Bu resmi uzayin derinliklerinden cekmeyi basardik.Resime bakarsaniz uzerinde bir nokta goreceksiniz.Bu noktaya bir kere daha dikkatle bakin. Bu nokta burasi... Bizim evimiz...Bu biziz...Bunun uzerinde butun sevdiklerimiz, butun tanidiklarimiz, butun duydugumuz insanlar, bir zamanlar mevcut olan her insan hayatlarinin sonuna kadar yasadilar. Sevinc ve uzuntulerimizin tumu, binlerce kendinden emin din, ideoloji ve ekonomik doktrin, her avci ve her ciftci, her kahraman ve her korkak, her medeniyetin yaraticisi ve imhacisi, her kral ve koylu, her birbirine asik sevgili, her gelecege umitle bakan cocuk, her ana ve baba, her kasif ve her seyyah, her ahlaki degerlerin ogretmeni ve her yozlasmis politikaci, her superstar ve her buyuk lider, insanligin tarihindeki her aziz ve her gunahkar, bir gunes isininin uzerinde sarkan bir toz zerrecigin uzerinde yasadilar.
Dunya, muazzam bir kozmik arenanin uzerinde kucucuk bir sahne sadece.Soyle bir dusunun; sayisiz generaller ve imparatorlar sohret ve zaferle bu noktanin bir zerre sinin, bir anlik hakimi olmak icin irmaklar dolusu kan akittilar.Gene dusununki;bir baska kosede yasayanlar, kendilerinden hicde farkli olmayan fakat baska bir kosede yasayanlar tarafindan bitmez vahsetlere maruz kaldilar. Karsi tarafi devamli olarak yanlis anlamalarini, birbirini oldurmeyi amaclarkenki israrlilklarini ve nefretleri'nin ictenligini bir dusunun !
Ayakta gururla dik durusumuz, kendi kendimize verdigimiz zahiri onem, kainatta ayrilacakli bir pozisyonumuz olduguna dair ilizyon, bu soluk isik uzerindeki nokta'yi dusununce , bayagi bir tehdit ediliyor. Bizim gezegenimiz kendisini sarmalayan kozmik bir karanligin icinde yalniz kalmis bir noktacik. Bilinmeyen konusundaki acizligimizi ve bu muazzam buyuklugu dusunursek , biz'i biz'den kurtarmak icin baska yerlerden yardim gelecegine dair hic bir belirti goremiyoruz. Her sey bize bagli.Benim fikrimce ; insanligin bu safca kendi kendine verdigi onemi curutmek icin, bu minnacik dunyamizin uzaktan gorunusu teorisine bakmak yeterli.Bence burada alti cizilecek nokta, birbirimizle iliskilerimizde daha sorumlu , anlayisli ve icten hareket etmemiz, ve bugune kadar bildigimiz yegane evimiz, "soluk mavi nokta"nin kiymetini bilip onu korumamizdir.
CARL SAGAN*
Yukaridaki yazi Carl Sagan'in 11 Mayis, 1966 tarihli konusmasindan alintilanmistir. Resim Voyager 1960. (
)
Ingilizceden tercume eden Cem Ozmeral
*Carl Sagan (1934-1996) Amerikali Astronom ve Astrobiolojist , Cornell Universitsesi Astronomi Bolumu Dekani, yazar, bilimkurgu televizyon programi yapimcisi(PBS- Cosmos), NASA -Voyager Programi lideri, Contact filmi senaryo yazari, humanist ve burada sayamayacagimiz kadar uzay programlari ve arastirmalarinin oncusu.
Tercume edenin Notu ve Algilamasi
Carl Sagan'in kitabindan alinan yukardaki satirlari sari saman kagit uzerine kizim Asli el yazisi ile not dusmus. Zannederim bundan on yil kadar onceydi ve kizim o zamanlar liseye gidiyordu. Herhalde beraber gittigimiz kutuphanede bu cok etkilendigim yaziyi benden cok daha guzel olan el yazisi ile yazmasini ben rica etmisim ona.
Gecen gun kitapligimi karistirirken, Carl Sagan'in bende mevcut iki kitabina bir bakayim dedim.Biri," Cosmos" digeri "Comet". Kitaplari karistirken icinde Aslinin sari kagida yazdigi iki sayfa cikmazmi? O zamanlar uzerinde cok kafa yordugum bu yaziyi bulmak beni cok sevindirdi. Ve dusundumki, bu yaziyi ilk okudugumdan beri , "pale blue dot" tabiri ve bunun icerigi beni cok etkilemisti. Zaman zaman bir seye canim sikildiginda, yada islerim ters gittiginde , "pale blue dot"i dusunmek bana bir nevi terapi oluyordu.
Yolda birisi arabanin onune cikip sana isaret verip kornami caldi? Cok guvendigin birisi seni cikari icin arkadanmi vurdu? Para hirsi icin birisi sana kazikmi atti? Besiktas macimi kaybetti? Maddi sikintiyami dustum? Cok istedigim bir is olmadimi ? Bu durumlarda hep aklima "soluk mavi nokta" geliyordu ve ben bir nevi huzur buluyordum.
Dunya uzerinde su anda olan butun harpleri, butun terorist eylemleri, butun carpmalari, cirpmalari, cinayetleri, rezaletleri, kavgalari dusundukce, acaba insanlar nerede yasadiklarini, nereden gelip nereye gittiklerini biliyorlarmi diye dusunmekten kendimi alamiyordum. Acaba insanlar bir an icin yasadiklari cevre'ye tepeden bakabilseler dusunceleri ve eylemleri degisirmiydi diye dusunuyordum hep.
Buna benzer bir olay seneler once benim basimdan gecmisti. O zamanlar calistigim sirket, musterilerinin bizimle rakip sirket arasindaki tercihlerini ogrenmek icin bir reklam ajansi tutmustu. Reklam ajansi her iki firmanin musterisi olan 12 kisiyi bir kamu oyu arastirmasi icin burosuna davet etmisti. Bir saatlik arastirma icin her musteriye 50 dolar veriliyordu ve bunlardan, sehre yeni bir firmanin gelecegini ve ucuncu sirket icin boyle bir pazarin olup olmadigini anlamak icin su anda birbirine rakip iki sirketi enine boyuna tartismalari isteniyordu.Acik oturum seklinde bir masanin etrafinda toplanmis kisiler oturumu yoneten kisinin profesyonelce hazirlanmis sorularina ictenlikle cevap veriyorlardi. Musterilerin bilmedigi sey, etraflarinin tek tarafli aynalarla kapali oldugu ve butun hareketlerinin ve soylediklerinin bizim sirketin menajerleri tarafindan izlendigi ve duyuldugu idi. Bu kisilerin icinde benim cok yakindan tanidigim bir musterim vardi. Bu kisi ne zaman dukkanima ugrasi elimi sikar, servise ve kalitemize iltifatlar yagdirir hatta bir dostummus gibi davranirdi. Simdi burada ise bizi yerden yere vuruyor, birazda oturumu idare edene sirin ve bilgili gorunmek icin tenkit uzerine tenkit yapiyordu. Cok sasirmistim ama sonradanda gordugum gibi bu musteri gene ayni araliklarla bize gelecek, herseyin cok guzel oldugunu soyleyecek ve memnun olarak bizden ayrilacakti. Acaba bu musteri , benim kendisini izledigimi bilse ne yapardi?
Istemeden is dolayisi ile icinde kaldigim bu durum, o zaman beni dusunmeye sevketmisti. Acaba insanlar kendilerini disaridan ve yukaridan izleseler davranislari degisirmiydi? O gun ben kendimi sanki hayat sonrasi bir asamada hatta belkide tanrisal guclere benzer yeteneklerle donatilmis gibi hisetmis, acikcasi birazda rahatsiz olmustum.
Genede insanlarin ihtiraslarini , yaptiklari haksizliklari ve baskalarini ezmelerini gordukce, keske onlar olduklari noktadan bir "zoom-out" yapsalar ve once yakin cevrelerini, sonra ikinci bir zoomla yasadiklari sehri, sonra ulkeyi, kitayi ve sonunda "soluk mavi noktayi" terketseler diye dusunurum. Herhalde o muazzam cosmos icinde kendi dunyalarinin minnacikligini gorunce urperecekler, korkacaklar ve hatta birbirlerine yaklasmak icin buyuk bir icgudu duyacaklardir. Sonrada "zoom-in" yapip tekrar dunyaya donduklerinde davranis bicimlerini degistireceklerdir.
Bu yazdiklarim, benim Carl Sagan'in , "Pale Blue Dot" indan kendime gore algiladiklarim. Hani bazi filmler vardir, sinemadan cikarsiniz kafanizda bir dolu soru vardir ve filim sizi dusunmeye ve kendinize gore bir son yaratmaya iter. Eminim Carl Sagan'in , "Pale Blue Dot"ini herkes degisik algilayacak ve yorumlayacaktir. Her ogretmen, her asker, her politikaci, her din adami, her ateist, her sufi, her cevreci kisacasi herkes soluk mavi noktadan kendine birseyler cikaracaktir. Yeterki "zoom-out" ve "zoom-in" etsin.
Cem Ozmeral
10 Ekim, 2006
Columbus, Ohio