com

NOSTALGIC WRITINGS BY AN ISTANBULITE © Since 2002

HOME ↓

ABOUT US/BIZ KIMIZ ?

ISTANBUL&TURKEY TRAVEL

TIPS FOR TOURISTS

ISTANBUL TRANSPORTATION

ISTANBUL 360 PANOROMIC

ISTANBUL VIDEOS

LIVE TURKISH TV AND MEDIA

NEWS FROM COLUMBUS,OHIO

LINKS

CONTACT US/İLETIŞİM

ISTANBUL SUR-ICI ↓

YEDI KULE ZINDANLARI

KAYBOLAN KIR TEPEBAG

SEHZADEBASI DIREKLERARASI

LALELI BABA

MIHRIMAH CAMILERI

CEVIZAGACI- GOTLAR SUTUNU

TEKFUR SARAYI

ISTANBULUN ALTI 1,2

ISTANBULUN ALTI 3,4

HALICTE BIR VAPUR GEZISI

SUMBUL EFENDI

MILION TASI

BALIK UZERINE LAKIRDI

BOSTANCIDAKI BEYAZ KOSK

GOKSU DERESI

SAHIL YOLUNDA SABAH

BIR TEPE, BIR KALE

CARPISAN KAYALAR

KANDILLIDE BIR GECE

ISTANBULLU OLMAK

SHOW ME BIG MONEY

ISTANBUL DERETEPE ↓

HARBIYE NEZARETI

BEYAZIT KULESI

ARCADIUS'UN SUTUNU

6 MERMER 23 TILSIMLI TAS

SULEYMANIYEDE BIR GEZI

PARGALI SARAYI VE MEZARI

ULUBATLI VE MIHRIMAHCAMII

TOPKAPI ANIT MEZARLARI

HALICTE BIR SEMT: FENER

YILDIZ KORUSU

HUNKAR'A GIDELIM

ABBAS AGA PARKI

HAYDARPASA KIRIM MEZARL.

HAYDARPASANIN ÖYKÜSÜ

DOGANCILAR PARKI

OSMANLI EFSANELERI

USKUDARLI GUZEL BALIKCI

BIZANS VE KURULUS MITLERI

YAHYA EFENDI DERGAHI

ISTANBUL SEYYAHI

TARIHI YARIMADA VE SURLAR

FLORYA DENIZ KOSKU

SEPETCILER KASRI

KADIRGA'DA SOKAKLAR

AT MEYDANI

EVLIYA CELEBI RUYASI

GALATADA GEZINTILER

PERA PASTANELERI

PERA PALASIN GIZEMLERI

ABDULHAMITIN YILDIZ CAMII

IHLAMUR KASIRLARI

SAIRLER SOFASI

KUCUKYALI VE SATYROS

1960 DA ISTANBUL TIPLERI

AKSAMCILAR VE MEYHANELER

MACKA SIRTLARI

ISTANBUL PARKLARI

OZLENEN ESKI ISTANBULMU?

LULU'YU ARAYIS

ISTANBUL EVVEL ZAMAN

KIRIK MINARE

SULTAN SELIM CAMII

5.TEPEDEN HALICE

KUZGUNCUK

BIR SAMATYA GEZISI

MARMARAY VE TAKSIM

BEZMI ALEM VALIDE SULTAN

MECIDIYEKOY LIKOR FABRIK

YILDIZ SARAYLARI

KARAKOYDE YIKILAN CAMI

BIRKAC ESKI SAMATYALI

KOCAMUSTAFAPASADAKI KOSK

AHMET SARACBASI EFENDI

ISTANBUL TURBELERI/TOMBS

7 TEPE 700 CAMI ISTANBUL

HIKAYELI RESIMLER

1CE UPON A TIME ISTANBUL

ARA GULER'S ISTANBUL

TARIHTEN KAPAKLAR ↓

CHICAGO DA II. ABDULHAMIT

HEYBELIADA DENIZ LISESI

INONU DENIZ LISESINDE1934

INONU HARPOKULUNDA ,1942

ANLATILMAYAN ISMET INONU

VEKILLER VE RESMIGECITLER

BU ANZACLAR NEREDE?

RUYA

CANAKKALE, TRUVA

BOSTANCIDA BIR NIŞAN

JAPONLARIN 1934 ZIYARETI

GOLCUK VE YAVUZ-HAVUZ

GAZOZ KAPAKLARI

1942 DE EN UZUN YOLCULUK

BIZANSLI VE BEYAZITLI

KADIKOY, ISKELEDE SABAH

ARMONIKA CALAN KIZ

1975 DE BIR ASK HIKAYESI

METEOR CUKURU

MINIBUS SOFORU ZEYNEL

ANTIPHELLUS BALIKCISI

BIR EGE DILBERI

BIR RUYA

ASOSDA BIR GUN

TWILIGHT ZONE

BEN SERVISCIYIM ABI

VATMAN ALI BEY

ADAM

BIR KARANFILLI ADAM

BAHARIYEDE SINEMALAR

KINDER HEIM

ZULAL

GENC OSMAN MONOLOGU

DENIZ YILDIZININ OYKUSU

CESITLI KAPAKLAR

UC ESKI ISTANBULITE

JOEPA BIR AMERIKAN IKONU

BIT PAZARINA NUR YAGDI

MUZE EV

MUZIK VE BEN

ANNEMIN SANDIGINDAN

PARIS GOZLENIMLERI

YESIL KAPI

MAHMEDET HOCA

SOLUK MAVI NOKTA

OSMANLI TOKATI VE HIGH 5

HIZIR ILYAS

29 TESRIN

GAZOZ KAPAGI (ORIJINAL)

COLA TURCA

HARICTEN GAZEL

BJK ŞEREF STADI

CHAMPION BESIKTAS

BESIKTAS STADIUM & FANS

A VISIT TO INONU, 2011

RICARDO ICIN

WITH BJK PLAYERS OF 2011

BJK NEVZATDEMIR FACILITY

BESIKTAS'S USA TOURS

SAMPIYONLUKLAR MIMARI

Q7,GUTI&IVERSON

KAYA VE NAZMI KAPTANLAR

DR. VEDII TOSUNCUK

BJK VE CIRAGAN SARAYI

1964 ALI SAMI YEN ACILISI

ELLI YIL SONRA PRATER'DE

PANTER KALECI

SANTRASI YAPILMAYAN GOL

ESKI BIR MILLI MAC

KARANFILLI ADAM

BIR YASAM TARZI

TEMİZ FUTBOL

BERLIN PANTERI

SARI LACIVERT

INSIDE FENER STADIUM

YUSUF ILE SANLI

PASKAL VE BJK FORMASI

KUCUK AHMET

KONAK KADIN FUTBOL TAKIMI

DEMIROREN'E ACIK MEKTUP

GUVEN ONUT

BABA BOSQUE

HELE HELE SERGEN KAPTAN

TAKSM KIŞLASI CIRCA 1925

GELINCİK TARLALARI

ANNEM

MY MOTHER LAMIA

ANNEMIZ LAMIA

LAMIA HAMINNE AND TAYLOR

DOGUM GUNU,ANNELER GUNU

"EVIM/HOME"

NOSTALJI TRENI

LIFE OF MY FATHER

REUNITED/ONLAR KAVUSTULAR

SON CINAR BULENTSARACOGLU

CAPS IN ENGLISH ↓

LORI MY ASSISTANT

OUR OLYMPIAN IN OUR HEART

MY TRIP ON THE MEGABUS

LYCIAN CITIES OF TURKEY

1937 BERLIN LETTERS

SULTAN SULEIMAN

TURKEY&THANKSGIVING

EINSTEIN'S PLEA TO TURKEY

TURKISH HELP TO IRISH

PRESIDENT OBAMA'S TRIP

USA MILITARY IN TURKEY

FLAG RAISING CEREMONY

RENAISSANCE MAN

"NOAH'S ARK" OR IS IT ?

STORY OF SANTA CLAUS

STORY TELLER OF ANATOLIA

TURKISH COFFEE

DOWN CAFE

ECEVIT IN NEWYORK 2002

SUKI, OUR CAT

HERR WAMLEK

ISTANBUL STORIES ↓

HAMAM(OLD TURKISH BATH)

IN SEARCH OF LULU

TRANSFORMING OF SS SOLACE

ZEYREK MOSQUE& MONASTERY

COLUMN OF THE MARCIANUS

TRUE CROSS IN ISTANBUL ?

ISTANBUL MYTHS IN ENGLISH

LEGEND OF LEANDER'S TOWER

77 NAMES OF ISTANBUL

7HILLS 700MOSQUES ISTANB.

7 Churches of Anatolia

PANAROMIC TOURS/SANAL TUR

ATATURK

ATATURK ALBUMU

ATATURK-ROOSEVELT LETTERS

1953 DE ANIT KABIR

ATATURK'E MECLISTE KOMPLO

ATATURK'UN BINMEDIGI UCAK

ATATURK TBMM KONUSMASI

ATATURKUN EVI VE MEKTEBI

10 KASIM 1938

ATATURK'U ANLAMAK

STATUE OF ATATUTURK IN DC

ATATURK VE CINAR AGACI

ATATURK VE DIN

ATATURK'UN AKARETLER EVI

ATATURK MUZE KOSKU

CARTE POSTALE NOSTALGIA↓

KARTPOSTAL TURKIYE32-1944

MY MOTHERS ISTANBUL YEARS

MY FATHER'S BERLIN 1937

GERMAN WEHRMACHT 1937

POSTCARDS USA 1944

CARTOLINA POSTALE ITALIA

C.POSTALE EUROPA 1937-946

POST-CARD EGYPT 1942

POSTCARD, MIDDLE EAST

DIYARBAKIR 1955

SOUTH EASTERN TURKEY 1955

ANKARA&ISTANBUL 1956

PARIS 1956

JUKE BOX NOSTALGIA ↓

1957-1960 POP

1960-1970 POP

1970-1980 POP

1980-1990 POP

FATHER OF ANADOLU POP

TURKISH MUSIC PORTAL

NESET ERTAS USTA

VARDAR OVASI

PLAY FOR THE NATURE

TENCERE

TURKIYE PHOTOS ↓

PANAROMIC BOSPORUS

ADALAR/PRINCE ISLANDS

ISTANBUL PICTURES

ISTANBUL GATES&DOORS

ISTANBUL TOP TEN MUST SEE

ISTANBUL FERRY LANDINGS

ISTANBUL BAZAARS

BOSPHORUS, ISTANBUL

A GOLDENHORN FERRY TRIP

BEYOGLU PICS

BODRUM

CAPPADOCIA

KAS,KALKAN,DEMRE

ALANYA

DALYAN VIDEO

DALYAN, GOCEK, FETHIYE

ANKARA

TWIN BEAUTIES/IKIZGUZELLE

PHOTOS USA & WORLD ↓

DUSSELDORF 1956

WALKING THE TRAIL

LAS VEGAS

LAKE MEAD,NEVADA

PHILADELPHIA

PARIS

BOSTON

CHICAGO

INDIANAPOLIS

ITALIA

LONDON 1967

INDIA/NEPAL

CARIBBEAN ISLANDS

DARFUR/SUDAN

SANFRANSISCO AND MONTERY

SAN ANTONIO, TEXAS

San Diego

NEW ORLEANS

NEW YORK

PENNSTATE

PRESIDENTS & KINGS TOMBS

FLAG RAISING IN COLUMBUS

ISLAND OF KOS VIDEO

AILE/FAMILY BLOG

ESRA'S WEDDING ALBUMS

BRIDE'S DAD'S SPEECH

ESRA'S BRIDAL SHOWERS

ESRA PINAR FILES

OZMERAL PATERNAL F.TREE

OZMERAL MATERNAL F. TREE

DURUPINAR PATERNAL F.TREE

DURUPINAR MATERNAL F.TREE

LAMIA&HAMZA VIDEO 1999

BABY MADISON FABLE

BABY TAYLOR FABLE

TAYLOR BABY&TODDLER YEARS

WEILS' WEDDING AND HOUSE

ASLI'S SHOWERS 2008-2009

FAMILY HOLIDAY PICTURES

I-FOOD

ISTANBULLITE'S FOOD

STREET FOOD

GOLDEN CORRAL COLUMBUS

ANNE'S COOK BOOK

CAFE ISTANBUL

BLOG

KUSLAR, KUMRULAR

ISTAN-BLOG
CEM ÖZMERAL
 
Translate
Bookmark and Share
 
EVENTS AROUND OUR READERS, FAMILY AND FRIENDS
 
OKUR, AİLE VE DOST ÇEVREMİZDEKİ OLUŞUMLAR
 
Sevgili arkadaşlarımız Beyhan ve Selçuk Erarslan ilk torunlarına kavuştular. Onları tebrik ediyor, minik Can'a sağlık ve mutluluk dolu uzun bir yaşam diliyoruz.
 
 
Bursalı okurumuz eski Kocamustafapaşalı Murat Alemdar, Hacivat ve Karagözün Çekirgede'ki mezarlarından aşağıdaki fotoğrafı yollamış.Kasım ayında İstanbul muhabirimiz Selçuk Erarslan'la yapacağımız Bursa seyahatinde kendisiyle burada buluşup Karagöz Hacivat la ilgili bir yazı için bilgi toplayacağız.
 
 
Parisli dostumuz Bostancılı Ara Kebapçıoğlu Göztepe parkından yollamış. "Park'a dokunmayın!" diye ben de yazmıştım ama yenilemeler çok güzel olmuş.
 
 
 
Kanada'dan Samatya'lı kadim dostum Dr. Masis İstanbul Surları ile ilgili yazım için aşağıdaki yorumu yapmış. Hoş görüsüne binaen yazısını ekliyorum, çoğu okurum İngilizce'ye vakıf. Benim Almancayı "verlernt" yaptığım gibi İngilizceyi unutanlar yazının üstündeki "translate" butonuna tıklasın. Fotoğraf  İstanbullite kamerasından dostuma bir hediye; surlar arasında bir Cankurtaran apartmanı.. İçerde domates ve Tekel birası olsa bile, pencereden nar toplamak da güzel. 

 
 
DOMATES DEGIL AMA PENCEREMDE NAR
 
Dear Ustad Cem,
I loved your "Walls" article. I myself have walked through segments of walls between Kumkapi to Edirnekapi quite a few times but things have changed since. I believe one of my friends still operates a tile factory ( Cakar ) inside the walls close to the principal entrance. There is need for major facelift but there are so many delapidated houses leaning against the original walls between Cankurtaran and Yedikule ( I call them "Constantine Condos or Konstantine- kondu? " ) that it would be difficult not to destroy the walls while trying to renovate them. 
I remember one of these houses still occupied by a family. It's wooden sidings were darkened by the smoke coming out of  the stove pipes . It's second floor was right across the rails. The third floor had an open air balcony on the verge of collapse where occasionally a man would be seen sitting and watching TV ( naturally in his classic recreational attire of atlet and striped pijama alti ). But to me the beauty of the house was something else:Right behind one of the window glasses on the second floor there was always a bunch of plump red tomatoes and a few green peppers in a sini on the kitchen table next to 2 bottles of Tekel beer. I would often watch them until the commuter train arrived and appreciate how simple things in life could add beauty to the environment. I shared that joy with a handful of  people fearing that the "talisman" would disappear. I believe they had been placed there to give joy to the commuters rather than to the members of the household. They stood there all these years until I said goodbye to The City and left for "compulsory medical service" in the 80's. I wish I had let Ara Guler know about them.

 
MURAT SES'İN YENİ ALBÜMÜ
 
Sevgili arkadaşımız Murat Ses'in 10. Albümü Sundial' digital olarak piyasaya çıktı. Murat'ın yenilenen web  sitesi muratses.com   da diğer albümleri ve çalışmaları hakkında bilgileri de bulabilirsiniz. Biz de İstanbullite'da kendisine ayırdığımız Father of Anadolu Pop bölümünü güncelledik. Murat'ı ve albümün güzel kapak tasarımını,"final cut ve post production"ı yapan eşi sevgili arkadaşımız Nihal Ses'i tebrik ediyoruz. 

 
 
CEMAL BODUR ARKADAŞIMIZ VİYANADAN YOLLAMIŞ
ve eklemiş "Hepimiz şehre bir kez daha hayran kaldık. Daha sık ziyaret etmeğe de karar verdik".

Gerçekten, yeni ile eskinin uyum içinde kaynaştığım tarihi şehir özellikle Cemal gibi mimar arkadaşlar için bir başka güzel olmalı. Resimleri izniyle yayımlıyorum. Şehri daha önce gezmiş arkadaşlar adını  muhakkak bilecektir ama İstiklal caddesine benzeyen Alee ve Nostalji Trenine benzettiğim tasarım gerçekten dikkat çekici.


 
Image: 
 
OHIO STATE ÜNİVERSİTESİNDEN PROFESÖR ÜMİT ÖZKAN VE CHICAGO ARGONNE'DEN PROFESÖR ERCAN ALP İSTANBUL BİLİM İNSANLARI KURULTAYINA KATILDI
 
Chicago ve Columbuslu iki degerli dostumuz Bilim Insani Kurultayinda
Değerli Arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz. Sevgili Ercan'ın Türk medyasında kendi konusu ile çıkan yazıların linkleri aşağıda:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23692193.asp
http://www.radikal.com.tr/turkiye/kaplumbaga_hiziyla_ar_ge-1140453#

 
 
TULIP SEASON IN ISTANBUL
Photos by Semiray
 
 
MATT AND JOSH MAKE 5 O'CLOCK NEWS
 
For our friends who never met Matt, our son(in law); he is the fast talking handsome guy with his good looking brother Josh on the the line at the beginning of the video.
Oğlumuz (damadımız) Matt ile tanışmamış olanlar için: videonun başında kendisi gibi kardeşi Josh ile sırada beklerken hızlı konuşan yakışıklı..

 
 
OUR NEW BOOK "DERE TEPE ISTANBUL" IS PUBLISHED AND IS ON SALE ON LINE
 
CLICK FOR INFO
 
LISTEN TO MURAT SES MUSIC ON MIXPOSURE
 
CLICK ON KEYBOARD TO LISTEN TO MURAT'S LATEST MUSIC
 
GÜZİN TANGÖR'ÜN DEGA SANAT GALERİSİNDEKİ RESİM SERGİSİ
 
 
İBRAHİM PAŞANIN MEZARI KESİNLEŞİYOR VE 523 YIL SONRA TABELA KONULUYOR
PARGALI MEZAR TABELASI/FOTOGRAF S.ERARSLAN
Selçuk Erarslan'ın 13 Mart 2013 tarıhli mailinden:
"Bizim Canfeda çıkmazındaki içinde çıtlembik ağacı olan türbenin duvarına Pargalı'nın adı ile doğum ve olüm tarihlerini gösteren bir tabela yapıştırılmış.Bu işlemin son bir iki gün içinde yapılmış olduğunu düşünüyorum.Hangi kurumun bu tabelayı oraya koyduğunu da belki Esra arkadaşımız öğrenebilir."
Esra Yılmaz'ın 24 mart 2013 tarihli mailinden:

"Mezarın biraz yanında yer alan, Koaçarslan iş hanının görevlisi beyin söylediğine göre, Pargalı İbrahim Paşa'nın türbesine ait yapılan tabelayı belediye görevlileri gelip asmış.Kesinleşme kaynağı da yine Murat Bardakçıyla beraber gelen tarihçilerin, kesin görüşlerinden kaynaklandığına dair bir kanı oluşuyor parçalar birleşince.Hem mezarın bahçesinde yer alan çitlembik ağacı,hem mezar taşının beyaz renk olması, hemde Kanuni'nin tarihsel kaynaklara göre saraydan baktığımda görebilmeliyim dediği en yakın konum can feda çıkmazına işaret ediyor.Daha ilginç olan bir bilgi de, mezarın yanında bulunan Yapıkredi binasının,meşhur Agora Meyhanesinin en eski yeri olduğuna dair bilgiyi öğrenmiş olmam oldu.Hatta taa yıllar önce,meyhane sahibitürbeleri yıkmak istemiş ve gece rüyasına can feda babanın girip bunu yapmaması gerektiğini söylediğine dair bir söylenti var."

Yazının tamamı için: İbrahim Paşa


AVUSTURYA LISESINDE OSTERBAZAAR, 13 MART 2013
 
KISA KISA
 
SELCUK ERARSLAN
Istanbullite'ın İstanbul Muhabiri Selçuk Erarslan  2-12 Mayıs  tarihleri arasında Amerika'ya geliyor. Columbus Ohio'ya gelecek olan Selçuk ile önce Chicago'ya gideceğiz, daha sonra da yolumuz Pennsylvanıa ve Massachusets Eyaletlerinden geçebilir.
Üçüncü kitabımız Dere Tepe İstanbul Mart sonunda  Moss Yayınları tarafından yayınlanarak  piyasaya çıkyor. Şu anda Kitapsal Yayın Dağıtımın Editörü Gökhan Canbülbül'ün bütün gayreti kitabı 26 Mart daki Ankara Kitap Fuarına yetiştirmek. Dere Tepe İstanbul hem kitapçılar da, hem de internet de satışa sunulacak.

DERE TEPE ISTANBUL
 
CONGRATULATIONS AND BRAVO TO DUO PIANISTS
ROBERT AND TIRAJE RUCKMAN
FOR THEIR EXTRA ORDINARY PERFORMANCE AT THE
BLAIR THEATER SINCLAIR COMMUNITY COLLEGE MARCH 8, 2013
 
 
 
THE “GOOD WILL AMBASSADOR  OF COLUMBUS” , KRISTINE ALDEMIR

Last December  I was invited with my wife to attend the Board of Realtors 2012 President’s Ball at Hilton Columbus- Easton, where Kristine Aldemir was presented with the “Life Time Achievement Award”, the equivalent of Oscar trophy in the Real Estate community. Being a close friend to Kris and her husband Tunç nearly last twenty years, her success and achievements were no surprise to us. I am sure that  all of her  real estate associates knew that Kristine’s success was a result of long years of hard work, dedication and sacrifice as well as her caring personality and the desire to always  exceed her customers expectations. But few people except her close friends and business associates realize how involved she is with the ethnic community; namely the Turkish- Americans of Columbus, Ohio.

Born to Chinese parents, married to a Turk and being an American, Kris always had enjoyed her multi national background. Having lived in Turkey few years after she got married to Tunç, she not only learned the Turkish language,  but also adapted Turkish customs and culture with ease. One of the first things they did when they settled in Columbus, was  to become an active  member of TAACO(Turkish American Association of Central Ohio) and also to join the Turkish Folk Dance Group at the Ohio State University. They both were members of the folk dance group  and taught and performed Turkish folklore almost for twenty years. Kris also took an active role in all of the TAACO activities like: picnics, national and ethnic holidays, United Nation days at OSU, food exhibitions, music and movie shows, fund raising drives for students ,earthquake relief funds and flag raising ceremonies at the State Capitol. While getting  involved in all of these activities she never took an official position, she was always behind the scenes but everybody knew that Kris was always there.

Over the years she also created two other  responsibilities for herself in the community, both with no official titles, but both of utmost importance. The first one is the “Welcome Ambassador to Columbus”, as I call it.  Any Turkish visitor to Columbus from Turkey, whether a student, a recent green card holder, a patient who is coming here for treatment or a family from another State who is moving to Columbus, will meet her for orientation. They will most likely be invited to a restaurant for lunch or to Aldemirs’ home for dinner, where all of the newcomers questions about housing, transportation, shopping, restaurants etc will be answered. I don’t know where this free service is announced, but it seems to me that everybody who is coming to Columbus  from overseas is somehow referred to her.

The second unofficial title I attribute to her is: ‘‘The Goodwill Angel of Community”. When Kris came to Columbus  years ago she met several ladies who were at the age where she is now. She had joined their Turkish American Ladies Auxiliary Association and attended their monthly luncheons. Most of these ladies today have either passed away or living by themselves in their homes or nursing homes with other family members living in other states. If their health permits they still attend  the monthly luncheons. You guessed it right !,  as it the motto says on her business card: “Never Fear Aldemir is Here”, Kris picks them up from their homes, brings them to the restaurant, helps them with their food selections and brings them back home.  And for the ones who can not attend the luncheons she will bring them “to go food”, not to mention that the Goodwill Angel  also does their grocery shopping when needed.

It makes you think then; being a good and caring person for your community is a prerequisite for a successful sales career, or a successful sales career is a by product of a good and caring person. In any case I am happy to know  Kris and always  to count on her as a good friend.

Cem Özmeral
3.22.2013
Dublin, Ohio

Translate
Bookmark and Share
 
The Apartment Building Where Lulu and Mummy lived in 1959
At the DR OZ street, former Aslanyatagi street
The Jones Apartment Bldg Lulul lived in
FROM TENGÜN SEVİNÇ'S E-MAIL

At the time, Lulu was living in the street off Sıraselviler, past the Marble Hotel(present name),and before the German Hospital.  The street or narrow one car alleyway was called Aslanyatağı Sokak.  A very short, narrow, sharp left, sharp right, one lane down past a small hotel, which was right opposite where Lulu lived. When you turned left into Aslanyatağı and left again straight ahead was a narrow, tall, old building called 'Jones Apt.'  Mummy lived on one of the floors there.I remember thinking it was a bizarre joke.  I couldn't believe that it was possible to have a 'Jones Apt.' in Turkey, especially in a street named Aslanyatağı.  It all added to the experience of knowing an adult (Lulu) who was unlike any other adult I knew.She was fun and wise whereas others were just boring.Lulu's place was the ground floor flat, round the corner, with a large porch and small garden overlooking the small hotel.

FROM SELÇUK ERARSLAN'S MAIL  wrıting that he took the picture of Lulu's Jones Apartment ın the old Aslanyatağı Sokak, now called Dr. Mehmet Oz Street. 

İlişikte ayrıca Tengün Hanım'ın yazısında bahsettiği Jones Apartmanının resimlerini de gönderiyorum.Senin Dr.Mehmet Öz sokağı tabelasının önünde resmini çekmiştim.Apartman o sokağın üzerinde imiş.O gün evin bu sokakta olduğunu bilemediğimiz için resmini çekmedik.Şimdi bu eksiği de tamamlamış olduk.
selamlar

Selçuk'tan mail var.
Cem abi,
14 Şubat Sevgililer günü açılan İnci Pastanesine gidip resimlerini çektim.Bilgin olsun diye gönderiyorum.İlişikte ayrıca Tengün Hanım'ın yazısında bahsettiği Jones Apartmanının resimlerini de gönderiyorum.Senin Dr.Mehmet Öz sokağı tabelasının önünde resmini çekmiştim.Apartman o sokağın üzerinde imiş.O gün evin bu sokakta olduğunu bilemediğimiz için resmini çekmedik.Şimdi bu eksiği de tamamlamış olduk.
selamlar

Mis Sokaktaki yeni inci pastanesi
 
 We have added our friend Cemal Bodur's link to our Triangle of Friends in our Biz kimiz/ About us section of Istanbullite

 
                            ARA KEBAPÇIOĞLU LINK
                            BİKEM EKBERZADE LINK
                            ATIF ÖZBİLEN (AĞAÇ KURDU)
                            MERHABA TURKEY LINK
                            ROBIN D. WILLIAMS LINK

MURAT SES LINK
GÜZİN TANGÖR LİNK
BÜLENT ATALAY LINK
JAN CLAIRE LINK
CEMAL BODUR LINK
TURIZM ANALIZ LINK


 
 
 
 
Translate
Bookmark and Share
 
İKİ ESKİ İSTANBULİTE ARA VE MARYO
 

Bildiğiniz gibi  “Istanbulite” İstanbullu anlamına geliyor, aynı New Yorker’ın o şehirle özdeşmiş insanını tanımladığı gibi. İstanbullite sitesini iki “l” ile yazmamamızın nedeni bu sitenin  İngilizce de bilerek bazen “lite”şeklinde yanlış yazılan light kelimesinin yani “ışık” ve “hafif” anlamını da içeren, İstanbul’a ışık saçan, aydınlatan, okuması ağır olmayan yazıları içerdiğini anlatmak içindir. İstanbullite’a halen İstanbulda yaşayan ve en çok katkı yapan arkadaşımız şüphesiz, bazen sokak sokak gezen, araştırmalarımıza yardım eden resimler çeken  Cihangirli Selçuk Erarslandır. Ama bir de şimdi İstanbul dışında yaşayan eski İstanbulitelar vardır ki, İstanbul hasretinden dolayı siteyi en çok onlar okur, gezer ve en çok onlar yorum yapar bize. Bunlar içindede birinci sırada  Parisde yaşayan Ara Kebapçıoğlu gelir.

Aranın çocukluğu ve gençliğinin büyük kısmı İstanbul da geçmiştir. Boğaziçi Üniversitesi Kimya bölümünden mezun olan ve aynı zamanda iyi bir müzisyen olan Ara şartlarında zorlaması ile Parisie yerleşmiş orada evlenip hayat kurmuştur. Paris’deki dükkanında eski lamba alım satım, restorasyon ve bu konularda  müze danışmanılığı ile uğraşan Ara, senede bir- iki kere İstanbul’a gelip Bostancıda hasret giderir. Çektiği resimlerle, yolladığı eski fotoğraflar ve yazdığı anıları ile İstanbullite sitemizi zenginleştirir. Yazdığımız iki kitabında en iyi münekiti, yorumcusu ve tamamlayıcısı gene Ara’dır. Aşağıda her iki kitabımıda okuduktan sonra içindeki parçalara ilgili olarak eklediği notları ve onun aynı yerlerdeki  anılarını bulacaksınız.

Diğer İstanbulite'a gelince; Maryo Gizelo da Parisde yaşayan eski bir İstanbulludur. Ben kendisini tanımam, ama Ara’nın bana yolladığı Maryo’nun  “Nereden geldin Dede ? ” kitapını ilgi ile okumuş içindeki yüzün üstündeki suluboya İstanbul tasviri ni  hayranlıkla seyretmişimdir. Daha doğmamış torununu ile İstanbulu gezerken yaptığı hayallemede, çocukluğunun İstanbulu anlatır dede torun una. “Neden “İstanbul’dan gittin ?” sorusu nu hep geçiştirir, onun kullağında hep Zeki ‘nin “mazi içimde bir yaradır şarkısı” çınlar gezerken İstanbulu. Balıkçılar, şerbetçiler, macuncular, küfeciler, kayıkçılar, efsaneler, camiler, kiliseler Maryo’nun resimleri ve anlatımı  ile tekrar hayata gelir , gözünüzde canlanır. Küçük kitap resimli bir İstanbul semtleri ve insanları ansiklopedisidir adeta.

Aşağıda Maryo’nun kitabından bir alıntı ve Ara’nın bizim  Özlediğim İstanbul ve Sur İçinden İstanbul kitaplarını okuduktan sonra yazdığı anı ve notları okuyacaksınız. Her iki İstanbulite arkadaşımız’a teşekkür ederiz.

Cem Özmeral
16 Ocak, 2013


NEREDEN GELDİN DEDE ?
Sıradan bir Istanbulu’nun Hayali
Maryo Gizelo

 
Bunlarda Ara'nın İstanbul Hatıraları
Bulgurlu'da cekilmis resimde sagdaki bey babam, arkasinda en sagdaki bayan annem, 3 yasindaki yumurcak da ben..

Bunlar da benim İstanbul hatıralarım...

     Ara Kebapcioglu http://lumiara.perso.neuf.fr/lumiara

Sevgili Cem,

İki kitabını da zevkle, heyecanla, duygulanarak okudum. Aldığım kısa notlara bakarak sana birkaç satır yazıyorum.

Bulgurlu'daki hamamı işleten çift uzaktan annemin akrabası olurdu. Tek tük görmeye giderdik. Oralardaki bostanlardan taze taze salatalık toplayıp hemen orada çeşme suyunda yıkayıp tuz ektikten sonra yediğimizi hatırlıyorum.

Küçüksu çayırında büyük hasırlar serildikten sonra yenen piknikleri, ağaçlar arasında kurulan salıncakları ve yemek sonrası uykularını, ağaçların rüzgarda çıkardığı hışırtıyı hatırlıyorum.

Her yaz gittiğimiz Bostancı'daki bostanlardan sebzemizi almaya gider, taze taze elimizle koparır, çıkışta tarttırıp ücreti neyse verirdik. Dört sene ard arda yazlığa gittiğimiz bir evin hemen yanında da, dere kenarında bir bostan vardı, en çok oradan mal almıştık. Minibüs yolu üzerindeydi. Ev sahibimizin bahçesinde kaz, ördek ve tavuklar vardı. Tam bir köy hayatıyla kucak kucağa dört yaz geçirdik o evde. Komşu bahçede bir ceviz ağacı vardı, inanılmaz iri cevizler verirdi. O cinsin ismi "hammal cevizi"ymiş. Bir yaz arsada koşuşurken bir demir çembere bastım. Fıçıların etrafına konan çemberlerden. Çember yukarı fırlayıp dizimin hemen üstünden bacağımı yaraladı, kemiğim göründü. Hayatımda başıma gelen ilk kaza, beni iyice etkilemişti.

O bahçede yaralı bir kuş bulup bakmış, fakat kurtaramamıştım. Gömdüm çiçeklerin arasına, bir de güzel kabir yaptım o zamanki aklımla.

Bostancı'dan bütün yaz denize girerdik. Umumi plajın yanında bir de kadınlar bölümü vardı. Bazı muhafazakâr ve yaşlıca hanımların oradan çorap, pabuç ve hatta başörtü ve mantolarıyla, kaygan merdivenden bastonla denize indiklerini görmüşümdür. Büyüyünce beni artık kadınlar plajına almamaya başladılar.

Yaşımız ilerledikçe su oyunlarına başladık, kova kürekle kum oyunları kalktı, yüzme veya dalış yarışları yaptık. En cür'etlilerimiz vapur iskelesine, sonra da yavaş yavaş "çakar"a doğru açılmaya başladılar. Çakar, geçenlerde öyküsünü hayretle okuduğum Vordonisi adasının bir deprem sonucu denize battıktan sonra dışarıda kalan son zirvesiymiş meğerse.

Plajımızın adı, Deniz Plajıydı. Bar-bar İtalyan müziği çalardı hoparlörden. Ya da Cliff Richard, daha sonra Beatles... Aynı ses tesisatı, akşamları açık sinema gösterisinde iş görürdü. Bazen müzik grupları da gelip çalardı, film yerine konser ilan edilirdi. Bu ilanlar yalnız afişlerle değil, mahalle aralarında dolaşan kamyonetlerden hoparlörle yapılırdı. İlk zamanlar mikrofonla "alo alo" diye başlayan anonslara, sonraları kasetlerle müzik de eklendi.

İstasyon arkasındaki bir çayırda cambazlar gelip numaralar yaparlardı. Hokkabaz ve ayıcılar da eksik olmazdı bu gösterilerden. Sunucular mikrofonlar çıkmadan önceki senelerde megafon denen huni şeklindeki borular kullanırdı.

Kışlık evimiz o senelerde Feriköy'deydi. Kenar mahallelerden gelen her İstanbul'lu gibi biz de surlar içi mahallelere gittiğimizde "şehre iniyoruz" derdik. Bazı güzergahlar bizi Dolmabahçe'den, eski gazhane'nin yanından geçirirdi. Seneler sonra eski aydınlatma ve enerji üretim teknolojileriyle ilgilenince Dolmabahçe'deki gazhanenin hala yerinde olduğunu gördüm. Maalesef herhangi bir işlevi olmadan orada durup ayakta çürüyor. Aynı durumda olan Samatya gazhanesi de ayakta. Yedikule zindanlarının deniz tarafında surların hemen yanıbaşında. Marmaray sisteminden gelen tünel orada yer yüzüne çıkıyor. Bu ikisi dışında Kadıköy Hasanpaşa'da bir gaz fabrikası vardı, gaz deposunu 1990'larda yerle bir etmişler. İstanbul'daki havagazı fabrikalarının en eskilerinden olan Kuzguncuk gazhanesinin de sadece harabeleri duruyor. Nakkaştepe mezarlığının yanındaki kuytu bir mevkide. Bir vakıf, o araziyi bir etkinlik merkezi olarak, orijinal şeklini de vererek yeniden inşa ediyordu, fakat tahminimce paralar bitti ve inşaat ortada kaldı. O kalıntılar da yine harabe oldu...  Avrupa'da 19. yüzyılda sayıları binleri bulan, 20. yüzyılın ortasında yüzlercesi hala ayakta olan dev gaz depolarına, doğalgaz şebekeleri her tarafa yayıldıktan sonra yeni işlevler bulundu: bazıları konut, bazıları kültür sarayı veya eğlence yeri oldu. İstanbul'da hala duran Dolmabahçe ve Samatya gazhanelerini kim bilir nasıl bir alın yazısı bekliyor?

Türkçe'de "gaz" sözcüğü yerine göre değişik anlamlarda kullanılıyor. Maddenin değişik hallerinden biri, yanıcı hava gazı, doğalgaz veya gazyağı... Bir taşıtı sürerken gaza basınca da akışını hızlandırdığımız gaz da esasında benzin veya motorin. Eskilerin, "ışığı söndürmek" anlamında kullandıkları "gazı kapatmak" lafı da, onların gençliklerinde kullandıkları havagazı aydınlatmasından gelebilir. Eski elektrik düğmeleri, aynı gaz muslukları gibi çevirerek açılır kapanırdı. Çıt çıt şeklindeki elektrik düğmeleri daha sonraları piyasaya çıktı...

Karaköy'deki Camondo merdivenleri hemen arkadaki ilk sokağa çıkar. Sağa dönünce eski Aşkenaz sinagogunun önüne çıkılır. Doğu Avrupa kökenli Yahudilerin sayısı İstanbul'da İspanyol kökenli Sefarad'lara kıyasla az olduğundan bu sinagog senelerden beri boş dururmuş. Ortaokuldan sınıf arkadaşım karikatürist İzel Rozental bir girişimde bulunarak bu havrayı bir kültür ve sanat merkezine dönüştürmüş. Schneidertempel olarak anılıyor, yani "terziler tapınağı". Bu da Aşkenaz göçmenlerin iltica ettikleri ülkede çoğunlukla ilk iş olarak terzilik yapmalarından kaynaklanıyor. Bu mahallede ayrıca bir de Yahudi tarihi müzesi var.

Camondo ismiyle Paris'te de karşılaşmak mümkün. Paris'teki meşhur Camondo Müzesinden bir teklif geldi. İstanbul'dan gitme servet sahibi Camondo ailesi, müzeyi ve kendi oturacakları evi 1900'lerin başında içiçe tasarlamışlar. Ailenin son ferdi Nazi kamplarında yok edildikten sonra müzeyi yarım asırdan beri idare eden vakıf, artık evin de içini, bilhassa mutfağını 1990'ların sonlarına doğru restore ettirmeye karar vermiş. Mutfak, yemekhane gibi kısımlarının orijinal antik lambalarla donatımı işi de bana nasip oldu.

Yüksekkaldırımdan veya Tünel yoluyla Beyoğlu'na çıkınca hemen soldaki Narmanlı Hanı (veya Yurdu) vardı, hala da durur. Fakat artık metruk bir haldedir ve tadilat olup lüks bir otele dönüşeceği günü beklemektedir. Bu binanın kocaman avlusunda 1990'ların sonuna kadar inanılmaz bir kedi kolonisi yaşardı. Kapıcı hanım onları beslerdi, fakat belki de hadım ettirmeyi ihmal ettiğinden olacak, sayıları 100'ü aşmıştı. Koruyucu melekleri bu dünyadan göçtükten sonra da sayıları iyice azaldı.

Galatasaray'daki Kime Ne meyhanesini ben de hatırlarım. Bir yerinde Biz bize, diz dize, kime ne? Yazılıydı.

İstanbul'u gezerken görecek o kadar şey var ki değişik konular uydurup tematik geziler yapmayı düşündüm. Seneler boyunca su tedarik sistemlerini dolaştım. Bentler, kemerler ve sarnıçlar. Bulabildiğim kadar sarnıcı gezdim. Kapalı olanlarını açtırdım, halka açık olanlarını ücretini ödeyerek gezdim. İşlev değiştirmiş olanlarını bulmak bir meseledir. Sultanahmet camiinin arkasındaki bir sarnıç, bir sanat galerisinin bodrumunda. Soğukçeşme sokağında bulunan bir restoran da sarnıçtan dönme. Gülhane Parkı'ndaki bir sarnıç 2000 senelerine kadar egzotik balık akvaryumu barındırıyordu.

Yer altında su barındıran bir yer de beklenmedik bir şekilde karşıma çıktı. Bir televizyon yayınında Sultanahmet meydanının altındaki Bizans'tan kalma dehlizleri gördüm. Yarı yarıya suyla dolmuş, kamera ekibi izin isteyip botla içini gezmiş. Esaslı bir araştırma yapılmamış hala...

Eskiden İstanbul'un denizleri o kadar çeşit balık doluymuş ki bu konuda başlı başında kitaplar, hatta ansiklopediler yazılmış. Karekin Deveciyan'ın 1915'te yazdığı meşhur Türkiye'de Balık ve Balıkçılık adlı eseri, günümüzde Aras Yayıncılık tarafından tekrar yayınlanmıştır. Deveciyan'ın torunu Patrick ise Fransa'da siyaset hayatında tanınmış bir simadır.

Yakamoz sözcüğünün esas anlamını ancak son senelerde öğrendim. Su yüzündeki her türlü parıltıya yakamoz derim. Halbuki bu, suda yaşayan bazı mikro organizmaların çok sıcak havalarda ürettiği bir ışık. Avrupa dillerinde bio-luminescence deniyor. Gece denize girenlerin veya balık tutanların suyu harekete geçirmesinden ürken plankton'lar, bu parıltıyı üretiyor. Canlı hücrelerin ürettiği ışınları ateş böceklerinden de tanıyoruz...

Boğaz'ın sularını gece seyretmek zevktir. Dolunay olsa da olmasa da, yakamoz olsa da olmasa da, o zevk büyük zevktir. Gündüzün bu keyif için gidilecek en güzel yerler bir çayhanenin rıhtımdaki masaları veya Gülhane parkındaki taraça çay bahçeleri. Gece keyfi için ayrıca ender bir mekân: Feriye Karakolu lokantası. Her sene biz tatildeyken sevgili eşimin doğum günü kutlanır. Bir sene de Ortaköy Feriye'de kutladıydık. Yemek, manzara, şarap, her şey mükemmel iken bir de bir tekneden (düğün gibi bir kutlama olsa gerek) havai fişekler atılmaya başladı. Hanım tabii bu mükemmel ötesi yemeğe bayıldı.

Boğaz'ın en güzel manzaralı yerlerinden biri Kandilli Kız Lisesinin hemen yanındaki eski Adile Sultan Kasrı. 1980'lerde yangın geçirdikten sonra iyice onarılan binada Borsa Lokantaları, çok güzel bir tesis işletiyor. Yazın taraçadaki masalardan Bebek'ten tarihi yarımadaya kadar Boğaz'ın yarısını kucaklıyorsunuz. Mutfak mükemmel, servis keza...

Adile Sultan deyince güzel bir yaşantımız geldi aklıma. Eşimle ikimiz antikaya çok meraklıyız. Ayrıca işim icabı antika çarşılarını, bit pazarlarını kaçırmam. 2010 yazında Fransa'nın Bourgogne bölgesinde devasa bir eskiciler panayırında bir çift Doğu motifli lamba buldum. Tahminim doğru çıktı: üstlerindeki süsler resmen II. Abdülhamit'in tuğrasıydı ve ayrıca bezemeleri arasında birer de ayyıldız vardı. 19. yüzyıl sonunda Avusturya'da Osmanlı piyasası için yapıldığını tespit ettiğim bu lambaların Milli Saraylar'da bir eşi olmadığı anlaşıldı. Ben de onları biraz tanıtmak için bir broşür hazırlayıp sağa sola dağıttım. Varlıklı aileler olsun, antikacılar olsun, birkaç kişinin eline geçti bu broşürler. Bu arada İstanbul'da bulunurken Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn'de Sn. Adile Osmanoğlu'nun resim sergisi açtığını duydum. Adile Hanım, Sultan II. Abdülhamit'in küçük torunu olarak her halde bu lambalara ilgi gösterecekti. Ortak bir arkadaşımız sayesinde bir randevu kopardım ve o tarih yüklü mekanda Adile Hanım'la buluşup tanıştık, sergilediği 36 sultanın portrelerini gördük, sohbet ettik. Lambalar hala elimde, fakat bu rastlantı sayesinde Yıldız Sarayında hakiki bir Osmanlı Hanımefendisiyle tanışmış oldum.


(Not: Bulgurlu'da çekilmiş resimde sağdaki bey babam, arkasında en sağdaki bayan annem, 3 yaşındakiyumurcak da ben...)


Ara Kebapcioglu
http://lumiara.perso.neuf.fr/lumiara

OTTOMANE LAMP
SAMATYA GAZHANESI

                                                                                               

                                                                                                       Page copy protected against web site content infringement by Copyscape                            
                                                                                              ©2014.All rights reserved        

Website powered by Network Solutions®