İşte şimdi Beşiktaş Çarşısında bu köfteci dükkanında kendimi gençlik yıllarımın tam ortasında, yaşadığım futbol devrinin merkezinde bulmuştum. Köfteleri, piyazı ve ayranları ısmarladıktan sonra ayağa taktım ve elimdeki fotoğraf makinası ile duvarlardaki fotoğrafların resmini çekmeye başladım. Sonra da masaya oturdum elimdeki Beşiktaş 1960 Şampiyonluk Albümü kitapçığını arkadaşlarıma gösteriyordum. Tam 62 yıl önce sahip olup kaybettiğim bu kıymetli dergiyi internetten bulup satın almış, Beşiktaş'ta bir cilt evinde yeni bir kapakla ciltletmiş ve biraz evvel ciltçiden yeni almıştım. Bu sırada lokantada çalışan saçları alabros kesilmiş orta yaşlarda birisi elinde koca koca kara kaplı iki cilt kitapla yanımıza geldi. Önce kendini tanıttı, Ali Çağlar bey Şöhretler Köftecisinin sahibiymiş.
“Abi” dedi “biraz evvel sizi duvarlardaki fotoğrafları incelerken ve fotoğraflarını çekerken gördüm. Tahmin ettiğim kadarıyla siz bu devirleri yaşamış eski bir taraftar olmalısınız. Bakın burada iki cilt Beşiktaş Karakartallar mecmuaları var, bir bakın belki ilginizi çeker.”
Tabi çok memnun olmuştum. İlk ciltin hemen başında ne var tahmin edersiniz ? O benim yıllardır aradığım ve sonra kapaksız olarak 500 TL verip satın alıp ciltlettiğim Beşiktaş 1960 Şampiyonluk albümü. Bunun da kapağı yoktu ama 95. sayfasında o zaman 13 yaşında olan bir Beşiktaş taraftarının ortaokul üniformalı ve kasketli bir resmi ve altında da birkaç satır yazısı. Ali Bey’e:
“ bakın” dedim “ bu benim resmim ve yazım. O zamanlar şampiyonluk yaklaştığında haftalık harçlığım 10 TL sını Beşiktaş Karakartallar mecmuasına yollamış ve sayılı adet çıkacak mecmua için müracaat etmiştim. Ben de burada aynısı var. “
Ali beyin yüzüne bir gülümseme geldi, çok mutlu olmuştu. Beraber resimler çektirdik. Benim 1961 ile 1966 yılları arasında Beşiktaş mecmuasına bir taraftar olarak yolladığım ve basılmış iki yazım vardı. Yıllardır aradığım bu yazıların dergileri ne yazık ki Şöhretler köftecisindeki ciltlerde yoktu. Biz konuştukça müşterilerden masamıza gelip tanışmak isteyenler, resmimizi çekmek isteyenler oldu. Ali beyle bir süre daha sohbet edip , çaylarımız içtikten sonra ilerde gene görüşmek dileğiyle kendisine veda ettik.
Amerika’ya evime döndükten sonra Şöhretler Köftecisini internetten araştırdım. 1961 yılında TRT Ali Çağlar beyle 2021 yılının Kasım ayında bir röportaj yapmış. Bu röportajdan öğrendiğim bilgilere göre Şöhretler Köftecisindeki fotograflar Ali Bey’e 1950-1960 yılları arası Beşiktaş'ın ünlü amigosu “Kafa Sabahattin”(Sabahattin Çayır) tarafından verilmiş. Sabahattin Çayır o zamanlar işlettiği ve Beşiktaşlıları müdavimi olduğu Şöhretler Kıraathanesini kapattıktan sonra fotografları bir miras gibi genç Ali Çağlara verir ve Şöhretler Köftecisinin duvarlarında teşhir etmesini ister. Şöhretler Köftecisi kıraathane ile aynı dükkandaydı bilmiyorum ama, zaman içinde Şöhretler köftecisi " Beşiktaş Müze Köftecisi" diye nam salar. Ali bey verdiği röportajda Baba Hakkı’nın dükkana geldiğinde elini öptüğünü, Baba Recep Adanır’ın devamlı müşterisi olduğunu söylüyor. En duygulandığı anısı bir gün aynı benim gibi yaşlıca bir beyin duvardaki fotoğrafları tek inceleyip gözlerinin yaşardığını gördüğü andır. Ali Bey ona kim olduğunu sorduğunda; "benim adım İsfendiyar Açıksöz” der “ Galatasaray’ın sağ açığı, bunların hepsi benim arkadaşım, bunlarla beraber top oynadım”. Ali bey de bu anısını anlatırken çok duygulanmıştı. İsfendiyar Metin Oktay’ın gollerinde büyük katkısı olan, ona ortayı yapan, milli takımın da değişmez sağ açığı idi.
Taraftar da olsanız, eski ünlü futbolcu da olsanız Şöhretler Köftecisi alıp sizi bir yerlere götürüyor. Ali Çağlar da Kafa Sabahattin'den aldığı bu mirası ilerde iki evladına devir ederek devam ettirmek istiyor.
Cem Özmeral
6 Aralık 2022
Dublin, Ohio
|