Beşiktaş’ın antrenörleri içinde bende en çok iz bırakan iki antrenör vardır. Bunlardan birincisi Andras Kuttik diğeri ise Ljubisa Spajic dir. Bunun nedeni birincisinin benim 13 yaşında iken ilk defa her maçını takip ettiğim Beşiktaş’a ilk Milli Lig şampiyonluğunu kazandırması, ikincisinin ise dört yıl sonra üst üste iki şampiyonluk daha ilave etmesidir.
Macar asıllı antrenör Kutik Beşiktaş’a 1959-1960 sezonunda gelmişti. O zamanlar 70 yaşında olduğu yazılıyordu. Bu yazıyı hazırlarken yaptığım araştırmalarda 1959 yılında Kuttik Şeref stadında ilk antrenmana çıktığında 63 yaşında olduğunu öğrendim. Futbol antrenörü için o yıllarda gene de oldukça yüksek bir yaş. Aynı yılda Galatasaray antrenörü Gündüz Kılıç 41, Fenerbahçe antrenörü Ignace Molnar 58 yaşındadır.
Peki neden Beşiktaş 1959 yılında yaş ortalaması 23 olan gencecik bir takım kurarken, adı fazla duyulmamış, antrenörlük hayatının sonlarına gelmiş Kuttik’i tercih etmişti. Bence Türkiye'de fazla tanınmayan Kuttik’in tercih edilme sebebi onun bir Macar hoca olması idi. O yıllarda Macarlar dünya futbolunun zirvesinde idiler. Puşkaş bütün genç futbolcuların idolüydü. 1956 yılında Macar takımını Mithatpaşa stadında 3-1 yenişimizin efsane olması onların bu erişilmez konumundan geliyordu. Belki bu nedenle Fenerbahçe de hep Macar antrenörleri tercih ediyordu. Kuttik’in Beşiktaşa geldiği 1959 yılında gene bir Macar, László Székely Karagümrük antrenörüyü. Daha önce Fenerbahçe’yi iki kere çalıştırmış ve İstanbul şampiyonu yapmış, 1960-1961 sezonunda da Milli Lig Şampiyonu yapacaktı. Molnar ise 1947 den 1968 yılına kadar 3 kere çalıştırdığı Fenerbahçe’ye 1 İstanbul, 1 Türkiye Ligi bir de Milli Lig şampiyonluğu yaşamıştır. Gene bu Macar antrenörler defalarca Milli Takımı da çalıştırmaşlardı
Andras Kuttik futbolculuk kariyerinden çok antrenörlük kariyeri ie tanınır. 1923-1926 yılları arasında İtalya'da Modena, Pro Patria ve Legnano takımlarında forma giydiği biliniyor. Daha önce doğduğu Budapeşte ve Macaristan’ın hangi takımlarında oynadığına dair bir bilgi yok. 1929 yılında İtalya’da Serie B de antrenörlük hayatına atılıyor ve sırasıyla Vicenza, Bari, Torino ve Lucchese takımlarını çalıştırıyor ama fazla başarılı olmuyor. Onu futbol Literatüründe ünlü kılan ikinci kez geldiği 1942-1943 sezonunda Torino’yu İtalya şampiyonu yaptığı gibi İtalya Kupasını da almasıdır. Kutik Torino’yu İngiliz antrenör Chapman’ın bulduğu WM sistemi ile oynatıyordu. Bu sisteme göre iki bekin ortasın orta üçlüden bir oyuncu stoper olarak çekiliyor, forvet beşlisi ndeki iki oyuncu da orta sahaya çekilerek burada kuvvetli bir dörtlü oluşturuluyordu. İki bek de bu suretle daha fazla serbesti kazanarak hücum ataklarına katılıyorlardı. Bu diziliş ve taktikle çok başarılı olan Torino Kutik ayrıldıktan sonrada bu taktiği uygulamaya devam etti ve 5 üst üste İtalya şampiyonu olarak Grande Torino(Büyük Torino) efsanesi denilen yıllara sahne oldu.