Aşağıdaki yazı son zamanlarda internetde dolaşan bir slayt gösterisinden alıntı. Daha dogrusu slide gösterisini yapan arkadaş büyük olasılıkla bir web sitesinin okuyucu forumundan aldığı yazının bozuk imlasını düzeltmiş, yazıyı anlatılan konuyla bağlantısı pek inandırıcı gelmeyen resimlerle ve güzel bir müzikle süslemiş, olmuş size müthiş bir hikaye. Emeğine saygımız varda, Atatürkü seven herkesin yüreğini hoplatacak böyle bir bilinmeyeni ortaya koymak, hiçbir kaynak vermeden bu kadar kolaymı olmalı? İşte o alıntı yazı:
Yıl 1910.Fransızlar yenı bulusları olan uçagı tanıtmak ıçın tüm uluslardan katılımcıları davet ederler..herkes böyle bir icatın gerçeklesmıs olması nedeniyle şaşkın ve meraklıdır.dönemin osmanlı hükümetine de katılımcı için haber gönderilmis.hükümet icatlara oldukça meraklı olan Ali Rıza Paşa yı gönderelım o meraklıdır demısler...ve derhal saraya çagırmıslar.kendısıne fransızların buluşundan bahsetmısler ve osmanlı yı temsılen gıtmesını ıstemısler..alı rıza pasa bunu bız yapmalıydık demıs ıçınden hayıflanarak. yalnız demısler pasa ya davet 2 kişilik yanına 1 kısı daha al onu da sen belırle demısler...alı rıza pasa bıraz düsünmüs ve bır delıkanlı var onu götüreyım demıs.neyse ali rıza pasa ve delıkanlı paris'ın yolunu tutmuslar.paris'te otele yerlesmısler.ve bulusun gösterileceği gün kalabalık meydan ve pıst herkes merakla beklıyor..derken pılot hazırlıklarını yapıyor..üstüne mont gıyıyor bırde gözlük takıyor...uçak havalanıyor.parendeler taklalar manevralar müthıs bır gösterı... pıste ınıyor. alkıslar arasında ınıyor uçaktan.herkes kıskanç ama saskın.bır yetkılı bır gönüllü ıstıyor.pılotun arkasında ona eslık edebılecek cesaretı olan.. bızım delıkanlı atılıyor.ben ben.tamam, denıyor ve delıkanlıya gözlük ve mont verılıyor.delıkanlı montu gıyıyor gözlügü takıyor.. kalabalıktan sıyrılmak üzere iken alı rıza pasa kolundan tutuyor.boşver sen bınme bırak baskası bınsın dıyor.neden dıye soruyor delıkanlı bırsey mı hıssettınız. . yok, sen yıne de bınme evlat dıyor.derken baskası bınıyor uçaga..uçak havalanıyor delıkanlı öfkelı pasaya. parandeler. manevralar. derken uçak alev topuna dönüyor ve pıste çakılıyor.2 ölü.delıkanlı pasaya bakıyor hayretler ıçınde.pasa magrur ve mutlu bır ınsanı kurtardıgı ıçın.ama bır baskası ölmüstü. ama kurtardıgı bır ınsan degıldı.bır ulustu.çünkü delikanlı Mustafa Kemal Atatürk' tü.
Bu yazıyı okuyan insan ister istemez düşünüyor. Fransızların icadı olan uçak nedir, Ali Rıza Paşa kimdir, görevi nedir? Ali Rıza Paşa Delikanliyı nereden tanıyor, Delikanlının bir görevi varmı? Bu gösteri Parisin neresinde yapılmış? İşte bütün bu soruların cevabını bulmak ve olayın gerçek olup olmadığını ortaya çıkartmak için konuyu araştırmaya karar verdim.
İlk aklıma gelen Atatürkle ilgili yüzlerce fotoğrafı içeren koleksiyonumdan hatırladığım bir fotoğraf oldu. Nerede çekildiğini bilmediğim resimde genç bir Mustafa Kemal kendisinden oldukça yaşlı bir Osmanlı Subayı, muhtemelen bir Paşa ile, etrafında kıyafetlerinden çoğunun Fransız Subayı olduğu anlaşılan bir sürü askerle uçak hangarına benzeyen bir binanın önünde kırlık bir arazide yürüyorlardı. Digital resim koleksiyonumdan arayarak bu resmi buldum ve dikkatle üzerindeki yazıyı okudum.
Grandes Maneuvers de Picardie, (Picardie deki Büyük Manevralar).
Yazının alt bölümündeki yazıyı çok az olan Fransızcam ile şu şekilde tercüme ettim: General Michel, Mareşal Hermes de Fonesca, Brezilya Cumhuriyeti Devlet Başkanı ve Yabancı Subaylar, Liberte nin hangarından dışarı çıkarken. Resimdede görüleceği gibi kolundaki sırmadan yüzbaşı olduğu anlaşılan genç bir Mustafa Kemal en önde General ve Maraşellerle birlikte saf tutmuş yürüyordu. Resmin sol başında uzun paltolu kişide Ali Rıza Paşa olmalıydı.
Evet anlaşılan böyle bir uçak gösterisi Picardie denilen bölgede olmuştu ve Mustafa Kemalde tarih kitaplarında yazdığı gibi Kolağası olarak bu gösteriye katılmıştı. Bu konudaki araştırmalarım sonucu aşağıdaki bilgilere ulaştım:*
1909 yılında İstanbulda uçak ve balonlarla ilgili bir gösteri yapılır. Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa bu gösterilerden çok etkilenir ve modern silahlara ve harp gereçlerine duyduğu yakın ilgi ve ileri görüşlü bir asker olması dolayısiyle Paris ve Berlinde birer askeri ateşelik açmaya ve modern silahlarla ilgili gelişmeleri takibe karar verir. Berlin Ateşiliğine sonradan Osmanlı İmparatorluğunu Birinci DünyaSavaşına sokacak olan Enver Paşayı, Parise ise Atatürkün ileride kader birliği yapacağı Binbaşı Fethi Okyarı atar.Fethi Okyar Osmanlılarla Fransızlar arasında havacılıkla ilgili iş birliğini geliştirmekle görevlendirilir.
1910 yılında bütün Avrupada askeri manevralar doruk noktasındadır. Osmanlı İmparatorluğu Fransanın Picardie Bölgesinde yapılacak tatbikatlar için temsilci olarak olarak Kolağası Mustafa Kemali atar ve kendisini Paris Askeri Ateşesi Binbaşı Fethi Okyarın yanına Parise yollar. Osmanlı temsilcileri, Fransanın kuzeyindeki Picardie manevralarında, uçakların hızlı taşıma ve keşif araçları olarak çok faydalı olacağı fakat askeri açıdan henüz bomba taşımada yeterli düzeyde olmadığı konusunda İstanbula bılgi verirler.
Bir başka kaynağa göre** de Picardie manevralarına Mustafa Kemalin yanında Binbaşı Selahattin Bey de katılmıştır. Ama bu kaynakta eski Harbiye Nazırı ve o zamanki Garp Cephesi Komutanı Ali Rıza Paşanın bu gösterilere katıldığına dair bir bilgi yoktur.
Yalnız aşagıda Picardie gösterileri ile ilgili olarak derlediğımiz resimler içinde www.ustun-um.com dan alıntı yaptığımız fotoğrafta, sağ başta ki Türk subayı General Ali Rıza olarak teşhis edilmiştir.
12-18 Eylül 1910'de Fransa'da yapılan bir tatbikattır. Birinci Dünya Savaşı'nda İngiliz ve Fransız ordularına başkomutanlık yapan Mareşal Foch komutasında yapılmıştır... Osmanlı İmparatorluğu bu manevralara Binbaşi Selahaddin Bey ve Mustafa Kemal'i gözlemci olarak göndermişti... Mustafa Kemal'in tatbikat sonrasındaki sözleri ve yorumları Mareşal Foch'un dikkatini çekmiş, prokotole aykırı olarak rütbesi albaydan küçük olduğu halde kendisini düzenlediği bir yemeğe davet etmişti.Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk bu gezi sırasında fesin batılılar tarafından gülünç bulunduğunu öğrenmiştir.Tatbikat sırasında başta söyledikleri dikkate alınmayan Mustafa Kemal'e bir asker şöyle demiştir;"Başınızda bu komik başlık olduğu sürece hiçkimse kafanızın içindekilere itibar etmeyecektir."
Picardie Manevraları ile ilgili olarak yaptığım araştırmada bu manevralar sırasında can kaybı olan hiç bir uçak kazası haberine rastlamadım. Bu nedenle araştırmamı havacılık kazaları ile ilgili kitap ve sitelere taşıdım. Buralardada bu manevralar sırasında olan hiç bir kaza haberi ve istatistik verisi olmadığı gibi geniş kapsamlı Fransız kaynaklarında da bu manevralarda olan herhangi bir kaza ile ilgili hiç bir resimde yoktu. Halbüki aynı kaynaklar* bir yıl sonra 1911 de Fransanın başka bir bölgesinde yapılan manevralarda kaza yapan uçağın resmini yayınlamıştı. Araştırdığım Havacılık Kazaları istatistiklerinde**, 1910 yılının Eylül ayında ölümle sonuçlanan tek kazanın İtalyanın Milano şehrinde olduğuna dair bilgi vardı. Picardie manevraları Eylül 1910 da gerçekleştiğinden aynı yılın Ocak ayında Fransanın Pau bolgesinde ölümle sonuçlanan kaza da hem mekan hemde tarih olarak aradığımız bilgiyi doğrulamıyordu.
*free.frSite_escadrilledubut_aviation-militaire2
** www.planecrash.info.com
Jan 4, 1910
Ferdinand Léon Délagrange
36, French aviation Pioneer
Pau, France
Blériot XI Monoplane
Was killed when the left wing to his plane collapsed. This was caused by fitting too powerful of a motor to his plane. 1 killed.
Jul 12, 1910
Charles Stewart Rolls
33, co-founder of Rolls Royce
Bournemouth, England
Wright Flyer
His biplane broke-up in mid air. Although falling only 20 feet, he was killed when he cracked his skull. Britain's first aviation accident fatality. 1 killed.
Sep 27, 1910
Jorge Chavez
23, aviator, first person to fly over the alps
Milan, Italy
Bleriot
Crash landed his plane at Milan while attempting to fly over the alps from Brigue to Milan. He died of his injuries four days later. 1 killed.
Bir Sunay Akın Masalımı?
Mustafa Kemalin 1910 Eylülünde genç bir Osmanlı subayı olarak katıldığı Picardie Uçak gösterilerinde hiç bir uçak kazası olmadığına göre anlatılan bu hikaye nereden çıkmıştır? Birkaç yıl önce televizyonda Sunay Akının o güzel yorumu ile buna benzer bir hikaye anlattığını hatırlıyorum. Internetdeki okuyucu forumları da bu hikayenin ilk defa onun tarafından anlatıldığını göstermektedir. Sunay Akın kimdir?
Sunay Akın bir renkli kişidir. Göztepe de Bağdat caddesinin arka sokaklarında dolaşırsanız karşınıza bir Zürafa heykeli çıkar. Bu heykelin arkasındaki ev Sunay Akının Oyuncak Müzesidir. Burada oyuncak trenlerden oyuncak hayvanlarla, otomobillerden kalyon kayıklara kadar binlerce, kimisi antik oyuncaklar teşhir edilir. Sunay Akın çok yönlü bir kişilktir. Şairdir, hocadır, showmandir, yazardır ve aslında kocaman bir çocuktur. Şiir okurken, masal anlatırken ağzından bal akar. Öylesıne insancil ve tatlı dillidir ki , Bordo Maviyi anlatırken Fenerbahçeliyi de Beşkitaşlı ve Galatasaraylıyı da, Trabzona hayran eder. O biraz Evliya Çelebi dir, biraz Hans Christian Andersen, biraz da Orhan Velidir. Eh böyle bir adamın anlattığı hikayede masal gibi dinlenir.
Her Masalın, her hikayenin ve hatta her mitolojik efsanenin bir başlangıcı ve bir dayanağı vardır. Mustafa Kemalin, binmediği uçak hikayesinin orijini nedir o zaman?
İşte size gene birbiri ile çelişen iki kaynak . Dikkat ederseniz ikinci hikayede olay Almanyaya kayıyor ve bu sefer Mustafa Kemal in yanında Sultan Reşat vardır ve uçağa binmemeye içgüdüsüyle karar veren Mustafa Kemal in kendisidir.
"General Celal Erikan, ilk cildi 1964 yılında Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan çıkmış olan Komutan Atatürk adlı kitabının önsözünde Atatürk'ün uçak fobisini açıklayan ilginç bir anıdan bahsediyor: Yıl 1934, Cumhuriyet Bayramı törenlerindeyiz. Yer, Ankara Orduevi. 29 Ekim gecesi düzenlenen baloya, Irak Hava Kuvvetleri'ne bağlı subaylar da katılmıştır. Etrafında havacılar olunca Atatürk'ün de havacılıkla ilgili hatıraları coşmuş ve başlamıştır anlatmaya: 1910 yılınydı. Ali Rıza Paşa ile birlikte Fransa'daki Picardie manevralarına davet edilmiştik. Manevra sonunda, daha çocukluk çağında olan uçaklarla gösteriler yapıldı. Bundan sonra, manevraya katılan yabancı subaylardan isteyenlerin bu uçaklara bindirileceği bildirildi. Ben de hemen uçaklardan birine doğru yöneliyordum ki Ali Rıza Paşa bileğimden tuttu ve: Bilmediğin aş, ya karın ağrıtır, ya baş, diye beni uyardı. Uçağa, benim yerime bir başka ülkeden bir subay bindi. Bu uçak, havada bir dönüş yaptıktan sonra düşüp yere çakıldı. Ölümden kurtulmuştum. Tümgeneral Cumhur Evcil aynı olayı Türk Tarih Kurumu eski başkanlarından Uluğ İğdemir'in ağzından aktarıyor: Uluğ İğdemir, olayı Atatürk'ten dinlemiş. Söz konusu manevrada Fransızlar uçakla gezinti yapmak isteyen yabancı subayları sıraya koymuşlar. Mustafa Kemal'in sırası geldiğinde, manevranın takip edilmesi gereken önemli bir bölümü cereyan ettiğinden, Mustafa Kemal sırasını bir Rumen subayla değişmiş. Havalanan Romen subayın bindiği uçak kısa bir süre sonra yere çakılmış ve binenler ölmüş. www/tarihturko.tr.gg
Uçak Kazası Atatürk'ün Gizemi
Mustafa Kemal Atatürk, son Osmanlı Padîşahları'ndan olan Mehmet Reşat ile Almanya'ya gitmişti. Askeri üsler gezilirken, bir askeri üsse şereflerine uçaklarla gösteriler yapılacaktı. Birinci Dünya Savaşı öncesi 1910 yıllarında uçaklar az çok gelişme göstermişti. Askeri üsse gösteri yapacak olan uçaklardan birine de Atatürk'ün binmesi kararlaştırılmıştı.
Planlanan törende zamanı gelince Atatürk, uçağa doğru ilerlemeye başladı... Ancak bir anda geri dönerek uçağa binmekten vazgeçtiğini söyler. Bütün ısrarlara rağmen Atatürk fikrinden vazgeçmez. Onun yerine bir Alman subayı uçağa biner. Uçak havalandıktan bir müddet sonra arızalanarak düşer. İçindeki Alman subayı ölür!... Atatürk uçağa niçin binmek istemediğini açıklanamamıştır. O sadece içindeki sese her zaman olduğu gibi kulak vermiş ve mutlak bir ölümden dönmüştür.
www/kronikmuhalif.azbuz.ekolay.net
Yukardaki iki kaynakta da görüldüğü buralarda anlatılan hikayeler birbiri ile çeliştiği gibi, birinci kaynaktaki aynı hikayenin iki değişik kişi tarafından anlatımı da birbirine uymamaktadır. Öyle ise bazı kaynaklarda Atatürk tarafından anlatıldığı ileri sürülen uçak kazası tarih kayıtlarında olmadığına ve hikayede yer, zaman ve kişiler çelişki içinde olduğuna göre, nasıl olurda böyle bir hikayeyi Atatürkün anlattığı söylenebilir? Bunu aşağıdaki kısa örnekle açıklayabilirım.
Bundan bir kaç yıl önce bir iletişim seminerine katılmıştım. Seminer katılımcıları 20 şer kişilik guruplara ayrılmış ve semineri veren konuşmacı en baştaki katılımcının kulağına uzunca, karışık ve fazla manası olmayan tekerleme gibi bir cümle söylemiş ve bu kişinin yanındaki kişinin kulağına bu cümleyi tekrarlamasını söylemişti. Kulaktan kulağa söylenen cümle guruptaki son kişi tarafından yüksek sesle okunduktan sonra, konuşmacı en baştaki katılımcının kulağına fısıldadığı cümleyi tahtaya yazdı. Ve görüldüki okunan cümle ile tahtaya yazılan cümle arasında büyük farklılıklar oluşmuştu, hatta iki cümle arasında ortak noktalar azınlıkta kalmıştı.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Mustafa Kemal genç bir subay olarak Picardie deki Havacılık Manevralarına katılmıştır. Bu manevralar sırasında Atatürkün son anda binmeye vazgeçtiği ve ölümle sonuçlanan bir kazaya dair yazılı hiç bir vesika ve bilgi yoktur. Picardie ile ilgili bilgiler kulaktan kulağa anlatıldıkça, ona eklemeler ve abartılar yapılmış, eksik bırakılan bölümler olmuş, kişiler, zaman ve mekan sürekli olarak değişmiştir.