istanbullite.com

NOSTALGIC WRITINGS BY AN ISTANBULITE © Since 2002

HOME ↓

ABOUT US/BIZ KIMIZ ?

ISTANBUL&TURKEY TRAVEL

ISTANBUL TRANSPORTATION

LIVE TURKISH TV AND MEDIA

NEWS FROM COLUMBUS,OHIO

LINKS

CONTACT US/İLETIŞİM

EVLIYA CELEBI RUYASI

ISTANBUL SUR-ICI ↓

YEDI KULE ZINDANLARI

KAYBOLAN KIR TEPEBAG

SEHZADEBASI DIREKLERARASI

LALELI BABA

MIHRIMAH CAMILERI

CEVIZAGACI- GOTLAR SUTUNU

TEKFUR SARAYI

ISTANBULUN ALTI 1,2

ISTANBULUN ALTI 3,4

HALICTE BIR VAPUR GEZISI

SUMBUL EFENDI

MILION TASI

KOCAMUSTAFAPASADAKI KOSK

ISTANBUL SUR KAPILARI

ISTANBUL TURBELERI/TOMBS

AHMET SARACBASI EFENDI

7 TEPE 700 CAMI ISTANBUL

ISTANBUL SUR- DISI↓

BOSTANCIDAKI BEYAZ KOSK

BALIK UZERINE LAKIRDI

GOKSU DERESI

SAHIL YOLUNDA SABAH

BIR TEPE, BIR KALE

CARPISAN KAYALAR

ISTANBULLU OLMAK

KANDILLIDE BIR GECE

SHOW ME BIG MONEY

SAIRLER SOFASI

HIKAYELI RESIMLER

1CE UPON A TIME ISTANBUL

ARA GULER'S ISTANBUL

ISTANBULUN 77 ISMI

ISTANBUL ICI-DISI ↓

6 MERMER 23 TILSIMLI TAS

HAYDARPASANIN ÖYKÜSÜ

YILDIZ KORUSU

HUNKAR'A GIDELIM

IBRAHIM PASA SARAYI

ABBAS AGA PARKI

TOPKAPI ANIT MEZARLARI

SULEYMANIYEDE BIR GEZI

BAHARIYEDE SINEMALAR

BEYAZIT KULESI

HARBIYE NEZARETI

HAYDARPASA KIRIM MEZARL.

ARCADIUS'UN SUTUNU

OSMANLI EFSANELERI

BIZANS VE KURULUS MITLERI

ISTANBUL DERE TEPE↓

FLORYA DENIZ KOSKU

OZLENEN ESKI ISTANBULMU?

DOGANCILAR PARKI

ULUBATLI VE MIHRIMAHCAMII

HALICTE BIR SEMT: FENER

TARIHTEN KAPAKLAR ↓

ATATURK ALBUMU

1953 DE ANIT KABIR

10 KASIM 1938

ATATURK'UN BINMEDIGI UCAK

ATATURK TBMM KONUSMASI

ATATURK'U ANLAMAK

ATATURKUN EVI VE MEKTEBI

ATATURK'UN AKARETLER EVI

ATATURK MUZE KOSKU

HEYBELIADA DENIZ LISESI

INONU DENIZ LISESINDE1934

INONU HARPOKULUNDA ,1942

VEKILLER VE RESMIGECITLER

BU ANZACLAR NEREDE?

RUYA

CANAKKALE, TRUVA

BOSTANCIDA BIR NIŞAN

JAPONLARIN 1934 ZIYARETI

GOLCUK VE YAVUZ-HAVUZ

GAZOZ KAPAKLARI

BIZANSLI VE BEYAZITLI

KADIKOY, ISKELEDE SABAH

ARMONIKA CALAN KIZ

1975 DE BIR ASK HIKAYESI

METEOR CUKURU

MINIBUS SOFORU ZEYNEL

ANTIPHELLUS BALIKCISI

BIR EGE DILBERI

BIR RUYA

ASOSDA BIR GUN

TWILIGHT ZONE

BEN SERVISCIYIM ABI

BIT PAZARINA NUR YAGDI

VATMAN ALI BEY

ADAM

BIR KARANFILLI ADAM

KINDER HEIM

ZULAL

YESIL KAPI

GENC OSMAN MONOLOGU

DENIZ YILDIZININ OYKUSU

CESITLI KAPAKLAR ↓

MUZE EV

ANNEMIN SANDIGINDAN

1942 DE EN UZUN YOLCULUK

PARIS GOZLENIMLERI

MAHMEDET HOCA

SOLUK MAVI NOKTA

OSMANLI TOKATI VE HIGH 5

HIZIR ILYAS

29 TESRIN

GAZOZ KAPAGI (ORIJINAL)

COLA TURCA

HARICTEN GAZEL

ŞEREF STADI (SOCCER)

CHAMPION BESIKTAS

BESIKTAS STADIUM & FANS

A VISIT TO INONU, 2011

RICARDO ICIN

WITH BJK PLAYERS OF 2011

BJK NEVZATDEMIR FACILITY

BESIKTAS'S USA TOURS

SAMPIYONLUKLAR MIMARI

Q7,GUTI&IVERSON

KAYA KAPTAN

DR. VEDII TOSUNCUK

BJK VE CIRAGAN SARAYI

1964 ALI SAMI YEN ACILISI

ELLI YIL SONRA PRATER'DE

PANTER KALECI

ESKI BIR MILLI MAC

KARANFILLI ADAM

BIR YASAM TARZI

TEMİZ FUTBOL

BERLIN PANTERI

SARI LACIVERT

INSIDE FENER STADIUM

YUSUF ILE SANLI

PASKAL VE BJK FORMASI

KUCUK AHMET

DEMIROREN'E ACIK MEKTUP

GUVEN ONUT

BABA BOSQUE

HELE HELE SERGEN KAPTAN

TAKSM KIŞLASI CIRCA 1925

GELINCİK TARLALARI

CAPS IN ENGLISH ↓

OUR OLYMPIAN IN OUR HEART

MY TRIP ON THE MEGABUS

LYCIAN CITIES OF TURKEY

1937 BERLIN LETTERS

SULTAN SULEIMAN

TURKEY&THANKSGIVING

EINSTEIN'S PLEA TO TURKEY

TURKISH HELP TO IRISH

USA MILITARY IN TURKEY

ATATURK-ROOSEVELT LETTERS

PRESIDENT OBAMA'S TRIP

FLAG RAISING CEREMONY

RENAISSANCE MAN

"NOAH'S ARK" OR IS IT ?

STORY OF SANTA CLAUS

STORY TELLER OF ANATOLIA

TURKISH COFFEE

DOWN CAFE

ECEVIT IN NEWYORK 2002

SUKI, OUR CAT

HERR WAMLEK

ISTANBUL STORIES ↓

IN SEARCH OF LULU

TRANSFORMING OF SS SOLACE

ZEYREK MOSQUE& MONASTERY

COLUMN OF THE MARCIANUS

TRUE CROSS IN ISTANBUL ?

ISTANBUL MYTHS IN ENGLISH

LEGEND OF LEANDER'S TOWER

77 NAMES OF ISTANBUL

7HILLS 700MOSQUES ISTANB.

7 Churches of Anatolia

ISTANBUL VIDEOS

PANAROMIC TOURS/SANAL TUR

CARTE POSTALE NOSTALGIA↓

KARTPOSTAL TURKIYE32-1944

MY MOTHERS ISTANBUL YEARS

MY FATHER'S BERLIN 1937

GERMAN WEHRMACHT 1937

POSTCARDS USA 1944

CARTOLINA POSTALE ITALIA

C.POSTALE EUROPA 1937-946

POST-CARD EGYPT 1942

POSTCARD, MIDDLE EAST

DIYARBAKIR 1955

SOUTH EASTERN TURKEY 1955

ANKARA&ISTANBUL 1956

PARIS 1956

JUKE BOX NOSTALGIA ↓

MUZIK VE BEN

1957-1960 POP

1960-1970 POP

1970-1980 POP

1980-1990 POP

FATHER OF ANADOLU POP

TURKISH MUSIC PORTAL

NESET ERTAS USTA

PLAY FOR THE NATURE

TURKIYE PHOTOS ↓

ADALAR/PRINCE ISLANDS

ISTANBUL PICTURES

ISTANBUL GATES&DOORS

ISTANBUL TOP TEN MUST SEE

ISTANBUL FERRY LANDINGS

ISTANBUL BAZAARS

BOSPHORUS, ISTANBUL

A GOLDENHORN FERRY TRIP

BEYOGLU PICS

BODRUM

CAPPADOCIA

KAS,KALKAN,DEMRE

ALANYA

DALYAN, GOCEK, FETHIYE

ANKARA

TWIN BEAUTIES/IKIZGUZELLE

PHOTOS USA & WORLD ↓

WALKING THE TRAIL

LAS VEGAS

LAKE MEAD,NEVADA

PHILADELPHIA

PARIS

BOSTON

CHICAGO

ITALIA

LONDON 1967

INDIA/NEPAL

CARIBBEAN ISLANDS

DARFUR/SUDAN

SANFRANSISCO AND MONTERY

SAN ANTONIO, TEXAS

San Diego

NEW ORLEANS

NEW YORK

PENNSTATE

PRESIDENTS & KINGS TOMBS

FLAG RAISING IN COLUMBUS

ISLAND OF KOS VIDEO

DURUPINAR MATERNAL F.TREE

AILE/FAMILY BLOG ↓

ESRA'S WEDDING ALBUMS

ESRA'S BRIDAL SHOWERS

ESRA PINAR FILES

DURUPINAR PATERNAL F.TREE

OZMERAL MATERNAL F. TREE

LAMIA&HAMZA VIDEO 1999

OZMERAL PATERNAL F.TREE

BABY MADISON FABLE

BABY TAYLOR FABLE

TAYLOR BABY&TODDLER YEARS

WEILS' WEDDING AND HOUSE

ASLI'S SHOWERS 2008-2009

FAMILY HOLIDAY PICTURES

ANNEM

MY MOTHER LAMIA

ANNEMIZ LAMIA

LAMIA HAMINNE AND TAYLOR

DOGUM GUNU,ANNELER GUNU

"EVIM/HOME"

NOSTALJI TRENI

LIFE OF MY FATHER

REUNITED/ONLAR KAVUSTULAR

SON CINAR BULENTSARACOGLU

I-FOOD

ISTANBULLITE'S FOOD

STREET FOOD

GOLDEN CORRAL COLUMBUS

ANNE'S COOK BOOK

CAFE ISTANBUL

I-LOG

NOVEMBER 2012

OCTOBER 2012

BAGDAT CADDESI

SEPTEMBER 2012

AUGUST 2012

JULY 2012

JUNE 2012

MAY 2012

APRIL,2012

MARCH 2012

FEBRUARY 2012

JANUARY 2012

DECEMBER 2O11

NOVEMBER 2011

OCTOBER 2011

Translate
Bookmark and Share
 
AHİ ÇELEBİ CAMİİNDE EVLİYA ÇELEBİ'NİN RÜYASI
 
YEMIS PAZARI
BALIK PAZARI
 
YEMİŞÇİLER İSKELESİNDE AHİ ÇELEBİ CAMİİ

Eminönünde Yemişçiler İskelesi yakınında, fazla dikkati çekmeyen Mimar Sinan yapımı olduğu söylenen  küçük bir cami vardır. Yemişçiler Camii ve Kanlı Fırın Mescidi de denilen ve son yıllarda restore edilen camiye cadde’den on basamak  merdiven ile inilir ve caminin zemini neredeyse denizle  aynı seviyededir. Önce Ahi Çelebi Camiinin bulunduğu Yemişçiler Çarşısı ve İskelesi nerede, ondan bahsedelim. Yemişçiler İskelesi Eminönünde Mısır Çarşısı karşısında,  “balık ekmek teknelerinin biraz batısında, otobüs duraklarının arkasında kalan vapur iskeleciği. Burası Üsküdar’dan kalkan ve Eyüp'e kadar giden “dilenci vapurlarının“ * ilk durağı. Bizim gençliğimizde, şimdi balık ekmek tekneleri’nin olduğu yerde, önce bir Balık Pazarı, hemen yanında da Yemiş Pazarı vardı. Burada başlayan meyve ve sebze halleri Unkapanına kadar uzanır, Haliç’e dökülen çürümüş sebze ve meyve artıklarının kokusu, balık kokularına karışırdı.Tam bir  trafik keşmekeşi içinde kamyonlar, siyah, koca koca dolmuşlar, Magirus marka otobüsler, sırtlarında küfeleri ile hamallar, el arabası ile yürüyen satıcılar, dilenciler, balıkçılar ve vatandaşlar kendilerine bir yol bulmaya çalışır, güçlükle gidecekleri yerlere ilerleyebilirlerdi.

Bizden de önceleri, yüzyılın başlarında Galata Köprüsünden Karaköy’e yaya geçişi 1 kuruşluk müruriye tabiydi. Ama Yemiş İskelesinin önündeki kayıkçılara 5 kuruş verirseniz sizi hiç yürümeden karşı yakaya geçiriyorlardı. Gene bu yıllarda Yemiş İskelesi civarında birçok Gedikli meyhanesi ve onlarca ayaklı meyhane varmış, ama bunları başka bir yazımıza bırakıyoruz.

Ahi Çelebi Camii her ne kadar Tezkiretü’l Ebniye’de** Mimar Sinan’a mal edilse de, 1480 -1500 yılları arasında, Mehmet bin Tabib Kemal Ahi Can Tebrizi diye tanılan ve Fatih Darüşşifasında Baş Hekimlik yapan kişi tarafından yaptırılıyor. Ama bu camiyi ünlü kılan, camiyi yaptırandan ziyade, Evliya çelebinin burada gördüğü rivayet olunan rüyadır. Bilindiği gibi Evliya Çelebi bizim tarihimizin en büyük Seyyahı ve Seyahat yazarıdır. Ama yazıları, seyahat yazıları olduğu kadar birer masaldır da aynı zamanda. Yazılarında gerçeğin nerede bittiği kurgunun nerede başladığı çoğu zaman birbirine karışır. Evliya Çelebinin uyku ile uyanıklık arasında   gördüğünü söylediği bu rüya  belki gerçektir ama rüyanın bütün  detaylarına inanıp inanmamak okuyucunun takdirine ve inançlarına kalmıştır.

 
DEVAMLI ISIK YANAN MIHRAB
 
EVLİYA ÇELEBİNİN RÜYASI

Evliya Çelebi 19 Ağustos 1630 gecesi evinde uyku ile uyanıklık arası bir vakitte bir rüya görür. Rüyada kendisi Yemiş İskelesi Civarında helal mal ile yapılmış Ahi Çelebi camiinde minberin yanında oturmaktadır. Birden içeriye bir nur hüzmesi eşliğinde muhterem bir zat girer ve hemen Çelebinin yanı başına oturur. Bu kişi kendisine cennet müjdelenen  on sahabeden biri olan  Okçuların Piri Sa’d İbni Ebi Vakkas dır. Evliya Çelebi Okçuların Piri’ne camideki cemaatin kimler olduğunu sorar. Aldığı cevap onu çok şaşırtır ve heyecanlandırır. Ön saftakiler peygamberlerin, arkadakiler ise evliyaların ruhlarıdır. Minber’in sağ tarafında Hz.Ebubekir ve Hz. Ömer, sol tarafında Hz. Ali ve Hz. Osman yer almaktadır ve tam o sırda üstü kanlı gömleği ile Hz. Muhammet’in amcası Hz Hamza ve diğer şehitler camiden içeri girmektedir. Birazdan büyük bir nur şimşeği çakar ve yanında iki torunu imam Hüseyin ve Hasan ile yüzü al bir şalla kaplı Hz. Muhammet mihrabın yanından içeri  girer. Peygamberimizin bir elinde asa vardır ve kılıcını kuşanmıştır,  Bismillah diyerek yüzündeki örtüyü açar ve cemaati selamlar:

“Esselâmü aleyküm yâ ümmetî!”

Cemaat ayağa kalkmış ve Hz. Muhammetin selamını almakta ve bu sırada Evliya Çelebi  heyecandan tir tir titreyerek peygamberin kıyafetini incelemektedir. Hz. Muhammetin üzerinde on iki kolanlı beyaz bir şal, gerdanında sarı sof şal ve ayaklarında sarı renkli çizmeler vardır. Evliya Çelebi ağlayarak peygambere yaklaşır ve heyecandan “şefaat” *** dilemek yerine “ seyahat ya Resulullah” der. Bu dil sürçmesi Resulullah’ın çok hoşuna gitmiştir ve Evliya Çelebi’ye “Şefaat ettim sağlık ve selametle seyahat eyle” der.

Namaz kılınıp camide bulunanların ruhlarına Fatiha okunduktan sonra Evliye Çelebi önce Hz. Muhammetin sonrada diğer bütün Peygamberlerin ellerini öper. Hz Muhammetin elleri gül kokmakta ve kemiksiz hissi vermektedir. Diğer peygamberlerin elleri ayva, Hz. Ebubekir’in eli kavun, Hz. Ömerin eli anber, Hz. Osmanın eli menekşe, Hz. Ali’nin eli yasemin, Hz. Hasan’ın eli karanfil,  Hz. Hüseyinin eli de beyaz gül kokmaktadır.

Uykudan  büyük bir huzur içinde uyanan Evliya Çelebi önce sabah namazını kılar ve sonra Kasımpaşa’ya giderek rüya tabircisi İbrahim Efendiye rüyasını anlatır. İbrahim Efendi Evliya’ya onun bir seyyah olacağını bütün cihanı dolaşacağını ve öbür dünyada Resulullah’ın şefaatine  nail olacağını söyler. Gene rüyasını anlattığı Kasımpaşa Mevlevihanesi şeyhi Abdullah Dede de kendisine : “Hazreti Resulun elini öpmüş hayır duasını almışsın, iki dünyada da mutluluğa kavuşacaksın. Şimdi ilk önce İstanbulumuzu yazmaya başla, işin rast gitsin, el Fatiha der.”

Ve Evliya Çelebinin seyahatleri ve ünlü Seyahatnamesi de böylece başlar.

 
 
Evliya Çelebi’nin rüyasını ilk defa 2011 yılında İstanbul’dan geldikten sonra öğrenmiş ve o seyahatimde Fener’den Eminönüne yürürken önünden geçip resmini çekme gereği duymadığım bu camiyi 2012 seyahatimin ilk gününe işaretlemiştim. İstanbula geldikten sonra gece birkaç saat uyuyup uçak yorgunluğunu biraz atarak ertesi sabah ilk işim vapurla Eminönüne geçmek oldu. Burada önce Bab-ı Ali de “Sur İçi İstanbul” kitabımı basan Yayın evine uğrayıp sonrada Sepetçiler Kasrı ve Ahi Çelebi Camiini gezmek istiyordum. Yayın evine uğradıktan sonra Sirkeciden kıyı boyunca Sarayburnuna doğru yürüdüm, ama Sepetçiler Kasrı tadilat görmekte olduğu için buraya girip içerisini gezemedim. Mecburen gerisin geriye Eminönün’e balık ekmekçilere doğru yürüdüm, otobüs duraklarını geçerek Ahi çelebi Camiinin olduğu yemiş iskelesine vardım.

Camiye iki tarafında çim ve çiçek tarhları olan küçük, denize doğru inen meyilli bir yoldan iniliyor. Buradan da on basamaklı bir merdivenden caminin giriş kapısına geliyorsunuz. Caminin kitaplarda yazıldığı gibi tarihi öneminin dışında mimari olarak fazla bir özelliği yok. Tek minare ve tek kubbeli, taş ve kırmızı tuğla karışımı bir yapı, ama caminin içinde burayı diğer camilerinden farklı kılan bir özellik var. İmamın namaz kıldırması için caminin içine ikinci bir küçük mihrap yapılmış. Kullanılmayan asıl mihrap ise Hz. Peygamberin maneviyatta namaz kıldırdığı varsayılan yere Osmanlılar zamanında yaptırılmış. Bu mihrabın  üzerinde hiç sönmeyen bir ışık yanıyor.

Camiyi gezdikten sonra basamaklardan tekrar yukarıya, çıkıyorum. Burada mermerden yapılmış bir açık kitap heykelinde, bir sayfası İngilizce, diğeri Türkçe caminin ve Evliya Çelebinin rüyasının hikayesi anlatılıyor. Camiinin hemen sol tarafında çok eski bir duvar ve bitişiğinde tek katlı köhne ve depo olarak kullanılan tek katlı bir bina var. Üzerideki levhada:
“İstanbul 3. İdare Mahkemesince verilen kararda 1989 yılında kamulaştırma işlemi iptal edildiğinden bu bina yıkılamamıştır” diyor. Buraya kadar güzelde, bu yapının ne olduğunu belirten tek bir satır yok. Cami den giren çıkanlara soruyorum, onlarda  ne olduğunu bilmiyorlar. Önce, burası acaba Baba Cafer Zindanımı, diye düşünüyorum, ama orası biraz ileride tam yemiş iskelesinin yanında mücevhercilerin olduğu Zindankapıda. Sonra okuduklarından çıkardığım kadarı ile buranın olsa olsa gene Ahi Çelebi tarafından yaptırılan ve cami ile birlikte iki büyük yangın ve bir büyük deprem geçiren Sıbyan mektebi olduğunu tahmin ediyorum. Günümüzdeki Ahi Çelebi camiinin, beş yüzyıl önce yapılan camiyle üzerinde kullanılan taşlar dışında belki pek ilgisi yok, ama bu Sıbyan mektebinin bir duvarı hala asırlara meydan okurcasına dimdik ayakta.

Geldiğim yoldan geriye eski yemiş iskelesine doğru yürüyorum. Asırlar geçmiş ama insanlar aynı yaşam kavgası içinde koşuşup duruyorlar.  İşte sağımda Rüstempaşa camii, Mısır Çarşısı, Yeni Cami, solumda Zindankapı kulesi hala yerli yerinde. İnsanlar  köprü üzerinde gene balık tutuyorlar, etrafımda turşucular, kestane satanlar, simitçiler, otobüs duraklarında bekleyen insanlar.  Cebimden bir beş lira çıkarıp  balık ekmek teknelerine doğru yürüyorum.

Cem Özmeral
3 Aralık 2012
Dublin, Ohio

 
*     Dilenci vapuru, sağındaki ve solundaki herkese el açan bir dilenci gibi Haliçin  iki yakasındaki her iskleye uğrayan Eyüp vapuru
** Tezkiretü’l Ebniye
***Şefaat kelime olarak; birinden, başkası adına bir ricada bulunma, kusurlarının bağışlanmasını dileme, bir suçlu veya
 ihtiyaç sahibinin af ve iyiliğe kavuşması için diğeri tarafından vasıtalık etme, yardım isteme manalarına gelmektedir

 
BACK TO TOP/EN BASA
NEXT/BIR SONRAKI
BACK HOME/ANA SAYFA

                                                                                               

                                                                                                       Page copy protected against web site content infringement by Copyscape                            
                                                                                              ©2012.All rights reserved        

Website powered by Network Solutions®