“Camdaki Kız” her perşembe akşamı Kanal D'de ilgiyle izlenen başarılı bir dizi. Dizinin büyük bir kısmı Istanbul’da eski bir konakta geçiyor. Çogu dizilerde olduğu gibi, her ne kadar zamanımızda böyle beraber yaşayan büyük aileler kalmasa da, yetişmiş çocukların anne babaları ile birlikte yaşadığı, gelinli, damatlı, kayınvaldeli, bakıcılı, hizmetkarlı bir yaşam düzeninde dönen yalan, dolan, kaçamak ilişkiler ve platonik bir aşk öyküsü. Dizinin büyük bir bölümünün çekildiği konak baştan beri ilgimi çekti.
Geniş merdivenleri kırmızı halılarla kaplı, bol yatak odalı, oturma odasında duvarda av hatırası boynuzlu bir geyik büstü asılı olan, klasik mobilyalarla döşenmiş, bodrum katı hizmetkarlara ayrılmış bir bina. Ama belli ki yapıldığında çok güzel olan konağın dışı adeta dökülüyor. Kapının yanındaki helenik sütunlar kirden simsiyah, binanın ahşap kaplamaları yıpranmış, boya tamamen gitmiş. İşin ilginç yanı da dizinin bir bölümü de giriş kapısının olduğu avluda ve binanın önünde geçiyor. Büyük olasılıkla konağın dışının tadilatı için ya izin alınmamış, ya da buraya para ayrılmak istenmemiş. Bu nedenle de binanın eskiliğinin senaryoya uyması için, baba rolündeki Rafet Koloğlu çok cimri bir kişi olarak yaratılmış. Zengin ve başarılı bir işadamı olan Rafet Bey çok yardımsever biri, ama evde son derece tutumlu. Gerek olmadıkça açık elektrik düğmesi istemiyor, sabah kahvaltısında sofrada herkesin sadece 5 adet zeytin, küçük bir beyaz peynir parçası ve bir bardak çay hakkı var.
|