2013 yılının Kasım ayında Bursa’ya güne birlik bir seyahat yapmış ve bir gün içinde ne kadar tarihi eser görebilirsek hepsini görmüş, gün bitimini de Çekirge de Karagöz ve Hacivatın anıt mezarların ve olduğu yere yakın bir çay bahçesinde noktalamıştık. Buradaki üç mezardan biri de Hacivat Karagöz oyununu ilk defa oynattığı söylenen Şey Küşteri’nin 1962 yılında Bursanın diğer bir semtinden buraya taşınmış olan mezarı idi. O gün zamanımızın darlığından anıt mezarlara çok yakın bir konumdaki Karagöz Hacivat müzesini gezemedik, ama bize o günkü gezimizde eşlik eden Bursalı okurumuz Murat Alemdar geçenlerde müzeyi gezmiş ve çektiği fotoğrafları bize yollamış. Fotoğraflar içinde Raif Kaplanoğlu koleksiyonuna ait, 1918 yılında yayımlanmış Karagöz adlı mizah mecmuasından alınma Karagöz- Hacivatın günün aktüel, sosyal ve politik konularnı hiciv eden karikatürleri var. Mecmua eski Türkçe olduğundan karikatürlerin üst bölümlerine Latin harfleri ile açıklama konulmuş. Fotoğrafları çeken arkadaşımız bu yazıları çekerken karikatürlerin alt bölümleri fotoğraf karelerinin dışında kalmış, ama gördüğümüz ve okuduğumuz kadarı ile burada yapılan hicivler günümüze de o kadar uygun ve aktüel ki, fotoğrafları yazının sonuna yorumlarımızla birlikte ekledik.
Bursa Çekirge Karagöz Müzesi 1997 yılında karagöz gölge oyunu sanatını genç nesillere tanıtmak amacıyla kurulmuş. Bursa Büyük Şehir belediyesi tarafından müze anlayışı ile tekrar elden geçirilip yenilenen Karagöz Müzesi’nde iki galeri bulunuyor. İlk galeride gölge oyununun tarihçesi panolar ile anlatılıyor , ikincisinde ise geleneksel tiyatronun önemli isimlerinden Metin And’ın koleksiyonundan derlenen 61 parça orijinal Karagöz oyunu tasvirleri sergileniyor. Karagöz müzesinin bir bölümü de Bursa Büyük Şehir Belediyesi Meslek Edinme Kursunun atölyesi olarak kullanılıyor ve burada gençlere hem oyunun kukla figürlerinin yapımı hem de oynatılması ve sahnelenmesi öğretiliyor. Tahmin edileceği gibi müze yerli ve yabancı turistlerin yanında özelikle çocukların ve okulların ilgi alanı.
Karagöz ve Hacivat’ın hangi devirde yaşadığı, nereli olduğu ve ne iş yaptığı konusunda birçok rivayetler vardır. Ama bunlar içinde en fazla itibar göreni; Sultan Orhan Gazi devrinde Bursa’da yaşadıkları ve Ulu Camiinin yapımında inşaat işçisi olarak görev yaptıklarıdır. Bu rivayete göre, Karagöz1338 tarihinde Bursa'da asıl adı Bali Çelebizade Kambur Ahmedî Efendi adlı inşaat ustasıdır. Nüktedan ve hazır cevap Hacivat da gene Bursa’da yaşayan Hacı İvaz Efendi’dir. Söylenti’ye göre bu ikili caminin yapımında çalışırken o kadar çok şamata ve gevezelik yaparlar ki diğer işçilerin çalışmalarını engelledikleri den caminin yapımı gecikir. Bunun üzerine caminin adı bilinmeyen mimarı Karagöz ve Hacivatı padişah’a şikayet eder. Padişah’ ta bu gecikmeyi kabul edemez ve Karagöz ile Hacivat’ın kellesini aldırır, ama bir müddet sonra verdiği bu karardan büyük üzüntü duymaya başlar. Gene söylentiye göre padişahin akıl hocalarından Şeyh Küşteri Karagöz ile Hacivat’ın deriden suretlerini yaparak bir gölge oyunuyla onların diyaloglarını canlandırır ve Orhan Gazi’nin üzüntüsünü azaltmaya çalışır. Belki de bu nedenle geleneksel olarak Karagöz Hacivat oyunun yapıldığı perdeye de yere “Küşteri Meydanı” denilmektedir.
Çekirgedeki Karagöz müzesindeki panolarda Karagöz ve Hacivatın adları değişik kökenlere dayandırılıyor. Burada ki bilgilere göre 1333 yılında Hisar Ortapazar medresesi kitaplığında “Hayat ve Menakab-i Kara Oğuz ve Hacı Ahvad” adlı bir kitap bulunuyormuş. Sonradan bir yangında kaybolan bu kitapta Filibeli Mithat Bey adlı bir zatın zamanın Bursa Belediye Başkanı Muhittin Bey’e bir mektup yazdığı ve bu mektupta Karagöz’ün Orhaneli ilçesinde yaşayan Kara Keçili aşiretine mensup Kara Oğuz adlı bir köylü olduğu, sonradan bunun Kara Öküz diye bozularak söylendiği yazılıymış. Kara Oğuzun arkadaşı Hacivat’a gelince, onun adı da da Hacı Ahved’den çevrilmiş.
Atölye
Müze ve Karikatür Fotoğrafları Murat Alemdar
KARAGÖZ HACİVATIN ÖZGÜRLÜK PERDESİ
Çekirge’deki müzede Karagöz ve Hacivat’ın özellikle 18. yüzyılda zirve yapan perde üzerindeki oyunlarında iki tip özgürlükten bahsediliyor. Bunlardan birincisi perde üzerindeki hayal oyunlarında cinsel özgürlük, yani oyunlarda belden aşağı birçok esprilerin hatta hareketlerin olduğu. Yani günümüzün beyaz perdesine uygularsak, oyunları “R” grubunda sınıflandırmak mümkün*. Ama bu cinsellik ve belden aşağı espriler daha çok erkeklerin olduğu ortamlardaki gösterilerde var. Haremdeki kadınlara yapılan gösteriler de bunların dozu çok daha az,.çocuklar için ise onlara özel oyunlar sergileniyor. Karagöz’ün ikinci özgürlüğü ise her yere ve günlük her olaya uyabilme esnekliği olması ve yaptığı taşlamaların hiç bir dini akideye uymamasına rağmen din adamlarından adeta üstü kapalı bir fetva ile kabul görmesi imiş. Ünlü devlet adamları hatta Sultanlar bile bu taşlamalardan nasiplerini alır ama bunu oynatanlara hiç bir müeyyide uygulanmazmış.
Aşağıda Raif Kaplanoğlu koleksiyonundan alınma Karagöz dergisinden dört karikatürü örnek olarak sunuyoruz. Eğer yolunuz Bursa’da Çekirge’ye düşerse Karagöz müzesi size önereceğimiz, görülmesi gerekli bir uğrak.
Cem Özmeral
26 Nisan 2014
Dublin, Ohio
*R rating= Restricted Amerikan filimlerinde küçüklerin görmesini kısıtlayan guruplandırma.
Karagöz: Defol git, bir daha bu semtlere uğrama.
Hacivat: Karagözüm bu bela başımızdan defolup gidiyor. Allah bizi başka bellardan korusun.
İstanbullite'ın yorumu: Karagöz : Osmanlının 1. Dünya Savaşı felaketine neden olan Ittihat Terakki lideri Enver Paşa'yı, Bebe Ruhi'de Cemal Paşa'yı Alman Çeşmesi ile temsil edilen Alman Kaiser'ine yolluyor. Gazetenin tarihinden* bir gün sonra Versay Bariş Konferansı başlıyor, İkinci Wilhelm tahtan indirilmiş, Meclis-i Mebusan lağv edilmiş, Enver, Cemal ve Talat Paşalar bir Alman denizaltısı ile Almanya'ya kaçmışlar.
Karagöz: Matbaa Cemiyeti merkezine, kimi 10 000 lira, kimi 15 000 lira, kimi 20 000 lira birbirine zarar ve ziyan dava ediyorlar.Bu paraların hepsini de davalarını kazanırlarsa matbaat cemiyetine vereceklerini vad ediyorlar. Dilerim Mevlamdan hep davalar kazanılsın.
İstanbullite'ın yorumu: II. Meşrutiyet ilanından sonra Hürriyet ve basın özgürlüğü atmosferinde kurulan Matbaa Cemiyeti önce azınlık gazeteleri dahil bütün basının özgürlüğünü korumak için kurulmuş ise de giderek onları kontrol eden ve yandaş olmayan sesleri susturup gazeteleri kapatan bir konrol mekanizmasına dönüşmüştü. Karikatür Matbaa Cemiyetinin ilk kurulduğu yıllarda yazılardan dolayı herkesin birbirini dava ettiği günleri anlatıyor.
Karagöz: Çıkrığa dayan, babamızdan kalma usulle işletelim şu treni
Hacivat: Şu günleri geçirmek için çıkrık, dolap çevirmekten* başka ne var ?
*Dolap çevirmek, üç kağıtçılık, yalan, hile, hülle
Pırasacı: İbadullah*, iki kuruşa !
Karagöz: Aferin be! Şehr-i emanetin narhını* kabul eden yalnız siz çıktınız.
Pırasacı: Onun için değil. Kartlaştı, kimse almıyor da onun için iki kuruşa veriyorum.