GÜVEN ÖNÜT
Her pazartesi oldugu gibi televizyonda önce “Doksan Dakika”yı seyrettim, sonra kanal degistirerek Faik Çetiner'in sunduğu Bizim Stadyum’u çevirdim . Programı uzun senelerdir yaşadığım Amerika'nın Ohio eyaletinin Columbus kentinde izliyorum. Faik Çetiner programı üzücü bir haberle açıyoruz dedi ve devam etti; “Beşiktaş'ın ilk Gol Krali “ dedi. Gerisini dinlemek bile istemedim. Güven de gitti demek ki dedim. Ayni Yusuf gibi. Genç sayılabilecek bir yaşta.
Faik Çetiner Beşiktaş'ın unutulmaz Kaptanı Şifo Mehmet’e döndü. “Tanıyor muydunuz” diye sordu, “ağabeyimiz di, Tercüman gazetesinde yazarlık yapiyordu ilk tanıdığımda” dedi Şifo Mehmet üzgünce, tanıyorum tabii dercesine başıyla da tasdik etti. Birden, Güven'in Beşiktaş'a ilk gelişini yazmak, o üunleri yaşamamış genç Beşiktaşlılara anlatmak arzusu geçti içimden. Bu satırları o büyük golcü, o efendi insanin anısına yazıyorum.
Yil 1960. Beşiktaş Andrea Kutik adlı yasli bir Macar Antrenörün idaresinde ilk Milli Lig sampiyonluğu kazanmış. Besiktaş’ı “ kolej takımı” diye küçük görenler, Kutik’in bir Gol , İki puan (o zamanlar galibiyet iki puandı) eleştirenler, sonunda Besiktasi alkışlamışlar. Beşiktaş'ın bu genç kadrosunda , kalede Necm , beklerde Bahattin ve Münir, orta sahada Tuncay, Sabahattin ve Kaya, Forvette ; Arif, Nazmi , Şenol, Birol ve Küçük Ahmet var. Her ne kadar emektar Mithatpaşa stadyumu Şenol, Birol Gool diye inlemişse de , şimdi bu kadroyu takviye etmek gerekecek. Çünkü Beşiktaş avrupa'ya açılacak, ünlü Prater Stadında , Avusturyanin Rapid takımı ile karşılaşacak. İşte böyle bir ortamda ilk düşünülen isim İzmirsporlu Güven.
1960 yılının Temmuzunda Besiktas Güven Önüt’ü transfer ettiğinde, o zaman genç bir Beşiktaş taraftarı olan ben, Beşiktaş Karakartallar mecmuasında Güven'in resimlerini hayranlıkla seyretmiş, hakkında yazılan yazılarılari bir solukta okumuştum. Güven aynı Gol Kralı Galatasaraylı Metin Oktay gibi İzmirspordan geliyordu. Metin’den biraz daha uzun boylu ve narin yapılıydı. Hava toplarına son derece hakim, her iki ayağı ile topa kolayca vuran bir oyuncuydu. Topu sürdüğünde ve dripling yaptığında top ayağına mıknatısla bağlıymış gib onu ayağından bir santim bile açmazdı. Bugün İlhan Mansız genç kızlar için ne kadar popülerse, Güven de o zamanlar genç bir yıldız olan Marlon Brando’ya benzeyen fiziği ile genç kızların sevgilisiydi.
Güven Beşiktaş'a geldiğinde tam yirmi yaşında idi, yani 1940 doğumluydu. Beşiktaş’ta ilk yılları umulduğu gibi iyi geçmedi. Güven meniskus ameliyati geçirdi ve bir kaç sene kendini toparlayamadı. 1962 yılında Spajic isimli Yugoslav antrenörün çalıştırdığı Beşiktaş son maçta, bir puan önünde olduğu Galatasaray'a bir penaltı golüyle yenildi ve şampiyonluğa veda etti
O yıllar Şenol ve Birol’un yüzbin lira transfer ücreti karşılığında, ki o zaman bu büyük para idi , Fenerbahçe'ye transfer olduğu yıllardı. Artik Güven Beşiktaş’ın tek yıldızı idi. Bu kadro Galatasaray'dan gelen Suat Mamat, genç takımdan gelen Sanlı Sarıalioğlu ve Yusuf Tuna ile takviye edildi. Aynı kadro birkaç sene sonra gene Spajiç’in antrenörlüğünde lig şampiyonluğunu sırtladı. Aynı yıllarda Güven, 19 gol ile Gol Kralı oluyordu. Bu gol krallığının şüphesiz en önemli yanı, aralıksız her yil gol kralı olan Metin Oktay’ın tacının ilk defa başka bir oyuncuya geçmeseydi.
Bana Güven'in bir golünü anlat derseniz Mithatpaşa stadyumunda oynanan bir Galatasaray maci aklıma gelir. Maç balçık halindeki sahada, sağanak yağmur altında oynanmaktadir. İlk devrenin bitmesini iki ya da üç dakika vardır ve durum sıfır sıfırdır. Beşiktaş gazhane tarafındaki kaleye hücum etmektedir. Küçük Ahmet kornerden bir orta yapar, Güven herkesin üzerinden yükselir ve Turgay’ın müdahalesine rağmen topu kafayla ağlara yollar. Bundan hemen bir dakika sonra bu defa sağdan Arif bir orta yapar, Güven yerden bir metre yükseklikteki topa havada uçarak vücudunu yere paralel hale getirir ve nefis bir vole çakar. Golcü oyuncu balçık tarlasına düşer, çamur içindeki yüzünü sahadan kaldırır ve kaleye bakar. Top ağlardadır. Kendisini sevinçle bir kere daha çamura bırakır. Yerde yatarken, sıkılı sağ yumruğu zaferi işaret edercesine havaya kalkmıştır. Belleğime kazıdığım bu a'nı hiç bir zaman unutmayacağım.
Geçmiş zaman olur ki , hayali cihan değer.
Nur içinde yat büyük Beşiktaşlı.
Cem Özmeral
24 Şubat 2003
Columbus, Ohio
|