Joe Paterno artık bir Amerikan ikonu idi , insan boyunda kartondan heykelleri ve masa üstüne koyulacak plastik bebekleri ve posterleri kampüste yok satıyordu. 1973 de 1 milyon doları reddeden coach, artık onun üç dört katını her sene kazanıyor, ama paranın çoğunu Üniversiteye iade ediyordu. Penn State'e yapılan 10 milyon dolarlık kütüphane onun verdiği bağışlarla yapılmıştı. O artık istese kolayca Pennsylavania Eyaleti senatörü hatta Amerika Baskanlığına ciddi bir aday olacak kadar seviliyordu.
2012 yılına geldiğimizde, en fazla maç kazanan, en uzun süre baş antrenörlük yapan ( 44 yıl) futbol coach'u unvanlı JoePa tam seksen beş yaşında, kontratının son senesinde idi ve artık emekli olmayı düşünüyordu.
Ne oldu ise sezonu bitmesine üç maç kala oldu. Joe Paterno bir gece Üniversite İnsan Kaynaklarından gelen bir telefonla 60 yıllık hizmetine bakılmaksızın işinden alındı. Nedeni hayli ilginçti. Bundan on küsur yıl önce, JoePa’nın asistanlarından biri, Penn State in Defansif Coach’u Jerry Sundusky'i, soyunma odalarında duşların yanında genç bir futbolcuyu uygunsuz bir şekilde taciz ederken görmüş ve olayı Joe 'ya aktarmıştı. Joe da kendi üstündeki Athletic Director'e olayı bildirmiş, o da bunu Penn State President'ine anlatmıştı. President, Sundusky'i antrenörlükten almış, fakat futbol programı içinde vakıflara para toplama işleri gibi gene genç futbolcuların iştirak edeceği bir görevde altı sene daha tutmuştu. Olay on yıl sonra bir futbolcu annesinin şikayeti üzerine ortaya çıktı. JoePa’nın olayla bir ilişkisi yoktu, üslerine haber vermiş ama daha fazlasını yapmamış olayın üzerinin kapanmasına sesini çıkarmamıştı.. Kanunen bir hatası yoktu , ama etik nedenlerle onu yargılayan üniversite Joe Paterno’yu 60 yıldır çalıştığı görevden bir gece de aldı.
JoePa’nın işten atıldığı duyulunca öğrenciler kampüsün altını üstüne getirerek bizdeki gezi olayları benzeri protestolara başladılar. Tam bu sıralarda ciğer kanseri teşhisi konulan JoePa televizyonların karşısına çıkıp:
" I wish I had done more" (keşke daha fazlasını yapsaydım) (Keşke polise gidip bizzat şikayet etseydim anlamına) diyerek assistant coach unun eylemleri dolayısı ile mağdur olan eski sporcu ve ailelerinden özür diledi. Bu sırada kampüste de rüzgarın yönü değişmiş Joe’nun yanlış yaptığını söyleyenler bu defa cinsel tacize uğrayan kimselerin haklarını savunan derneklerle birlikte olayı protesto etmeye başlamıştı.
Kasım 2011 de sezonun bitmesine üç maç kala işinden atılan Joe Paterno, bir ay sonra Ocak ayında ciğer kanseri nedeniyle kaldırıldığı hastanede hayata veda etti. Altı ay sonra 2012 nin Temmuzunda NCAA (Üniversite sporlarında UEFA benzeri üst kuruluş) Joe Paterno’yu ihmal ve gerçekleri saklamaktan suçlu buldu ve Assistant Coach Sundusky ‘nıi Penn State kampüsünde görev yaptığı 1998 den 2011 yılına kadar olan sürede, Penn State’in kazandığı 110 maçı arşivlerden sildi ve takımın kazanmış olduğu kupaları geri aldı. Ayrıca Penn State Üniversitesini dört yıl süreyle sezon sonu Bowl Game ( UEFA Kupaları gibi) lere katılmaktan men etti ve Üniversitenin here yıl cinsel taciz edilen kişileri koruyan derneklerle ortak çalışmalar yürütmesini şart koştu. Bu kararların çıkmasından hemen sonra Penn State Üniversitesinin kampüsündeki Joe Paterno heykeli de yerinden sökülerek bir depoya yerleştirildi.
Joe Paterno benim hayatımdaki bir veya iki idolden biriydi. Onun gitmesi ile içimde büyük bir boşluk oldu.
Penn State futbol takımı lacivert beyaz formaları ile her cumartesi gene yüz binlerin karşısına çıkıyor, ama bu defa formalarının üzerinden oyuncuların adları da yazıyor. Sanki takım oyunu önemli, ama bireylerin hakları ve korunması her şeyden de önemli dercesine.
Cem Özmeral
26 Haziran 2013
Dublin, Ohio
|