BİR BAYRAM YAZISI
Bugün bayramın son günü. Ne bayramı derseniz, kimine göre Şeker Bayramı kimine göre de Ramazan Bayramı. Ben İkinci Dünya harbinin bitiminden iki yıl sonra doğmuşum. Çocukluğumda ve ilkokul yıllarında bu bayramı hep Şeker Bayramı diye bilirdim. Bayram günü en yeni giysilerimizi giyer , yeni alınan ayakkabılarımızı ayağımıza geçirir, büyüklerimizi ziyarete giderdik. Onlar bizim saçlarımızı okşar, cebimize birkaç lira sıkıştırır, bazen de neden dir bilinmez beyaz bez mendiller verirlerdi. Sonra da bize çikolata ve badem şekeri ikram ederlerdi. Aldığımız terbiye gereği bir ikincisini istemeye cesaret edemez şekerin tadı damağımızda kalırdı.
Sonra bu bayramın adı Ramazan Bayramı diye geçmeye başladı özellikle yayın organlarında. Ne zaman başladı tam bilemiyorum ama en az yirmi yıldır bu böyle. Son zamanlarda bu bayrama verilen çifte isim bir nevi insanların siyasi görüşlerinin belirtisi haline geldi. Kendini laik sayanlar Şeker Bayramı derken, muhafazakar tanımlayanlar Ramazan Bayramı nda israr etmeye başladılar. Orta yolcular “Bayramınız kutlu olsun” diye tebrik atarken, ne şiş yansın ne kebap diyenler de “şeker gibi bir Ramazan Bayramı dilerim” gibi yaratıcı kutlamalar icad ettiler.
Peki eskiden bu bayrama ne deniyordu ? Merak ettim araştırdım. Cumhuriyetin ilk yıllarından benim çocukluk yıllarına kadar eski gazetelerde Ramazan Bayramı terimi çokça kullanılıyor. Osmanlılar da ise bayramın adı Arapça dan gelme “Iyd-i Said-i Fıtr” mış. Bunu günümüz Türkçesine çevir isek: Iyd yani Eid, şölen ya da bayram, Said mutlu ya da uğurlu, Fıtır ise oruç bozma. Yani mutlu oruç bozma bayramı. İftar kelimesinin de Fıtır dan türediği düşünülüyor.
Osmanlının son devirlerinde ise bu bayrama Şükür bayramı deniliyormuş. Murat Bardakçı'ya göre de işte bu Şeker Bayramı tabiri, Arapça yazıdaki şükür ve şeker kelimelerinin yazı şeklinin aynı olmasından ileri geliyor. Cümlenin gelişine göre de siz daha anlamlı olan kelimeyi seçermiş siniz. Ama anlaşılan şükür diye şeker okuna okuna bayramın adı şeker bayramı diye kalmış. Bana biraz daha mantıklı gelen açıklama ise Padişahın bayramlarda yeniçerilere ve çocuklara tatlı ve şeker dağıtılması geleneğinden geliyor olma olasılığı. İslam kültüründe ve mutfağında hurma, kuru üzüm gibi şekerlemeler daha ilk zamanlardan beri var. Ama 18 yüzyıl ortalarında İstanbul’a gelen Amasyalı Bekir Efendinin Bahçekapı’da açtığı küçük şekerci dükkanı, ileriki yıllarda lokum ve akide şekerini Osmanlı sarayına sokacaktır. Amasyalı Bekir Efendinin torunu Hacı Ali Muhiddin Bekir, sarayın Baş Şekercisi ünvanı ile taltif edilir. Bizim çocukluk yıllarından bildiğimiz akide şekeri, nane şekeri ve lokum da saraydan sonra da evlerimize ve bayramlarımıza böyle girmiştir.
Ben çok uzun yıllardır Amerika’da yaşıyorum. Burada Ramazan Bayramı dediğimiz bayrama görsel medya olsun, sosyal medya ya da yazılı basın olsun Eid Al Fitr diyor. Açıklama yazısında da:.The fest (holiday) of breaking the fast, yani oruç bozma şöleni ya da bayramı. Yıllar önce buradaki Türk Amerikan Cemiyeti TAACO nun bayamı ilanını verirken Türkçe Şeker Bayramı, İngilizce ilanda da Eid Al Fitr diye yazmıştık. Şeker Bayramı na tepki gelmedi, ama yönetim kurulundaki bir arkadaş bu İngilizce de kullanılan Arapça tabiri hiç hoş karşılamadı. Biz de sonraki yıllarda Ramadan Holiday diye tercüme etmeye başladık, Candy Holiday demek pek de anlamlı gelmedi bize. Biliyorsunuz İngilizcede sugar ve candy ayrımı var. Bizde ise hepsi şeker: ama toz şeker, kesme şeker, akide şekeri gibi sıfatlarla ayrılıyor. İngilizcede candy denen şekere Türkçede bazen bonbon deniliyor. Eski şekerciler şekerleri ; cezire, sert şekerler, yumuşak şekerler, şekerli drajeler, şekerlemeler, karamelalar, ezmeler, çikolatalar, helvalar ve lokumlar diye ayırırdı.
Bu bayramın adı konusu burada da bitmiyor. Eid Al fitr deki fitr sözcüğünün daha önce iftar yani oruç bozmadan geldiği olasılığını söylemiştik. Ama bazılarına göre de bu kelime bayramlarda ihtiyaç sahiplerine verilen fitre kelimesinden türemiş. Bu da mantıklı. Geçen gün kayınvaldem bana bu yıl fitrenin kaç para olduğunu sordu. Fitrenin miktarı her sene değişiyor paranın değeri gibi. Ama fitre miktarı daha sağlam dayanaklara bağlanmış. Ferit Devellioğlu Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik lugatında” fıtra”yı şöyle tanımlıyor:
Ramazan bayramında bölünmeden verilmesi şeran vacip olan: 1) buğday, buğday unu veya buğday kavutu ndan 1458 veya 1667 ; 2) arpa; 3) kuru üzüm;4) kuru hurmadan 2917 ile 3333 gram sadaka.
Bu bayramımıza ne dersek diyelim, içinde Ramazan ayının bitişi yani orucun sona ermesi de de var , fitre de dağıtılan kuru üzüm, hurma gibi şekerlemeler ve günümüzde dağıtılan akide şekeride var. Tercih sizin.
Hepinize Şeker Bayramı sonrası iyi dinlenmeler.
Cem Özmeral
6 Haziran, 2019
Dublin, Ohio